Tamer ASHRAF |
Sınırlı güce ve dikkate sahip insan beyni, diğer insanlara
ilişkin basit modeller olmadan işleyemez. Bu yüzden sınırsız olasılıklar
okyanusunda bir başlangıç noktasına ihtiyaç duyarız. İlk izlenimler, gelecekte
oluşacak bütün algılar için başlangıç noktası oluşturur.
İnsan davranışını iyi anlayanlar ile her hareket karşısında
şaşıran insanlar arasındaki en büyük fark; diğer insanları iyi anlayan—iyi
tanıyan insanların şuna inanmasıdır: İnsanlar anlaşılabilir!
İnsan davranışlarının açıklanamayacağı, kendi içinde hiçbir
tutarlılığı olmadığı ve doğru yorumlanamayacağına inanan kişiler, iyi davranış
analisti olamazlar. Olamazlar, çünkü en başta bu konuda kendilerini
geliştirecek yolculuğa çıkmamışlardır.
Çağımızda modern ekonomi içinde yer alan, ve özel sektörde
çalışan ortalama bir yetişkin kariyeri boyunca 15 defa iş değiştiriyor. Bu
yazıyı okuyan kişiler olarak muhtemelen ilk işinizde çalışmıyorsunuz, yani yeni
bir işe uyum sağlama sürecini zaten en az bir kere yaşadınız.
Şimdiden haberi vereyim; çok yüksek ihtimalle, önümüzdeki
iki yıl içinde bugünkünden başka bir işte çalışıyor olacaksınız. Farklı bir
işyeri, belki farklı bir iş alanı, farklı iş arkadaşları, farklı bir kurum
kültürü, kurumun sattığı farklı bir hizmet veya ürün…
Bu kadar şey farklılaşırken siz aynı mı kalacaksınız? Hayır,
tabi ki de. Girdiğiniz yeni ortam sizi belirli ölçüde yoğuracak. Yeni
öncelikler, yeni ilişkiler, yeni bir iş ve yeni bir rutin sonucu siz de
değişeceksiniz. Üstelik bu değişimi sadece bir kere daha yaşamayacaksınız. Ortalamadan
çok farklı bir kurum sadakatine sahip değilseniz veya özel koşullarınız yoksa;
geleceğiniz en azından üç – dört farklı “Yeni İşe Başlama” deneyimi olacağını
tahmin etmek mümkün.
“Önemli ve Değerli bir Bilgi”
Bu yüzden de yeni bir işe başladığınızda nasıl en doğru
şekilde uyum sağlayabilirsiniz ve çevrenizle geleceğinizi şekillendirecek
ilişkilere doğru temeli nasıl atabilirsiniz bilmeniz gerekli. Bu sizi yakından
ilgilendiren, kariyerinizin ve hayatınızın geleceğinde etki sahibi, önemli ve
değerli bir bilgi.
İşte yeni başladığınız bir işe hızlı uyum sağlamak ve iyi
ilişkilerin temelini sağlam atmak için dikkat etmeniz gerekenler:
(1) Daha işe başlamadan şirketi, çalışacağınız bölümü,
yapacağınız işi çok iyi bilin.
Örneğin aşağıdaki sorulardan kaç tanesini teklemeden
cevaplayabiliyorsunuz?
İşe başlayacağınız şirketin cirosu ne?
Asıl sattığı ürün veya hizmet ne?
Bunu sattığı ilgili hedef kitle kim, belirleyici özellikleri
neler?
Satılan ürün ve hizmetin en büyük rekabet avantajları neler?
Şirketin rakipleri kimler ve rekabete göre nasıl bir
konumda; bir monopol mu, oligopol mu, kıran kırana bir rekabetin parçası mı?
Sizin çalışacağınız bölümün, şirketin bütünü içerisindeki
ana görevi ne?
Tanımdaki görevinin ötesinde, bu bölümün şirketi içerisindeki
diğer bölüm/departmanlara görece söylenmeyen gücü nasıl?
Bölüm/departman yöneticisinden beklenenler neler? Kendisinin
en büyük öncelikleri ve altındaki ekiplerden beklentileri ne?
Bölüm içerisinde nasıl bir kültür hakim; ne kadar işbirlikçi
– ne kadar rekabetçi bir ortam var?
Bölümün, ya da, direkt olarak içinde çalışacağınız ekibin
yıl sonunda başarılı veya başarısız olmasını sağlayacak faktörler neler?
Birebir sizden bu rolde beklenenler neler?
Bu rolü layıkıyla yerine getirecek kişinin hangi mesleki
bilgilere sahip olması şart?
Mesleki bilgi dışında, bu rolde başarılı olmanın getirdiği
davranışsal, ilişkisel ve kültürel özellikler neler?
Bireysel “KPI”lar (Key Performance Indicators) yani hedef ve
başarı kriterleri neler?
Bu rol kimlerle birlikte çalışmayı gerektiriyor?
Bu roldeki kişinin performans değerlendirmesini kim yapıyor,
yaparken yazılı olmayan başka hangi gizli faktörlere bakıyor?
