31 Temmuz 2017 Pazartesi

Başarılı Olmak için İhtiyacınız Olan 10 Beceri

Tamer ASHRAF
Başarmak için ne gerekiyor? Olumlu davranış mı? Elbette, ama ne yazık ki bu yeterli değildir. Çekim Yasası mı? Kimsenin bilmediği bir sır mı? Bu fikirler harekete geçirici nitelikte olabilir, ancak eylemin kendisi olmadan size pek fazla katkı sağlamazlar.
Başarı, bazı beceriler ile tanımlanır ve harekete geçer. Bu becerilerden bazıları okulda, bazıları ise iş hayatında öğrenilir. Ek olarak, genel yaşam deneyimlerinden öğrendiğimiz becerilerimiz de bize katkı sağlar.
Aşağıda, bir şirket yönetmekten bahçe kulübü işletmesine kadar herkesin, hemen hemen her alanda fark yaratmasına yardımcı olacak genel becerilerin bir listesi verilmektedir. Elbette, her alana özgü olması gereken beceriler vardır, ancak önemli olan herhangi bir konuda öğrenilebilen becerileri geliştirebilmek ve bunları kullanabilmektir.

1. Herkese Açık Konuşma
Topluluk önünde anlaşılır, ikna edici ve güçlü bir şekilde konuşma yeteneği herkesin geliştirebileceği en önemli becerilerden biridir. Etkili konuşan insanlar kendileriyle daha barışık olurlar ve kendilerine daha çok güven duyarlar. Etkili konuşma yeteneğine sahip olmak demek fikirler, ideolojiler, dünya görüşleri gibi her şeyi kabul edilir şekilde sunabileceğiniz anlamına gelir. Ve bu, kariyer gelişimi veya işletme finansmanı için daha fazla fırsat anlamına gelebilir.
2. Yazı Yazma
İyi yazma, iyi konuşmanın sağladığı avantajlardan birçoğunu sunar. İyi yazarlar ürünlerini ve fikirlerini diğer yazarlara göre daha iyi satarlar. İyi yazmayı öğrenmek sadece dilbilgisi hakimiyetini değil, aynı zamanda düşüncelerini tutarlı bir biçimde organize etme ve mümkün olan en etkili biçimde bir kitleye sunma yeteneğini de içerir. Kelimelerin efendisi olan bir insan için kapıların her alanda ardına kadar açılması beklenen bir durumdur.
3. Öz Yönetim
Başarı, en çok ihtiyaç duyulan yerde ve zamanda odaklanabilme yeteneğine bağlıdır. Güçlü organizasyon becerileri, etkili verimlilik alışkanlıkları ve güçlü bir disiplin anlayışı kendinizi takip altında tutmak için gereklidir.
4. Network oluşturma
Network, yalnızca iş bulma veya müşteri bulmak için değildir. Network, fikirlerin ve inovasyonun egemen olduğu bir ekonomide, fikirlerin aktığı ve yeni fikirlerin yaratıldığı kanalı oluşturur. Dikkatli bir şekilde yetiştirilen geniş bir ağ, kişinin farklı insanlarla ilişki kurmasını ve iletişim halinde olmasını sağlar. Bu ilişkilerin olanaklı kıldığı etkileşimler, yenilik ve yaratıcılık sağlar, ve gerçekleştirilene kadar yeni fikirler beslemeye destek olur.
5. Eleştirel Düşünme
Büyükbabalarımızdan, her gün yüzlerce, hatta binlerce kez, daha fazla bilgiye ulaştık. Bu bilgiyi değerlendirebilme, bilginin anlamını analiz etme ve diğer bilgiler ile ilişkilendirebilme yeteneği çok önemlidir. Bu günlerde, iyi eleştirel düşünme becerileri sizi diğer insanlardan ayırt eder ve fark yaratmanızı sağlar.
6. Karar Verme
Etkili karar verme, analiz etmekten faaliyete geçmeyi sağlayan köprü görevindedir. Bir diğer deyişle mevcut bilgilere dayanarak ne yapacağını bilmektir. Eleştirel olmamak gibi, konuyu gereğinden fazla analiz etmek ve karar vermeden önce gereğinden daha fazla bilgiye ihtiyaç duymak da tehlikeli olabilir. Yapılması istenen ve gerçekte yapılanları birbirinden ayıran şey, olabildiğince çabuk ve etkili bir şekilde harekete geçmektir.

7. Matematik
Başarıya ulaşmak için polinomları entegre edebilmek zorunda değilsiniz. Kafanızdaki figürlerle hızlı bir şekilde çalışma, kabaca ama oldukça doğru tahminler yapma ve temel istatistikleri anlama yeteneği, insanı ön plana çıkaran ve katkı sağlayan becerilerdendir. Bu becerilerin tümü verilerin daha verimli ve daha hızlı analiz edilmesine, ve daha iyi kararlar vermenize yardımcı olacaktır.
8. Araştırma
Hiç kimsenin her şeyi, hatta her şeyin küçük bir kısmını bile bilmesi beklenemez. Her şeyi bilmek zorunda değilsiniz ancak bilmeniz gerekenleri hızlı ve doğru bir şekilde öğrenmelisiniz. Bu, interneti etkili bir şekilde kullanmayı öğrenme, bir kütüphane kullanmayı öğrenme, üretken okumayı öğrenme, iletişim ağından nasıl yararlanılacağını öğrenme veya hangi tür durumlarda hangi tür bir araştırmanın en iyi sonucu vereceğini öğrenmek demektir.
9. Rahatlama
Stres, ömrünüzü azaltmakla kalmaz; zayıf karar alma, zayıf düşünme ve zayıf sosyalleşmeye götürür. Dinlenmeyi başaramadığınızda, bu listedeki becerilerden en az üçünü elinizden kaçırırsınız. Üstelik, ayak uydurabilmek için kendinizi ölüme terk edip işinizin meyvelerinden zevk almaya zaman yaratamazsanız, bu gerçek “başarı” değildir.

10. Temel Muhasebe

Toplumumuzda, paranın gerekli olduğu basit bir gerçektir. Gelirlerinizi ve giderlerinizi nasıl takip edeceğinizi ve bütçenizi nasıl yöneteceğinizi bilmeniz, hayatınız için oldukça önemlidir. Ancak bundan da ötesi, muhasebe ilkeleri bir projeye harcadığınız zamanı izlemek veya bir eylemin değerinin para, zaman ve çaba üzerindeki maliyetini anlamak amacıyla önem taşımaktadır.

Mutlu İnsanların 9 Ortak Özelliği

Tamer Ashraf
Herkes mutlu olmak istiyor.
Bu nedenle, son yıllarda mutluluk bilimi daha fazla ilgi görmüştür. Araştırmacılar dünyadaki mutluluklarla ilgili raporlar üretmeye başlamışlar; bireylerin ve toplumların gelişmesine neden olan pozitif psikoloji popülerlikten fırlamıştır.
Bu noktada, bazı davranışların, tutumların ve seçimlerin mutlulukla nasıl ilişkili olduğu konusunda bir miktar bilgiye sahibiz ancak konuyla ilgili yapılan araştırmaların çoğu yalnızca birbiriyle olan ilişkileri bulabiliyor. Araştırmacılar, mutluluğun kabaca% 40’ının kendi kontrolümüz altında olduğunu düşünüyor; Gerisi genetik ve dış faktörler tarafından belirleniyor. Yani kendi mutluluğumuzu kontrol etmek için yapabileceğimiz çok şey var.
İşte Business Insider’dan derlediğimiz bilim tarafından desteklenen dokuz adet mutluluk teşvik eden davranış;
1. İlişkiler gereklidir.
70 yıldan uzun bir süredir yüzlerce erkeği takip eden büyük bir araştırma, kendilerini desteklediklerine güvendikleri insanlarla güçlü ilişkiler kuranların en mutlu ve en sağlıklı kişiler olduklarını buldu.
2. Zaman parayı yener. Birtakım araştırmalar, mutlu insanların hayatlarında para kazanmaktan çok, daha fazla vakit geçirmeyi tercih ettiğini gösteriyor. Bu zihniyetle hayata yaklaşmaya çalışmak bile insanları daha fazla memnun ediyor gibi görünüyor.
3. Fakat para faturaları ödemenize yardımcı olur. Araştırmalar, insanların refah düzeyinin yaklaşık 75.000 dolarlık bir yıllık maaş seviyesine kadar yükseldiğini ortaya koydu. (Bu sayı, muhtemelen yaşam masrafınıza bağlı olarak değişir.)
4. Durup güllerin kokusunu almaya değer. Hayatlarındaki iyi şeyleri yavaşlatan insanlar, daha tatmin olduklarını söylüyorlar.

