Bugün gerçekten çok önemli bir konu üzerine konuşacağız. İş deneyimi olmayan bir adayın, hayalindeki işe kavuşabilmesi için neler yapması gerektiğini tartışacağız. Üstelik, sadece yeni mezunları değil; yıllardır iş hayatında olup meslek değişikliği yapmak isteyenleri de konuşacağız.
Yazıyı son kelimesine kadar okumanızı tavsiye ederim. Çok önemli ayrıntılar var.
Şimdi o röportajı paylaşıyorum.
-Merhaba Sema, LinkedIn’da, insan kaynakları alanındaki profesyonel paylaşımlarınla seni kısmen tanıyoruz. Hem adaylara yol gösteriyor, hem de insan kaynakları çalışanlarına adeta meslek sırları veriyorsun. Takipçilerin istifade ediyor ancak henüz profilini keşfetmemiş kişilere de ışığını ulaştırma isteği duydum. Bizim (ben ve hizliadam.com takipçileri) sorumuz şu:
İş deneyimi olmadığı için bir türlü mesleki hayatına başlangıç yapamayan insanların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Özellikle, üniversiteden yeni mezun olanlar, çalışacakları ilk işi (kendilerine fırsat verecek ilk firmayı) bulana kadar çok uzun bir süre beklemek zorunda kalabiliyorlar. Maddi olanakları beklemeye müsait olmayanlar ise adını “geçici iş” verdikleri ilanlara başvuru yapıp sevmedikleri bir işte çalışmak zorunda kalabiliyorlar. Daha kötüsü ise, geçici iş gözüyle bakılan birçok iş, adeta üzerimize yapışıyor ve artık kalıcı işimiz haline gelebiliyor.
Yeni mezun adaylara, kendi alanlarında çalışma fırsatı bulabilmeleri için tavsiyelerin neler olur?
– Öncelikle, güzel sözleriniz için teşekkür etmek isterim. Onore ettiniz ancak “uzman” tabirinize küçük bir parantez açmak isterim. “Ben oldum” demenin mümkün olmayacağı branşlardan biridir ik (insan kaynakları). -Ki zaten bu nedenle İk’ya yöneldim çünkü öğrenme süreci hiç bitmiyor. O nedenledir ki ben kendimi bu mesleğin kıdemli öğrencisi olarak görüyorum 🙂
Sorunuza gelirsek:
İş arayan yeni mezun arkadaşlarda gözlemlediğim birkaç hususa değinmek istiyorum. Zira bunu onların önünde bir engel olarak görüyorum.
- Kendilerini doğru ifade etmekte zorluk çekiyorlar. Çok büyük cümleler kuruyorlar ve çoğunlukla yanlış anlaşılmalara sebebiyet veriyorlar.
- Özgeçmiş hazırlamada ciddi sıkıntılar görüyorum.
- Vücut dili kullanımında yine benzer sıkıntılar yaşıyorlar. Yani, karsı tarafa ne geçirdiklerinin çok farkında değiller gibi
Asıl sorunlardan biri de şu:
İş istiyorlar ancak nasıl bir şirkette, nasıl bir ortamda, nasıl bir iş istedikleri konusunda; ya kafaları karışık ya da gerçekçi değiller. Bu nedenle iş arama süreci uzuyor ve uzadıkça her şeye saldıran bir konuma geliyorlar ki bu da yukarıdaki olumsuzluğu daha da derinleştiriyor.
Biz ise alımda görevli arkadaşlar da doğru profilleri bulamamaktan şikâyetçi olduğumuza göre; bir yerlerde, bir terslik var!
Ne istediğini gerçekçi bir şekilde belirlemiş, yol haritası olan bir kişi, doğru hazırlanmış bir cv ile başvuru yaptığında, görüşmeye çağırılma olasılığı artar.
Doğru beden dili ve kendini ifade yeteneği olan, karşısındakine güven verebilen biri ise, görüşmede işi alma şansını artırır.
Koşullar, eğitim sistemindeki tıkanıklıklar ve benzeri engeller her dönem vardı. Giderek de artıyor ve hatta agresifleşeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla, malzeme bu ve bizim buna rağmen başarılı olmanın yollarını aramamız gerekiyor.
O nedenle bu röportajda, genç arkadaşlarımızın gönlünü fethedecek sözler söyleyip, alkışları toplayıp, köşeme çekilmek yerine; belki onların canını sıkacak, belki acıtacak ve belki bazılarını kızdıracak şeyler söyleyeceğim çünkü diğer yolun onlara mevcutta bir katkısı olmayacak. Birlikte vah vah, tüh tüh dememizin kimseye bir yardımı olmayacak!