Bu rolde çalışan kişi, organizasyondaki hangi problemlerin
çözümüne katkıda bulunuyor?
Bu işi geçmişte yapılagelenden nasıl daha iyi yapabilir?
Bu soruların mümkün olduğu kadar fazlasını, mümkün olduğu
kadar detaylı şekilde cevaplamak çok başarılı olmayı hedef koymuş kişi için
birinci öncelik olmalı. Bu soruların cevabını almak için iş görüşmesi sürecini,
bu şirkette çalışan diğer kişileri, kendi arkadaş çevrenizi, şirketin internet
sayfasını, hakkında forumlarda yazılanları, şirket LinkedIn sayfasını,
çalışanların profilini ve aklınıza gelecek diğer tüm kaynakları kurutana kadar
kullanmalısınız.
(2) Başarı algısında iyi ilişkiler, somut iş başarısından
daha etkilidir.
Bu gerçekle yüzleşmekten hoşlanmayanlar olabilir. Ancak ne
yazık ki durum böyle. Bunun en basit sebebi ise sizin performans ve başarı
değerlendirmenizin de çoğunlukla insanlar tarafından yapılacak olması, ve
insanların objektif canlılar olmamaları. Olamamaları. Kendinizi düşünün. Siz de
objektif değilsiniz. Ailecek görüştüğünüz ve sevdiğiniz bir iş arkadaşınızın
hatası karşısında, her fırsatta sizinle tartışmaya giren birine göre çok farklı
tavır alırsınız. Birinde önemli bir hata kimsenin haberi olmadan örtülürken,
diğerinde aynı hata yıl ortası toplantısında tüm şirketin gözüne sokulabilir.
Yeni bir işe başladığınızda insanların sizi sevmesi, sizinle
birlikte aynı odada olmaktan keyif alması, bir konuyu sohbet etmeyi isteyecek
yakınlıkta görmesi veya bir dertleri olduğunda size açılacak olgunlukta
algılaması; size hayal edebileceğiniz en büyük sayısal iş başarısından daha çok
avantaj sağlar.
Üstelik, dürüst olalım, her insan çalıştığı şirketin ticari
başarısını umursamaz. Ancak herkes huzurlu ve iyi ilişkilere sahip olduğu bir
iş ortamında çalışmayı ister. Bu yüzden, tereddüt ettiğinizde, tercihinizi iyi
ilişkilere yatırım yapmaktan yana kullanın.
(3) İşinizde çok çok ÇOK iyi olun ve bunu herkesin gördüğünden
emin olun.
Daha önce, Kariyer Başarınız Gerçek Değerinize Değil,
Görünen Değerinize Bağlıdır yazısında netleştirdiğimiz üzere, üzerine yatırım
yapacak iyi bir iş bilgisi/becerisi yoksa, “iyi iletişim” tek başına boş
kalacaktır.
İşinizin uzmanı olun. Kendinize standart olarak Türkiye’yi
değil, Dünya’yı belirleyin. Örneğin, İşe Alım ile uğraşıyorsanız, bu iş
Dünya’da en iyi nerede yapılıyor, nasıl yapılıyor? diye sorun. Yeni ve inovatif
iş görüşmesi modelleri nasıl olabilir? (Bkz. Creative Hiring) Araştırın,
okuyun, sorun soruşturun, kendinizi geliştirmek için elinizden geleni ardınıza
koymayın.
Kendinizi geliştirme çabanızı şeffaf yaşayın. Bu konuda
sürekli araştırıp, öğrenmeye ve gelişmeye çalıştığınızı göstermek, sizi daha
güçsüz hale getirmez. Aksine ne kadar açık ve azimli olduğunuzu göstermeye
yarar.
Bazı yolları en baştan keşfetmek yerine, alanında iyi olan
kişileri model alın. Gerekirse ve fırsatınız varsa birebir usta-çırak
(mentor-mentee) ilişkileri geliştirmenin peşinden koşun.
(*) Aldığınızdan Çok Verin (her kapıyı açan gizli ipucu).
Özellikle yeni başladığınız dönemde size gelen her işi yeni
bir öğrenme fırsatı olarak görün. İnsanlara karşılıksız yardım etmek için hazır
olun. Kısa vadeli kar-zarar hesabı yapmak yerine bunu iyilik yapıp denize atmak
olarak görün. Buna gelecek bölümde tekrar değineceğiz.
En büyük şirket bile o kadar büyük değil, insanlarla tekrar
tekrar rastlaşacaksınız. Karşılığını büyük ihtimalle alırsınız. Almasanız da en
azından gününüz daha güzel geçer. 🙂
Özetle; bu 3 (+ 1) noktaya dikkat ederek, gerekli çabayı ve
çalışkanlığı gösterek girdiğiniz her yeni iş ortamında sağlam bir temel atmış
olursunuz.
İnsanlar ilk izlenimlerin etkisini yıllarca taşırlar. Buraya
yapacağınız emek ve özenli yatırım, kendi kariyeriniz için yapacağınız en doğru
şeylerden birisi olacaktır.