5. Nezaket göstermek modumuzu yükseltir.

Örneğin, arkadaşlarınızı havaalanına götürün veya öğleden sonrasını gönüllü hizmete ayırın. Bazı araştırmalar, bu tür eylemleri gerçekleştiren kişilerin daha mutlu olduğunu göstermiştir.
6. Terlemek, kalori yakmaktan daha fazlasıdır. Araştırmalar, artan fiziksel aktivite düzeylerinin daha yüksek mutluluk seviyelerine bağlı olduğunu gösteriyor. Egzersiz yapmak, bazı zihinsel hastalıkların belirtilerini hafifletmeye yardımcı olur.
7. Eğlenmek, maddi öğelerden daha değerlidir. İnsanlar paralarını bir şeyler için harcamaktan ziyade deneyimler üzerine harcıyorsa daha mutlu olma eğilimindedirler. Araştırmacılar, deneyimlerin yaşanmasına yardımcı olan şeylerin (örneğin kaya tırmanma ayakkabıları veya okumak için yeni bir kitap) satın alınmasının da mutluluğu artırabileceğini keşfetti.
8. Şu anda, şu anın içinde kalmaya yardımcı oluyor. Birçok çalışma, dikkate yönelik meditasyon uygulayan kişilerin daha iyi bir yaşam deneyimlediğini bulmuştur.
9. Arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zaman iyi geçirilmiş zamandır. Gündelik arkadaşlarla olan etkileşimler insanları daha mutlu edebilir ve yakın arkadaşlıklar – özellikle de mutlu insanlarla – kendi mutluluğunuz için de güçlü bir etkiye sahip olabilir.

Sürekli İş Değiştirmek Yerine Hayallerinizdeki İşi Tasarlamaya Nasıl Başlarsınız?

Tamer Ashraf
Bulunduğunuz işte ilerlemek veya kendinize yeni bir yol mu çizmek istiyorsunuz? İşte Kevin Perlmutter’in entrepreneur.com’da yayınlanan yazısından, iş seçimleriniz ve yaklaşımlarınızda size yardımcı olacak 5 altın değerinde tavsiye:
Y kuşağı yani 1980-2000 yılları arasında doğan nesil, iş yaşamları hakkında kötü bir üne sahip. Zor işlere bulaşmadan dünyayı deneyimlemek isterler, fazla mesai yapmadan daha çok izin almak isterler, yeterli çabayı göstermeseler bile promosyon almak isterler. Bu tarz şikayetleri onlardan hepimiz duymuşuzdur. Bu doğru ya da yanlış diyemeyiz, ama gerçek şu ki Y kuşağının %42’si her 1 ve 3 yıl arasında işlerini değiştiriyor.
Y kuşağı seçtikleri işleri yapma konusunda yeterli sabra sahip değiller, peki ya problem işin kendisinde değilse? Yani ya Y kuşağı bu işin üstesinden nasıl geleceğini bilmiyorsa?
Firmamız Man Made Music’te Y kuşağının sayısı orantısız bir şekilde büyüdü. Benim görevim ‘’Mümkün olmayan hiçbir şey yoktur.’’ zihniyetini onlara aşılayarak yaratıcılık konusunda önderlik etmek. Yaratıcı ve yenilikçi düşünme bizim kültürümüzün temelinde var ve biz Y kuşağımıza ilham verip, onların birbiriyle dayanışma içinde olmasını sağlayarak güzel işler yaptık. Ayrıca bu çalışma ortamını kurmamıza yardımcı bazı stratejiler de geliştirdik.
Bulunduğunuz işte ilerlemek veya kendinize yeni bir yol çizmek istiyorsanız işte kariyer seçimleriniz ve yaklaşımlarınızda size yol gösterecek 5 değerli tavsiye:

1. Cesur Olun


Değişim cesaret yolundan geçer, ama bu yolda ilerlemek kolay değildir. Bu konuda Abraham Maslow şöyle demiştir: ‘’Şartlar ne olursa olsun her zaman 2 seçeneğimiz var; gelişerek ileri gitmek ya da güvenli bir şekilde gerilemek.’’ İlerlemeyi seçmek daha eğlencelidir ve başarı, ancak riskleri hesaba kattığımız zaman gelir. Bazen bu yeni bir iş demektir, bazen de bulunduğunuz yere yaptığınız katkıları arttırarak orada gücünüzü yükseltmek.

2. İlham Kaynağınızı Takip Edin

Çevrenizde kendinizi sorgulamaya itecek yetenekte insanlar olsun. Proje yöneticisi, strateji uzmanı, araştırmacı, tasarımcı, dil bilimci, müzisyen, besteci veya yapımcı fark etmez. Yeter ki sizin bir üst seviyeye çıkmanızı sağlayarak, bir şeyler öğrenebileceğiniz ve fikirlerinden ilham alacağınız birileri olsun. İlham alabileceğiniz kişilerle bir arada olmak, size farklı düşünce tarzları aşılayarak heyecanlı ve beklenmedik işlere imza atmanızı sağlayacak yetenekler kazandırır. Böylece hayata bakış açınızı sürekli sorgulamak, kendi işinizde de yükselmenizi sağlar. Daima yeni şeyler öğrenmediğiniz ve yeni fikirlere açık olmadığınız işler hiçbir zaman en iyi iş değildir.

3. Bir Alanda Uzmanlaşın

Eğer bulunduğunuz işte şu anki pozisyonunuzda olmaya devam edecekseniz, sizinle aynı becerilere sahip iş arkadaşlarınızla ortak bir iş yapmadan, sizi onlardan ayıracak bir yoldan gidin. Eğer yeni bir pozisyon istiyorsanız, bulunduğunuz işletmenin ilerlemesini sağlayacak becerilerinizin kabul ve değer gördüğü alanları tercih edin. Eğer çevrenizdekiler sizin yaptığınız işi kolayca yapabiliyorsa bu iş asla en iyi iş değildir.

4. Anlamlı Kılın

Ben her zaman hindistan cevizi hikayemi hatırlarım. Reklam şirketinde çalıştığım zamanlarda bir müşterim aramıştı; ben, ekibim ve reklam direktörümüzle uzunca bir konuşma yaptı. Konuşma o kadar uzamıştı ki konu iyice yolundan sapmıştı. Çünkü sahildeki hindistan cevizinin ağaçta olması gerektiğiyle ilgili sonsuz bir tartışmaya girmiştik. Hindistan cevizinin aynı manavlarda gördüğümüz şekilde reklamını yaparsak mı daha çok akılda kalırdı?
Yoksa henüz kabuğunu soyup özünü çıkarmadan ağaçtaki yeşilimsi halini mi kullanmalıydık? İşte tam da bu sırada iş arkadaşım: ‘’Bu çok saçma bir tartışma, benden bu kadar, 1 saatimi daha harcayamam!’’ diyerek asla unutamayacağım bir çıkış yaptı. Önemli detayları asla atlamamamız gereken zamanlarda, bu hindistan cevizi hikayesini aklınızda bulundurun ki yaptığınız işe anlamlı ve etkili bir katkıda bulunabilesiniz. Kendinizi faydalı hissetmeyeceğiniz ve katkılarda bulunamayacağınız iş, asla en iyi iş değildir.
5. Kendiniz Olun

Hiçbir şey sizin kendinizi nasıl bildiğinizden ve doğru şeyi yapmak için gereken sabrınızdan daha önemli değildir. Uğruna çalışmak isteyeceğiniz bir firmadan çok, parçası olabileceğiniz bir ortamı göz önüne alın. Gününüzün çoğu zamanını birlikte çalıştığınız insanlarla geçireceksiniz ve bu yüzden bu insanların gerçek sizi tanıyacağından emin olmanız çok önemli. Ortada karşılıklı birlikte çalışma isteği ve birbirlerinin değerlerine, kişiliklerine, güçlü ve zayıf yanlarına saygı olmalıdır. Bunları göz önüne almadan başarılı olmak çok zordur ve böyle bir iş asla sizin için en iyi iş değildir.
Benim sürekli iş değiştirme isteği olanlara tavsiyem: Bu değiş tokuştan vazgeçin ve nerede olduğunu önemsemeksizin sizin için en iyi olan işi tasarlamaya başlayın. Bu sayede işiniz sizin kendi yöntemlerinize göre şekillenir. İşe nereden başlayacağınızı aklınıza yatkın bir şekilde seçebilir, ardından gelecekte yapacaklarınızı kendi planlarınıza göre tasarlayabilirsiniz. Bu yöntem sayesinde kişisel gelişiminiz ve yakaladığınız fırsatları yeniden tasarlama yeteneğiniz artar. Bu yüzden fırsatlarınızı geliştirmek adına yeni bir iş arayışına gireceğiniz zaman seçiminizi iyi yapın ve kendinize zaman verin.