Hayat seçimlerden ibarettir. Çok klasik ama bir o kadar da doğru bir söz. Dolayısıyla, ne tercih ettiğimize dikkat etmeliyiz. Bazen iki kötü şey arasında daha az kötü olanı seçeriz ama yine de seçmiş oluruz. Seçim yapmak… Bunun farkında ve bilincinde kalmalıyız.
Nerden başladığına değil nereye gidebileceğine odaklanmış bir aklın, her fırsatı, öğrenme fırsatına çeviren bir azmin önünde hiç bir engel duramaz.
İlk iş tecrübemde insanlar bana fotokopi çektirtiyordu. Bu benim için büyük bir öğrenme eylemine dönüşmüştü çünkü fotokopiye gidip gelirken elimdeki evrakları okuyarak çok şey öğrendim. 🙂 Fotokopi çekmek konusundaki hevesime herkes şaşırıyordu.
Yine ilk is tecrübemde, başkasının yaptığı işi izleyerek ve takıldığım şeyleri sorarak öğrendim. Yapabildiğimi gördüklerinde o isi bana verdiler 🙂
Demeye çalıştığım şu:
Her şey fırsata dönüştürülebilir ama yakınmak, şikâyet etmek ne kadar hâkli olursanız olun size fırsat yaratmaz. Tam tersi, görmenizi engeller.
Sorunuzun cevapları aslında bunların içinde var. Eminim, okurlarınızın bir kısmı bu cevapları alacak ve parlayacak!
Özetle: Koşulları gereği istediğini değil bulduğunu kabul etmek durumunda kalan arkadaş, gözünü hedeften ayırmazsa mevcut koşulların içinde hedefe giden yolu bulacaktır.
Seçme şansı olan arkadaşlar yine gözünü hedeften ayırmadan harcadıkları enerjinin mutlak ödülünü alacaklardır.
–Peki, yeni mezun değil ama sürekli farklı işlerde çalışmış olduğu halde herhangi bir alandaki yeteneğine daha fazla güvenen adaylara tavsiyen ne olur? Sorunun daha iyi anlaşılması için bir örnek vereyim:
Mesela ben, meslek olarak pazarlamayı seçmiş, özel ilgi alanı (hobi) olarak da yazarlık yapıyordum. 7 yıl pazarlama alanında çalıştıktan sonra radikal bir kararla tam tersini yapmaya başladım. Mesleğim içerik yazarlığı (hayatımı bu şekilde idame ettiriyorum), özel ilgi alanım (hobim) ise pazarlama oldu. Bu radikal kararımın sebebi ise şuydu:
Yazarlık konusundaki becerime, pazarlama konusundaki becerimden daha fazla inanıyordum. Ben, bana gelen bir iş teklifini değerlendirerek bu süreci sancısız atlattım ancak kendisi henüz keşfedilmemiş birisi, bu süreci nasıl başarılı atlatabilir? Mesela mağazada çalışan bir satış danışmanı, aslında çok iyi bir sosyal medya uzmanı olduğundan eminse, bir firmadan nasıl şans istemeli? Ya da neler yapmalı? Soru biraz uzun oldu ama konuyu enine boyuna tartışmak istiyoruz. Evet.
-Kariyer değişikliği zor bir karar ve çok iyi tasarlanmalı. Örnek:
Ne yapmak istiyorsunuz ve neden yapmak istiyorsunuz?
Ayrıca, niye buna uygun olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Bu gibi soruları cevaplamalı ve bu cevapları objektif değerlendirmelisiniz. Hatta mümkünse, arzu ettiğiniz isi yapanlarla sohbet etmeli; varsa fırsatınız, bu işi yapan kişileri, isi yaparken gözlemlemelisiniz. Yani, kararınızdan emin olmalısınız.
Bu değişikliği 30’lu yaşlardan önce yapmak size avantaj yaratacaktır. Sonrası da mümkündür ama daha zor olacaktır.
Sizin yaptığınız ve örnek verdiğiniz kariyer değişikliği örnekleri bireyselde yol alınabilecek örnekler ama çok daha zorları var. Örneğin, finans uz manisiniz ve ik’da çalışmak istiyorsunuz diyelim. -Bu örnek, koçluk desteği verdiğim biri ile birebir yasadığım bir örnektir- Öncelikle “neden ik?” Sorusuna cevap bulduk. Bulduğumuz nedenlere başka bir iş cevap verebiliyor mu tartıştık. Sonra bunu nasıl yapabiliriz ile ilgili aksiyonları tartıştık.