İş Bulmanız İçin 6 Mantıklı İpucu

İş arayanların mantık yerine duygularından kaynaklanan konular üzerinde durdukları bazı algıları gözden geçirmek ilginç olurdu. Bu tarz algıların temeli fikirlerden çok içgüdüsel duygulardır. İşte bazı örnekleri;

1. Mülakat benim hakkımdadır.

İnsanlar mülakata davet edildiklerinde iyi hissederler. Çünkü mülakatın onlar hakkında olduklarını zannederler. Aslında bu böyle değildir. Mülakat, mülakat yapan kişinin ihtiyaçları doğrultusundadır. Aynı zamanda mülakat, adayların yeteneklerinin bu ihtiyaçları karşılamasını hedef alan rekabetçi değerlendirme süreçleri doğrultusundadır.

2. Sadece tanıdığınız kişilerin davetlerini kabul etmek

Bu geçiş sizin çok iyi tanıdıklarınıza bağlı değildir. Neticede, iş arayan kişi sizsiniz ve iletişime geçebildiğiniz kişi sayısı ne kadar çok olursa sahip olabileceğiniz fırsatlarınız bir o kadar da artacaktır. Eğer bir kutuda saklanırsanız kimse sizi bulamayacaktır. Oldukça şaşırtıcıdır olan şudur ki, en çok yardım 1. derece bağlantıdan değil 2. ve 3. derecelerden gelmektedir.

3. Kendi özgeçmişini yaratmak

Geçiş halindeki kişiler elde ettiklerini korumak durumundadırlar ve birçoğu, yardım etmeye istekli vasıfsız kişiler tarafından düzenlenmiş özgeçmişlerini kullanmaktadır. Tipik sonuç, çok az oluşturulmuş yada hiç oluşturulmamış rekabetçi özgeçmişlerden daha azdır. Bu nedenle en iyi tavsiye, güvenilir, önerilen, profesyonel, sertifikalı ve deneyimli bir özgeçmiş yazarının işe alınmasıdır.
Özgeçmişinizin en iyisi olduğundan emin olmanızı sağlayacak düşük maliyetli çözüm ise, profesyonel bir editör tarafından düzenlenmesidir. Bu tarz editör ya da özgeçmiş hazırlayıcılar neyin satışta olduğunu ve sizin için işe uygun bilgi ve deneyimlerin ne ifade ettiklerini bilirler. Ve evet, iyi olan ucuz değildir.

4. Ailenizin geçişte olduğundan bahsetmenize ihtiyaç duymamak

Çoğu insan, geçişlerinin detaylarının açığa çıkmasından dolayı kendini tedirgin ve mahçup hisseder. Bu büyük bir hatadır, çünkü aile ve arkadaşlar yardımcı olmak için kendi yollarından çıkabilecek kişilerdir.

5. Kariyer veya mülakat hazırlıkları için bir koça para ödemeye ihtiyaç duymamak

Tıpkı özgeçmişlerindeki gibi, kişiler elde ettiklerini korumak isterler bununla birlikte deneyimli kariyer ve mülakata hazırlık koçları gibi profesyonel yardımlar için harcama yapmak istemezler. Bu çok büyük bir hatadır. Kariyer koçu sadece geçiş dönemini kısaltmakla kalmaz aynı zamanda mülakat becerileri ile ilgili iş teklifini nasıl değerlendireceğiniz konusunda sizi eğitir. Birçok durumda, kariyer koçluğu için harcanan harçlar, en iyi ücret paketi hakkında nasıl pazarlık yapacağınızı bilmenizden elde edilmiş menfaatler tarafından gölgede bırakılmıştır.

6. Yanlızca geçmiş kariyer yolunuza odaklanmak ve diğer olasılıkları reddetmek

Bugün hızla değişen iş çevresinde, her gün yeni işler icat edilmektedir, ve geçmişteki geleneksel işlerin çoğu yeni olanlara dönüşmekte ya da tamamen elenmeye başlamaktadır. Geçmişlerinden bağımsız alanlardaki iş imkanlarını önemsemeyen iş arayanlar yanlış yapmaktadırlar. Yaş farkı veya geleneksel işlerinin elenmesi olasılığından dolayı bazıları, kariyerdeki değişimin mükemmel sonuçları olacağı noktasına ulaşabilir. Bu benim işime oldukça fazla yaradı.

İş Gününüzün İlk 10 Dakikası

Tamer Ashraf
İş gününün ilk dakikaları günün geri kalan saatlerinde üretkenliğin devamı için oldukça önemli. Business Insider yazarlarından Yu Han ve Shana Lebowitz, çalışan insanların iş günlerinin ilk 10 dakikasında sıklıkla yaptıkları hataları araştırdılar. Araştırmada, iş gününün ilk 10 dakikasında gerçekleştirilen ve kaçınmanın yarar sağlayacağı 9 yanlış şu şekilde sıralanıyor: 
1. Geç kalmak İşe geç kalıyorsanız yeni iş gününüzü başlamadan sabote ediyor olabilirsiniz. Huffington Post’ta yer alan bir araştırmaya göre, patronlar, geç kalan çalışanlarının bu kişiler işten daha geç çıksalar bile daha gönülsüz çalıştığını düşünüyor ve onlara daha düşük performans puanları veriyorlar. Adil olmasa da araştırma böyle bir gerçeklik olduğunu gösteriyor. Bu yüzden işe geç kalmayın. 
2. İş arkadaşlarınızı selamlamamak
“Tame Your Terrible Office Tyrant: How to Manage Childish Boss Behavior and Thrive in Your Job” kitabının yazarı ve işyeri uzmanı Lynn Taylor’a göre ekibinizi selamlamayan bir liderseniz insan ilişkilerinde yeterli becerilere sahip değilmiş gibi gözüküyorsunuz ve bu teknik yeterliliğinizin değerini de düşürebilmektedir. Bir yönetici olmasanız bile sessiz sedasız masanıza geçmek sizi soğuk ve yaklaşılamaz bir kişi gibi gösterir. 

3. Kahve içmek Kalkar kalkmaz kahve içen biri değilseniz bunu genellikle ofise ulaşıp koltuğunuza oturur oturmaz yaparsınız. Fakat araştırmalara göre kahve içmek için en doğru zaman sabah 9:30 sonrasıdır. Bunun sebebi enerjiyi düzene sokan stres hormonu kortizolun sabah 8 ve 9 arası zirvede olmasıdır. Bu zaman aralığında kahve tüketirseniz, vücut daha az kortizol üretmeye başlar ve daha çok kafeine bel bağlar. 9:30 sonrası vücut daha az kortizol üretmeye başladığında kahve içmek en doğrusu olacaktır. 
4. Posta kutunuzdaki tüm mailleri yanıt vermek Masanıza oturup bilgisayar karşısına geçince birikmiş tüm mailleri incelemek istersiniz. Fakat uluslararası iş konuşmacısı ve “You Can’t Be Serious! Putting Humor to Work,” kitabının yazarı Michael Kerr iş gününün ilk 10 dakikasında maillere hızlıca göz atıp önemli olanları işaretlemeyi öneriyor. Bu sayede acil bir mail olup olmadığına bakarak geriye kalanları daha sonra cevaplamak için bir plan oluşturabilirsiniz. Maillerin içinde kaybolarak ajandanızı başkalarının belirlemesine izin vermemeli ve öncelikli ve daha önemli işlerinizi geriye bırakmamalısınız. 
5. Programsız olarak çalışmaya başlamak Çalışmaya başlamadan önce gün içi önceliklerinizi ve mutlaka yapılması gerekenleri belirlemeli ve programınızı gözden geçirmelisiniz. Planladığınız olayları kontrol etmeli ve beklediğiniz önemli çağrılar ve görüşmeler var mı diye bakmalısınız. Aksi halde bir ekip çalışması için geç haberdar olabilir ve kısa sürede bir proje teklifi yazma imkânsızlığının içinde kalabilirsiniz. 
6. İlk olarak en kolay işleri yapmak Araştırmalara göre gün ilerledikçe enerji ve irade azalıyor. Bu yüzden önemli şeyleri mümkün olduğunca erken tamamlamak önemli. 
7. Aynı anda çok iş yapmak Sabahları enerji dolu olduğunuzdan bir sürü şeyi birden yapmak istersiniz. Fakat araştırmalar eş zamanlı olarak çok iş yapmanın asıl işteki performansınıza olumsuz etki edebileceğine işaret ediyor. Güne, bir sürü işi hep beraber halletmeye çalışarak değil önemli bir işe odaklanarak başlayın. 
8. Olumsuz düşünceler üzerinde durmak Önceki gece eşinizle tartışmış veya metrobüste sizi ittiren bir yolcuya sinir olmuş olabilirsiniz. Bu olumsuz deneyimlerin sizi ele geçirmesine ve sizi rahatsız edip görevlerinizi engellemesine izin vermeyin. Olumsuz düşünceleri bir köşeye atarak gerekliyse bunlarla sonra ilgilenme stratejisini deneyin. 
9. Toplantı yapmak Sabah toplantıları bilişsel kaynaklarınızın boşa gitmesine neden olabilmektedir “En Başarılı İnsanların Kahvaltıdan Önce Yaptıkları Şeyler” kitabının yazarı Laura Vanderkam’a göre sabahın erken saatleri yazma gibi önemli miktarda odaklanma ve konsantrasyon gerektiren görevlere ayrılmalıdır. Toplantıların öğleden sonrası gibi düşük enerjiye sahip olduğunuz zaman dilimlerine koyulması enerji dolu sabah vakitlerinin kaybedilmemesini ve daha verimli kullanılmasını sağlar.

Yeni İşe Nasıl Uyum Sağlanır ve Kalıcı İyi İzlenim Yaratılır?

Tamer ASHRAF
Sınırlı güce ve dikkate sahip insan beyni, diğer insanlara ilişkin basit modeller olmadan işleyemez. Bu yüzden sınırsız olasılıklar okyanusunda bir başlangıç noktasına ihtiyaç duyarız. İlk izlenimler, gelecekte oluşacak bütün algılar için başlangıç noktası oluşturur.
İnsan davranışını iyi anlayanlar ile her hareket karşısında şaşıran insanlar arasındaki en büyük fark; diğer insanları iyi anlayan—iyi tanıyan insanların şuna inanmasıdır: İnsanlar anlaşılabilir!
İnsan davranışlarının açıklanamayacağı, kendi içinde hiçbir tutarlılığı olmadığı ve doğru yorumlanamayacağına inanan kişiler, iyi davranış analisti olamazlar. Olamazlar, çünkü en başta bu konuda kendilerini geliştirecek yolculuğa çıkmamışlardır.
Çağımızda modern ekonomi içinde yer alan, ve özel sektörde çalışan ortalama bir yetişkin kariyeri boyunca 15 defa iş değiştiriyor. Bu yazıyı okuyan kişiler olarak muhtemelen ilk işinizde çalışmıyorsunuz, yani yeni bir işe uyum sağlama sürecini zaten en az bir kere yaşadınız.


Şimdiden haberi vereyim; çok yüksek ihtimalle, önümüzdeki iki yıl içinde bugünkünden başka bir işte çalışıyor olacaksınız. Farklı bir işyeri, belki farklı bir iş alanı, farklı iş arkadaşları, farklı bir kurum kültürü, kurumun sattığı farklı bir hizmet veya ürün…
Bu kadar şey farklılaşırken siz aynı mı kalacaksınız? Hayır, tabi ki de. Girdiğiniz yeni ortam sizi belirli ölçüde yoğuracak. Yeni öncelikler, yeni ilişkiler, yeni bir iş ve yeni bir rutin sonucu siz de değişeceksiniz. Üstelik bu değişimi sadece bir kere daha yaşamayacaksınız. Ortalamadan çok farklı bir kurum sadakatine sahip değilseniz veya özel koşullarınız yoksa; geleceğiniz en azından üç – dört farklı “Yeni İşe Başlama” deneyimi olacağını tahmin etmek mümkün.
“Önemli ve Değerli bir Bilgi”
Bu yüzden de yeni bir işe başladığınızda nasıl en doğru şekilde uyum sağlayabilirsiniz ve çevrenizle geleceğinizi şekillendirecek ilişkilere doğru temeli nasıl atabilirsiniz bilmeniz gerekli. Bu sizi yakından ilgilendiren, kariyerinizin ve hayatınızın geleceğinde etki sahibi, önemli ve değerli bir bilgi.
İşte yeni başladığınız bir işe hızlı uyum sağlamak ve iyi ilişkilerin temelini sağlam atmak için dikkat etmeniz gerekenler:
(1) Daha işe başlamadan şirketi, çalışacağınız bölümü, yapacağınız işi çok iyi bilin.
Örneğin aşağıdaki sorulardan kaç tanesini teklemeden cevaplayabiliyorsunuz?
İşe başlayacağınız şirketin cirosu ne?
Asıl sattığı ürün veya hizmet ne?
Bunu sattığı ilgili hedef kitle kim, belirleyici özellikleri neler?
Satılan ürün ve hizmetin en büyük rekabet avantajları neler?
Şirketin rakipleri kimler ve rekabete göre nasıl bir konumda; bir monopol mu, oligopol mu, kıran kırana bir rekabetin parçası mı?
Sizin çalışacağınız bölümün, şirketin bütünü içerisindeki ana görevi ne?
Tanımdaki görevinin ötesinde, bu bölümün şirketi içerisindeki diğer bölüm/departmanlara görece söylenmeyen gücü nasıl?
Bölüm/departman yöneticisinden beklenenler neler? Kendisinin en büyük öncelikleri ve altındaki ekiplerden beklentileri ne?
Bölüm içerisinde nasıl bir kültür hakim; ne kadar işbirlikçi – ne kadar rekabetçi bir ortam var?


Bölümün, ya da, direkt olarak içinde çalışacağınız ekibin yıl sonunda başarılı veya başarısız olmasını sağlayacak faktörler neler?
Birebir sizden bu rolde beklenenler neler?
Bu rolü layıkıyla yerine getirecek kişinin hangi mesleki bilgilere sahip olması şart?
Mesleki bilgi dışında, bu rolde başarılı olmanın getirdiği davranışsal, ilişkisel ve kültürel özellikler neler?
Bireysel “KPI”lar (Key Performance Indicators) yani hedef ve başarı kriterleri neler?
Bu rol kimlerle birlikte çalışmayı gerektiriyor?
Bu roldeki kişinin performans değerlendirmesini kim yapıyor, yaparken yazılı olmayan başka hangi gizli faktörlere bakıyor?
Bu rolde çalışan kişi, organizasyondaki hangi problemlerin çözümüne katkıda bulunuyor?
Bu işi geçmişte yapılagelenden nasıl daha iyi yapabilir?
Bu soruların mümkün olduğu kadar fazlasını, mümkün olduğu kadar detaylı şekilde cevaplamak çok başarılı olmayı hedef koymuş kişi için birinci öncelik olmalı. Bu soruların cevabını almak için iş görüşmesi sürecini, bu şirkette çalışan diğer kişileri, kendi arkadaş çevrenizi, şirketin internet sayfasını, hakkında forumlarda yazılanları, şirket LinkedIn sayfasını, çalışanların profilini ve aklınıza gelecek diğer tüm kaynakları kurutana kadar kullanmalısınız.
(2) Başarı algısında iyi ilişkiler, somut iş başarısından daha etkilidir.
Bu gerçekle yüzleşmekten hoşlanmayanlar olabilir. Ancak ne yazık ki durum böyle. Bunun en basit sebebi ise sizin performans ve başarı değerlendirmenizin de çoğunlukla insanlar tarafından yapılacak olması, ve insanların objektif canlılar olmamaları. Olamamaları. Kendinizi düşünün. Siz de objektif değilsiniz. Ailecek görüştüğünüz ve sevdiğiniz bir iş arkadaşınızın hatası karşısında, her fırsatta sizinle tartışmaya giren birine göre çok farklı tavır alırsınız. Birinde önemli bir hata kimsenin haberi olmadan örtülürken, diğerinde aynı hata yıl ortası toplantısında tüm şirketin gözüne sokulabilir.
Yeni bir işe başladığınızda insanların sizi sevmesi, sizinle birlikte aynı odada olmaktan keyif alması, bir konuyu sohbet etmeyi isteyecek yakınlıkta görmesi veya bir dertleri olduğunda size açılacak olgunlukta algılaması; size hayal edebileceğiniz en büyük sayısal iş başarısından daha çok avantaj sağlar.
Üstelik, dürüst olalım, her insan çalıştığı şirketin ticari başarısını umursamaz. Ancak herkes huzurlu ve iyi ilişkilere sahip olduğu bir iş ortamında çalışmayı ister. Bu yüzden, tereddüt ettiğinizde, tercihinizi iyi ilişkilere yatırım yapmaktan yana kullanın.
(3) İşinizde çok çok ÇOK iyi olun ve bunu herkesin gördüğünden emin olun.
Daha önce, Kariyer Başarınız Gerçek Değerinize Değil, Görünen Değerinize Bağlıdır yazısında netleştirdiğimiz üzere, üzerine yatırım yapacak iyi bir iş bilgisi/becerisi yoksa, “iyi iletişim” tek başına boş kalacaktır.
İşinizin uzmanı olun. Kendinize standart olarak Türkiye’yi değil, Dünya’yı belirleyin. Örneğin, İşe Alım ile uğraşıyorsanız, bu iş Dünya’da en iyi nerede yapılıyor, nasıl yapılıyor? diye sorun. Yeni ve inovatif iş görüşmesi modelleri nasıl olabilir? (Bkz. Creative Hiring) Araştırın, okuyun, sorun soruşturun, kendinizi geliştirmek için elinizden geleni ardınıza koymayın.