İlk önceliğimiz mevcut firmasında bu sansı yakalamaya çalışmak oldu. Zira firma onu ve yeteneklerini biliyordu. Yapabilirliğine daha kolay ikna olacaktı ancak ik’da uzun bir süre kadro ihtiyacı doğmadı. Dolayısıyla, finansı biliyordu ve bundan destek almak bizim şansımızı artıracağından yine finans şirketlerinde ik eğitim departmanı için iş arayışına geçtik. Bir süre sonra bu sansı yakaladık ancak ücret, mevcut işine göre biraz daha düşüktü ve unvan olarak da fedakârlık gerektiriyordu.
Bunu göze almak gerektiğine karar verdik. 3 yıl kadar orada çalıştıktan sonra uluslararası bir tekstil markasının eğitim departmanı yöneticisi oldu. Birkaç yıl sonra da İspanya’ya gitti 🙂
Demeye çalıştığım şu:
Ne istediğimizden, niye istediğimizden eminsek ve niye tercih edilmemiz gerektiğini biliyorsak geçmiş tecrübemizden destek alacağımız şekilde formüle edip, birkaç basamağı geçmek, olası mağduriyetleri minimuma indirecektir.
-Bu çok değerli bir paylaşım oldu. Çok teşekkür ederim Sema. Tahmin ediyorum ki okurlar da seni daha yakından tanımak ve paylaşımlarını takip etmek isteyecektir. Sema Altun hakkında daha fazla bilgi vermek ister misin? –Ve LinkedIn’daki paylaşımlarını nasıl takip edebiliriz?
-Benim kariyer geçmişimden haberdar olmadığınız halde bu soruları bana yöneltmiş olmanız, “hiçbir şey tesadüf değildir” sözünü hatırlattı. Şimdi anlattığımda siz de eminim ayni şeyi düşüneceksiniz.
Yasadığım şehirde yeni acılan bir fabrikada nasıl bir çalışan olacağıma dair merakımı gidermek için 2-3 aylığına işe girmiştim. Kendimin bile şaşırtan basarileri, bu kısa surede yakalayınca eğitimimi yarım bıraktım ve uzun bir sure çalışmaya devam ettim. Tüm dünyaya yayılmış çok büyük bir holdingin satınalmasını yürütür pozisyona gelmiştim.
Bir süre sonra kendimi tekrar etmeye başladığımı fark ettiğimde mesleki tatminsizliği yaşayarak kariyer değiştirip insan kaynaklarına (ik) yöneldim. Yurtdışına dil eğitimine gittim. Yarım kalan eğitimimi tamamladım ve yurtdışında bir Türk şirketinde ik yapma fırsatı yakaladım. 🙂 Yani, sorduğunuz soruların cevaplarını bizzat hayatımda deneyimledim.
İyi bir ik’cının, yasam koçu ve terapist olması da gerekir diye düşünüyorum. Bu yüzden, bu eğitimleri de çalışma hayatim devam ederken aldım. Halen daha kendimi eğitmeye, öğrenmeye devam ediyorum.
İk’nin masa başında yapılmayacağını düşünenlerdenim. Onun için de sahiciyim. Ofisime geçmeden önce tüm çalışanlarla temas kurar, hal-hatır sorar, öyle geçerim ofisime. Her kademeden insanlarla iletişimde kalırım. Molalarda, üretim çalışanlarının yanına giderim.
İyi ik’nın ancak insana dokunarak, nabzı doğru tutarak mümkün olacağını düşünürüm.
İşimin öğrencisi olduğum bilincinden uzaklaşmamaya; sıcak, samimi, içten olmaya gayret ederim.
Bence vermek istediğin mesajlar çok net ve tıpkı dediğin gibi: Bu röportajı okuyup, doğru mesajı almayı başaran arkadaşlar muhakkak faydasını görecektir. Buna inanıyorum.
Sohbetimiz esnasında birkaç konuya değindiğin. CV oluşturma konusunda hatalar, iş görüşmelerinde hatalı beden dili gibi olumsuzluklardan bahsettin. Hoş görüne sığınarak, yıllar önce bu konulardaki önerilerimi paylaştığım yazılarımın başlıklarını da okurlarla paylaşmak istiyorum.
Tekrar teşekkür ederim Sema. Çok keyifli bir sohbet oldu.