Kendinizi geliştirme çabanızı şeffaf yaşayın. Bu konuda sürekli araştırıp, öğrenmeye ve gelişmeye çalıştığınızı göstermek, sizi daha güçsüz hale getirmez. Aksine ne kadar açık ve azimli olduğunuzu göstermeye yarar.
Bazı yolları en baştan keşfetmek yerine, alanında iyi olan kişileri model alın. Gerekirse ve fırsatınız varsa birebir usta-çırak (mentor-mentee) ilişkileri geliştirmenin peşinden koşun.
(*) Aldığınızdan Çok Verin (her kapıyı açan gizli ipucu).
Özellikle yeni başladığınız dönemde size gelen her işi yeni bir öğrenme fırsatı olarak görün. İnsanlara karşılıksız yardım etmek için hazır olun. Kısa vadeli kar-zarar hesabı yapmak yerine bunu iyilik yapıp denize atmak olarak görün. Buna gelecek bölümde tekrar değineceğiz.
En büyük şirket bile o kadar büyük değil, insanlarla tekrar tekrar rastlaşacaksınız. Karşılığını büyük ihtimalle alırsınız. Almasanız da en azından gününüz daha güzel geçer. 🙂
Özetle; bu 3 (+ 1) noktaya dikkat ederek, gerekli çabayı ve çalışkanlığı gösterek girdiğiniz her yeni iş ortamında sağlam bir temel atmış olursunuz.


İnsanlar ilk izlenimlerin etkisini yıllarca taşırlar. Buraya yapacağınız emek ve özenli yatırım, kendi kariyeriniz için yapacağınız en doğru şeylerden birisi olacaktır.

YILDIZI HİÇ SÖNMEYECEK SEKTÖRLER

Tamer Ashraf
Dünya ekonomisinin küçük adımlarla ilerlediği bu yıl merkez bankaları ekonomiye destek olmak için düşük faizlere devam etti. 2017’de düşük faizlerin devam etmesi bekleniyor ancak ucuz kredinin sağladığı avantajlar da sınıra dayandı. Bunun bir yansıması olarak küresel ticaretin yeni yılda sadece yüzde 3 civarında büyümesi bekleniyor.
Düşük büyüme ortamı 2017’de birçok sektörde kendini hissettirecek. Düzenlemeler arasında sıkışan finans sektörü, reklamdan aldığı pay azaldığı için medya, düşük petrol fiyatlarının yarattığı baskıyla enerji sıkıntılı bir dönem geçirebilir. Güvenlik kaygılarının artması ise savunma ve havacılık harcamalarını destekleyecek. Çin’de sinemaya ilginin iyiden iyiye artması eğlence sektörünü canlandırıyor. Büyük ekonomilerdeki toparlanma sağlık sektörünü iyileştirecek. IT yazılım ve hizmet sektörü de 2017’de parlak günler geçirecek. Endüstriyel emtia fiyatlarında meydana gelmesi beklenen artıştın yardımıyla madencilik de 2017’de işlerin iyi gittiği sektörlerden olacak. 2017’nin en parlak sektörleri sağlık, madencilik ve IT olacak!


İşte 2017 yılında sektörlere bakış:
Eğlence
Sinemacılık Çin’de atağa geçiyor. PwC, 2017’de Çin’de gişe hasılatının 10.3 milyar dolara ulaşarak ABD’yi geçeceğini öngörüyor. Çin’deki artış, sektörde beklenen yüzde 8’lik küresel artışın büyük bir bölümünü oluşturacak. Hollywood filmlerinde ‘süper kahraman’ dönemi sürecek.
Otomotiv
Alman Volkswagen’in yaşadığı emisyon skandalının etkisi 2017’de sürecek. Dizel araçların mercek altına alınmasıyla elektrikli otomobillere yatırım hızlanacak. Dünyada 2017’de binek otomobil talebinin yüzde 3 artması beklenirken, elektrikli otomobil satışlarının diğerlerinden 15 kat hızlı artacağı tahmin ediliyor. Diğer otomobillerin yanında elektrikli kamyon ve otobüsler de piyasaya çıkmaya hazırlanıyor. ABD’de oto satışlarındaki artış yüzde 2’yi geçemeyecek.
Çin’de yerli üreticiler pazar paylarını geri kazanmaya başlayacak. Hindistan yine gözde pazarlardan olacak. Sektörde teknolojik gelişmeler sürüyor. Sürücüsüz araç çalışmaları devam edecek. Uber ve Volvo 300 milyon dolarlık bir ortaklık kapsamında sürücüsüz araç üretecek; denemeler 2017 sonunda başlayacak. Uber 2017’de halka açılabilir.
Savunma ve havacılık
Kemer sıkma programlarının gevşemesi sonrasında küresel savunma harcamalarında artış meydana gelecek. Güvenlik kaygılarındaki artış da sektördeki harcamaları destekliyor. Moody’s, gelecek yıl harcamalarda yüzde 4 artış öngörüyor. Özellikle füze ve füze savunma sistemleri satışlarında yıllık büyümenin yüzde 5 olduğu dikkat çekiyor.
Bu arada ucuz petrol uçak talebini artırıyor. Genç Asyalı havayolu şirketlerinin yeni yılda Airbus ve Boeing için iyi müşteri olması bekleniyor. Boeing 787’ye rakip olacak Airbus’un geniş gövdeli A330 neo modeli 2017 sonunda geliyor.
Turizm ve seyehat
2017’de küresel turizm harcamaları yüzde 4 artarak 5 trilyon doların üzerine çıkacak. Düşük petrol fiyatları havayolu şirketlerine yarayacak. Artan rekabet Asya’da uçak bileti fiyatlarını yüzde 1 aşağı çekecek. Özellikle Güneydoğu Asya’daki ucuz biletli havayolu şirketleri arasındaki rekabet kızışacak.
Çin’in üç büyük havayolu şirketi büyüyen filosunu desteklemek için her hafta 100 pilotu işe almak zorunda kalacak. Ultra-uzun menzilli rotalardaki rekabette de büyüyor. Avrupa’daki havayolu şirketlerinin terör nedeniyle endişeleri devam edecek.
Enerji
Üreticiler petrol yatırımlarını törpülüyor ancak OPEC üyelerinin üretim kesintilerinde anlaşa maması sebebiyle küresel arz 2017’de artışını sürdürecek. Kartelin üretimi ABD’nin kaya petrolü devrimini yavaşlattı ancak 2017’de kaya petrolü üretiminin istikrar kazanması bekleniyor.
Otomobil sayısındaki artış ve gelişen ekonomilerdeki büyümeye bağlı olarak petrol talebi 2013 yılından bu yana ilk kez arzı geride bırakacak. Brent petrolünün ortalama varil fi yatı 2017’de beşti bir oranında artarak 54 dolar olacak. Bu arada küresel kömür talebi daha durgun bir döneme girecek.
Finans
Finansal hizmetlerde erişim artacak ve toplam kredi hacmi 100 trilyon doları aşacak. Ancak finansın devleri için kar etme yolları bulmak bir zor olacak. Bunun nedeni zengin ülkelerde büyümenin dalgalanması, düşük faiz oranları ve finans sektöründeki düzenlemeler. 2017’den itibaren ABD’de bankalar likidite gereksinimleri konusunda daha sıkı düzenlemelerle karşı karşıya gelecek.
Avrupa’daki kreditörler de 2017’yi AB’nin MiFID II (Finansal Ürün Piyasaları Direktifi ) düzenlemelerine uyum çalışmalarıyla geçirecek. Yavaş büyüyen gelişmiş ülkelerde finansal şirketlerin kredi hacmi cılız artış gösterecek. Faizlerin daha yüksek olduğu gelişen ülkelerde ise kredi hacmi iki basamaklı artış gösterecek. Endonezya’da yüzde 17, Vietnam’da yüzde 15 ve Filipinler’de yüzde 10 artış bekleniyor. Çin’de mevduatların büyüklüğü 30 trilyon dolarla ABD’nin iki katına ulaşacak.
Gıda ve tarım
EIU’nun tarımsal fiyat endeksi yüzde 2’nin altında yavaş bir artış gösterecek. Gelişmekte olan ülkelerde gelirin artması, nüfusun çoğalması ve zevklerin değişmesinden kaynaklı olarak talep artışı fiiyatları yukarı itecek. 2017’de AB’De, fiyatındaki yüzde 10 artıştan dolayı şeker üretimine kota uygulanacak. AB, yeniden net şeker ihracatçısı haline gelecek.
2015 yılında bazı tarım ürünlerinde ihracat vergisini kaldıran Arjantin’in buğday üretimi 2016/17 sezonunda yüzde 25 artış kaydedecek. Bu arada dev kahve zinciri Starbucks, Asya’da 16 pazarda Teavana adı altında çayını satacak. Hedef 9.4 milyar dolarlık Çin pazarı.
Sağlık ve bakım
Yeniden artmaya başlayan sağlık harcamaları 2017’de dünya genelinde yüzde 4 yükselecek. Ortadoğu ve Afrika’daki pazarların hızı biraz kesilecek. Örneğin Suudi Arabistan’da sağlık harcamalarının GSYH’de payı yüzde 5’in altına inecek. Dünya ortalaması yüzde 10.5. Asya’da ise Hindistan, Pakistan, Filipinler, Endonezya sağlık harcamalarının hızlı büyüdüğü pazarlar.
IT Yazılım ve hizmetleri
Müşteri ilişkileri, çağrı merkezi ve arz zinciri yönetimi gibi konulardaki programları içeren ‘iş teknolojileri’ne yapılan harcamalarda 2017 yılında yüzde 9’luk bir sıçrama bekleniyor. Çin’in bilgi teknolojisi (IT) ve komünikasyon pazarı ABD’nin hemen ardından ikinci sırada yer alacak. Mühendislik devlerinin ‘Endüstri 4.0’ ve ‘şeylerin interneti’ için hazırlanması, ayrıca teknoloji devlerinin ‘bulut’ ile hizmetlerine uyumlu hale gelme çabaları karlılığı artıracak.


Bulut platformlarının oluşturulması ve Software as a Service (kullanıcıların ihtiyaç duyduğu yazılımları bulut üzerinde sağlayan yazılım hizmetleri) IT’nin en karlı alanları olacak. Özellikle SaaS olarak kısaltılan yazılım hizmetlerinde gelir artışının yüzde 23 olması öngörülüyor. Yazılım sektörünün tümünde harcamaları yüzde 7 artarak 640 milyar dolara yükselecek.
Medya
Olimpiyatlar ve ABD başkanlım seçimleri gibi olayların sona ermesiyle medyada gelir artış hızı, Magna Global’e göre yüzde 3’e inecek. En çok reklam geliri televizyonlardan elde ediliyor ve burada öne çıkan pazar ABD. Ancak gelirdeki artışın önemli bir bölümü Hindistan ve Brezilya gibi gelişen pazarlardan gelmeye başlayacak.
PwC’a göre internet reklamcılığı yüzde 11 büyüme kaydedecek. Magna, dijital reklamcılık harcamalarının 2017’de toplam içindeki payının yüzde 40 ulaşarak TV’yi geçebileceğini öngörüyor. Yazılı basında işler daha yavaş. Gazetelerin web sitelerindeki reklamların geliri yazılı basının beşte birinde kalacak. Dergiler de için görünüm zayıf.
Metal ve madencilik
Yıllardır düşen emtia fiyatlarının vurduğu madencilik şirketlerini 2017’de daha iyi günler bekliyor. EIU’nun endüstriyel hammadde endeksi gelecek yıl yüzde 8 yükseliş gösterecek. Yine de metal fiyatları patlama yaptığı yılların gerisinde kalacak. Çünkü Çin’in iştahı eskisi kadar kabarık değil. Bundan kaynaklanan talep açığının bir kısmını Hindistan ve Güneydoğu Asya kapatacak.
Çin’in çelik üretimi gereksiniminin yüzde 25 üzerine çıkacak fakat AB ve ABD’nin Çin çeliğine uyguladığı tarifelerin yardımıyla çelik fiyatlarında yüzde 4.5 artış görülecek. 2011 yılındaki fi yatını aşabilecek tek endüstriyel metal çinko olacak. Otomobil üreticilerinin talebiyle çinko fi yatlarında yüzde 25 artış bekleniyor.
Perakende
Perakende grupları ve tüketim malları devleri online satış şirketleriyle rekabet yaşayacak. Amazon ile rekabet edebilemek amacıyla Wal Mart 2 milyar dolar yatırım yapacak. Gıda, içecek ve tütün harcamaları yeni yılda yüzde 5 artacak. Ekonomik ve siyasi belirsizliklerin etkisiyle 2017’de dünyada perakende satışlar sadece yüzde 3 artış gösterecek. Gelişen ülkelerde ciddi bir yükseliş beklenmiyor.
AB’nin yaptırımlarına maruz kalan Rusya’da satışların yerinde sayması bekleniyor. Yine de McDonald’s, 2017’de bu pazarda büyüme planları yapıyor. Çin’de yüzde 6 büyüme bekleniyor ancak bunun standartların altında bir büyüme rakamı olduğuna dikkat çekiliyor. Daha fazla sayıda şirket Hindistan’a yönelecek. IKEA 2017 sonunda Hindistan’da faaliyete başlayacak.
Telekom



Sabit telefon hatlarında kay kaybı sürüyor. 2017 itibariyle sabit hatlardaki daralma yüzde 25’e ulaşacak ve abone sayısı dünyada 630 milyona inmiş olacak. Mobil aboneliği ise 4.3 milyardan 6.4 milyarın üzerine tırmanmış olacak. Internet kullanıcılarının sayısı 3 milyarı aşacak. Sektör için gelişmekte olan ülkelerde ‘mobil broadband’ büyük bir önem taşıyor. Doğu Avrupa ve Güneydoğu Asya’da 3G akıllı telefonlar büyümenin merkezinde. Meksika ve Güney Afrika’da 4G ihaleleri yapılacak.

30 Temmuz 2017 Pazar

Nasıl bir iş istiyorsunuz?

Tamer ASHRAF
İşinizi değiştirmek mi istiyorsunuz? Yoksa bu sizin ilk iş deneyiminiz mi olacak? Peki, yeni işinizle ilgili ne gibi planlarınız var? Sağlıklı bir karar verebilmek için önce kendinize ne istediğinizi sormanız gerek.
İş hayatınızda mutlu olmak istiyorsanız, öncelikle kendinizle dürüst bir görüşme yapmalısınız. Daha önceki birikimlerinizi ve becerilerinizi iyice sorguladıktan sonra, can alıcı soruyu kendinize sorabilirsiniz: Ben nasıl bir iş istiyorum?
Çoğu insan bu soruyu kendine sormaktan kaçınıyor. Adaylar tam olarak ne istediklerini bilmedikleri zaman işe alımlar başarısızlıkla sonuçlanabiliyor, başarılı olsa bile işe başladıktan sonra birtakım mutsuzluklar yaşanabiliyor. Bu durum aday için olduğu kadar işveren için de zorluklar oluşturabiliyor.
İlk iş deneyimi 
Söz konusu olan sizin ilk iş deneyiminizse, öncelikle hangi alanda çalışmak istediğinize karar vermelisiniz. Kişisel özellikleriniz ve değerlerinizin, yetenekleriniz ve beklentilerinizin farkında olmalısınız. Bütün bunları bilmek, sizin doğru pozisyona başvurup başvurmadığınızı ortaya çıkaracaktır. Kariyerinizi planlarken kendi istediğinizi bilmek kadar sizden ne beklenileni de bilmeniz çok önemli.
İş değiştirirken
Özellikle iş değiştirme yönünde düşünceleri olanların isteklerini çok daha iyi tartmaları gerekiyor. Aksi takdirde elindekileri kaybedebilecekleri gibi yeni işlerinde de aradıklarını bulamayabilirler. Ya da aradıklarının aslında çok farklı şeyler olduğunu anlayabilirler.


Bu soruları yanıtlayın
İş ararken doğru karar verebilmek için kendinize bazı sorular sormanız ve bunları dürüstçe yanıtlamanız gerekiyor. Öncelikle ne yapmak istediğinizi ortaya çıkaracak bu sorularla başlayın:
·         Aynı alanda mı çalışmak istiyorsunuz?
·         Daha kurumsal bir şirkette mi çalışmak istiyorsunuz?
·         Gelirinizi artırmak mı istiyorsunuz?
·         Terfi mi etmek istiyorsunuz?
·         Geliştirmek istediğiniz ve başka bir işte kullanmak istediğiniz yetkinlikleriniz mi var?
·         İşinizin daha fazla gelecek güvencesi sağlamasını mı istiyorsunuz?
·         Unvan sizin için ne derece önemli?
Daha sonra aşağıdaki sorularla nedenlerinizi değerlendirin. “Neden işimi değiştirmek istiyorum?” sorusuna verdiğiniz yanıtlar büyük önem taşıyor.
·         Şimdiki işimden alabileceğim bütün tecrübeyi elde ettim.
·         Çalıştığım şirketin kültürü benim iş anlayışımla uyuşmuyor.
·         İş tecrübemi genişletmek istiyorum.
·         Çalıştığım işte mutsuzum.
·         Terfi umudum yok.
·         Artık freelance olarak çalışmak istiyorum.
·         Kendi işime sahip olmak istiyorum.
Şıkları, kendi yaşamınıza ve şartlarınıza göre daha da çoğaltabilirsiniz. Önemli olan, gerçekçi davranmanız.
Kararınızı değerlendirirken bazı listeler işinizi kolaylaştırabilir. İşte size birkaç liste önerisi:
·         Şirketinizden neden ayrılmak istiyorsunuz?
·         Neden şirketinizde kalmak istiyorsunuz? Bu listede şirketinizde kalma sebeplerinizi belirtirken iş yerinizdeki olumlu tarafları, şirketinizin kendinizi ve işinizi geliştirmede ne gibi yardımları olduğunu da yazın.
·         Yeni işinizden beklentileriniz neler? Bu listeye “daha iyi fırsatlar” ya da “ailenizle daha fazla zaman geçirmenizi sağlayacak esneklikler” gibi maddeler ekleyebilirsiniz.
Yazdıklarınızı tekrar gözden geçirip önem derecesine göre puanlamalarını yapın. “Önemli değil” diyorsanız 1, “Önemli” diyorsanız 2, “Çok Önemli” diyorsanız 3 puan verebilirsiniz. Kalma ve ayrılma sebepleriniz için belirlediğiniz puanları toplayın. Ayrılma isteme sebepleriniz daha ağır basıyorsa buna göre karar verebilirsiniz.
Kendinizi dinleyin
Yaptığınız puanlamalar ve listeler sizi sadece belli bir noktaya kadar yönlendirebilir. Bazen puanlar yüksek olsa da içinizden bir ses ayrılmanızın kötü olacağını da söylüyor olabilir. Bunun çok normal bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
İnsanlar farklı yollarla karar verirler. Bazıları hemen karar vermeyi sever, çünkü onlar için en kötüsü kararsız kalmaktır. Ama bu, onların bazı koşulları gözden kaçırmasına neden olabilir. Bazıları da karar vermekten kaçınır çünkü kesin kararların diğer kapıları kapattığını düşünürler. Bu durumda yapılacak en iyi şey, kararınızı verdikten sonra birkaç gün üzerinde düşünmek. Eğer kararınızla ilgili iyi hissediyorsanız, uygulamaya geçmelisiniz. Ama kötü hissediyorsanız koşulları tekrar gözden geçirmelisiniz.
Kararınızı paylaşın


Kariyer planlarınızı değerlendirip bir karara vardıktan sonra bunu başkalarıyla da paylaşabilirsiniz. Sektörden arkadaşlarınızla, eski iş yerinizden çalışanlarla ya da daha önce birlikte çalışmış olduğunuz yöneticilerinizle düşüncelerinizi paylaşabilir, onların görüşlerini alabilirsiniz.

Doğru işe karar vermenin yolu, kendinizle yapacağınız dürüst bir görüşmeden geçiyor. Unutmayın; ne istediğinizi bilmiyorsanız onu bulduğunuzda da fark edemeyebilirsiniz.

İşimizi seçerken doğru karar vermek

Okula geri dönüp başka bir alanda eğitim almak istiyoruz; mecburen mezun olduğumuz bölümle ilgili bir iş yapıyoruz. Agency Balance’in 6 bin kişiyle yaptığı anket sonuçları, öğrencilik yıllarındaki iş ve staj deneyimlerinin önemini gözler önüne seriyor.

Agency Balance’in online olarak yaptığı anketi yanıtlayanların yüzde 70’i “Şansınız olsa, okula geri dönüp başka bir alanda eğitim almak ister miydiniz?” sorusuna “Evet” yanıtını verirken, yüzde 75’i eğitimini aldığı alanda iş aradığını belirtiyor. Anket sonuçlarını değerlendiren Agency Balance Genel Müdürü Tamer Ashraf “Mezuniyet öncesi öğrencilerin en büyük zorluklardan biri ne yapmak istediklerini belirlemek, yapmak istedikleri yönünde okumaları ve almaları gereken eğitimi tespit etmek oluyor. Staj bu noktada çok önemli oluyor” yorumunu yapıyor.

En çok başvuruyu Anadolu Üniversitesi öğrencileri yapıyor

Tamer Ashraf
Agency Balance'de  yaklaşık 180 bin üniversite öğrencisi iş ve staj fırsatlarını takip ediyor. Diğer yandan EGYPT & TURKEY’e üye 56 bini aşkın firmanın yüzde 40’ı son bir yılda üniversite öğrencisi istihdam etmek için ilan yayınlandı. Üniversitelerin yoğunlaştığı İstanbul başta olmak üzere; Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Kocaeli üniversite öğrencilerine yönelik ilan yayınlanan illerin başında geliyor. Diğer yandan tekstil sektörü ve hizmet sektörü ilk sırada gelse de; part-time ve yarı zamanlı iş fırsatlarıyla öğrenciler için cazip olan eğlence, kültür-sanat ve reklam-tanıtım sektörleri en çok ilan yayınlananlar listesinde yer alıyor. Başvuru sayıları dikkate alındığında 96 bine yakın adayla en çok Anadolu Üniversitesi öğrencileri stajyer ilanlarına başvuru yapıyor. Bu üniversiteyi İstanbul ve Marmara Üniversiteleri takip ediyor. Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi de stajyerlik ilanlarına ilgi gösteriyor.

Kasım ayında stajyer arayışı artıyor

Mart ve Nisan aylarında stajyer ve üniversite öğrencilerine yönelik ilan sayılarındaki hareketlenme, Mayıs ayında en yüksek seviyelere ulaşıyor. Haziran ayında da devam eden stajyer arayışı, yaz aylarının sonuna doğru düşüşe geçiyor. Kasım ayı ise yine hareketlendiği görülüyor.
Azoz, öğrencilere şu tavsiyeleri veriyor: “Öncelikle akıllarında olan birden fazla meslek grubu var ise mesleklerin getirdiği fırsatlardan ziyade hangisinin kişilik özellikleriyle daha çok örtüştüğünü keşfetmeye çalışmalılar. Çünkü mesleklerin popülaritesi ve sağladığı fırsatlar değişkenlik gösterebiliyor, ancak kişinin eğilimleri ve ilgi alanı az çok belli oluyor. Öğrenciler, ‘Ben ne tür bir iş yapabilirim?’ diye düşünerek işe başlamalı. Sonra ilgisi olduğu alanlarla ilgili meslek gruplarını araştırarak devam etmeli. Staj bu noktada öne çıkıyor. Staj yapmış olan adayların en büyük avantajlarından biri iş yaşamı konusunda gerçekçi beklentilere sahip olmaları. Mesleklerinin hem güzel hem de zor yanlarını görerek hedeflerini oluşturabiliyorlar. Çünkü hepimizin bildiği gibi üniversitede öğretilen teorik bilgilerle pratik uygulamalar farklılık gösterebiliyor. Staj, bu ikisi arasında dengeli bir yaklaşım oluşturmayı sağlıyor. Öğrenciler, staj ve part-time iş fırsatlarını Agency Balance sayfamızdan takip edebilirler.

İş Mülekatında Çıkan sorular

Tamer Ashraf
Hem aday hem de mülakatı yapan kişi için oldukça stresli bir konu olan mülakatlarda, giriş konuşmalarının oldukça samimi ve beliren soğuk havayı ortadan kaldırıcı nitelikte olması gereklidir. Mülakatın başında yapılacak olan kısa, samimi bir sohbet iki tarafın da bilgi alışverişini daha verimli hale getirmesini sağlayacaktır. Bunu sağlamanın yolu da mülakatı yönlendiren mülakatçının, mülakatla doğrudan ilişkisi olan veya olmayan sohbet türü bir girişe zaman ayırmasıdır. Bu iki taraf içinde stresi az da olsa ortadan kaldırmak için en etkili yöntemdir. Aday olarak bu tip bir sohbeti siz de başlatabilirsiniz ama ülkemizde daha çok mülakatçının girişi yaptığı gözlemlenmektedir. Aday olarak aşağıda belirtilen sorulara kesinlikle negatif yönden yaklaşmamalısınız. Aşağıda girişi sağlayacak bazı soru örnekleri verilmiştir:
1. ADRESİMİZİ / OFİSİMİZİ BULMAKTA ZORLUK ÇEKTİNİZ Mİ, YOLCULUĞUNUZ NASIL GEÇTİ?
Mülakat öncesi sohbet aşamasında en çok rastlanan soru türüdür. Eğer adresi bulmakta gerçekten sıkıntı yaşamış olsanız bile bunu karşı tarafa aktarmayın. Farklı bir şehirden mülakata gelmiş olabilirsiniz ve yolculuğunuz da oldukça kötü geçmiş olabilir. Herhangi bir problem yaşamadığınızı belirtmek zaten stresli olan ortamı yumuşatmaya daha çok yardım edecektir. Eğer mülakata geç kaldıysanız mutlaka özür dileyin ve kısa bir açıklama yapın.
2. ÖZGEÇMİŞİNİZDE ………. SPORLARI (VEYA HERHANGİ BIR KONU) İLE İLGİLENDİĞİNİZİ GÖRDÜM, NE ZAMAN BU (SPORLARI) YAPMAYA BAŞLADINIZ?
Bu tür bir soru ile karşılaştığınız zaman kesinlikle detaya inmemeye özen gösterin, çünkü bu tip bir soruya vereceğiniz cevabın uzaması gerçek anlamda üzerinde durulması gereken konulara daha az zaman ayırmanıza sebep olacaktır.
3. …………. ÜNİVERSİTESİNİ BİTİRDİĞİNİZİ ÖZGEÇMİŞİNİZDE GÖRDÜM, PROFESÖR ………… TANIYORMUSUNUZ?
Oldukça sık karşılaşılan bir giriş sorusudur. Mülakatçı daha samimi bir ortam yaratmak için ortak tanıdıkların daha etkili olduğunu düşündüğü için bu tip bir soru yöneltir. Eğer bahsettiği kişiyi tanımıyorsanız kesinlikle tanıdığınızı söylemeyin daha detaya inildikçe mahçup durumda kalabilirsiniz.
4. SİGARA İÇMEK VEYA SICAK /SOĞUK BİRŞEY İÇMEK İSTERMİSİNİZ?..
Ülkemizde misafirperverlik en önem verdiğimiz özelliklerimizden biridir. Ve birşeyler ikram etmek misafirperverliğimizi göstermenin en güzel yolu olarak kabul edilir. Fakat profesyonel iş mülakatında sigara içilmesi pek tercih edilen ve hoş karşılanan bir şey değildir. Eğer sigara içmiyorsanız, ikram edilen sigara size firmada sigara içilip içilmediği konusunda da bilgi verecektir. İkram edilen diğer şeyleri de oldukça nazik bir şekilde reddetmeniz sizin yararınıza olacaktır. Mülakatın en önemli anında kolunuzun çay bardağına çarptığını ve takım elbisenizin üzerine döküldüğünü hayal etmek sanırım bu konuda sizi yeterince aydınlatacaktır. Ayrıca, görüşme sırasında ikram edilen herhangi birşeyi kabul etmek ilginizin dağılmasına neden olacak ve dolayısıyla mülakat performansınızı düşürecektir.
KİŞİSEL SORULAR …
1. LÜTFEN BANA KENDİNİZ İLE İLGİLİ BİLGİ VERİNİZ.

Özellikle mülakat teknikleri konusunda deneyimsiz bir kişinin sorabileceği ve ülkemizde oldukça sık olarak karşılaşabileceğiniz bir sorudur. Aynı zamanda profesyonel iş mülakatında sorulabilecek en gereksiz sorudur. Mülakatçı bu tip bir soru ile kendinizi tanıtmanızı ister. Fakat bu aşamada sizin karşı bir soru ile kendisini cevaplamanız daha uygundur. Soracağınız soru şöyle olmalıdır: “Özel hayatımı mı anlatmamı talep ediyorsunuz yoksa profesyonel niteliklerimi mi öğrenmek istiyorsunuz? veya ” Bu sorunuzu daha spesifik hale getirebilir misiniz?”.
2.HERHANGİ BİR İŞ BULMADAN SON İŞİNİZDEN NEDEN AYRILDINIZ/İSTİFA ETTİNİZ?
Bu soruyu cevaplandırırken oldukça dikkatli olmak zorundasınız. Eğer dürüst davranmazsanız ve bu davranışınız daha sonra ortaya çıkacak olursa, oldukça zor durumda kalabilirsiniz. Çünkü istihdam aşamasında yapılacak araştırmalar sonucunda dürüst davranmadığınız ortaya çıkarsa, işveren sizin hakkınızda oldukça pozitif bir düşünceye sahip dahi olsa, fikrini derhal değiştirebilir. Eğer işten çıkarıldıysanız, sebeplerini detaylı olarak kendi hatalarınızdan kaynaklansa bile karşı tarafa aktarmak zorundasınız. Dürüst davranmak size oldukça fazla puan sağlayacaktır. Bunun yanında işten ayrılmanızın sebebi oldukça farklı unsurlar yüzünden de olabilir. Firmanız küçülme sürecine girmiş olabilir, tamamen kapanmış ya da tekrar yapılanma süreci sonunda pozisyonunuz kaldırılmış olabilir. Bunun yanısıra bağlı olarak çalıştığınız amirinizle kesinlikle anlaşamıyor olabilirsiniz. Bu tip durumları kesinlikle detaylı olarak mülakat yapan kişiye aktarmalısınız.
“Çalıştığım firmada öğrenebileceğim herşeyi öğrendim; artık benim için daha fazla öğrenme şansı kalmadı” gibi bir yaklaşım ile işten ayrılmanızı açıklamaya kalkmayın. Çünkü bir profesyonel daima kendini geliştirecek fırsatlar yaratmak zorundadır. Bu sebepten dolayı ayrılma kararı verilmesi oldukça amatör bir davranış olarak kabul edilir ve işten ayrılma sebebi olarak gösterilemez.
Bunun dışında, çalıştığınız firma size karşı olan kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediği için ayrılmış olabilirsiniz. Bu tip konuları mülakatı yapan kişi ile doğrudan paylaşabilirsiniz.
3. ŞU ANDA AYRILMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ POZİSYONUNUZDAN DAHA ÖNCE DE AYRILMAYI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ, AYRILMADIĞINIZA GÖRE NEDEN KALDINIZ?
Deneyimli bir mÜlakatçı bu soruyu size muhakkak sorar. Bu sizin iş motivasyonunuzu ölçmek için kullanılan anahtar sorulardan biridir. Çalıştığı işyerinden ayrılmayı kesinlikle düşünen çalışanın iş motivasyonu en alt seviyededir ve firmasına kesinlikle faydalı olamaz. Eğer uzun süredir iş arıyorsanız veya firmanız sizi daha fazla maddi veya manevi imkanlar ile aynı pozisyonda kalmaya ikna ettiyse bu mülakatçıyı ne kadar değerli bir eleman olduğunuz konusunda yönlendirecektir.
4. BAŞKA BIR POZİSYONUN VEYA FİRMANIN SİZİ TAM ANLAMI İLE TATMİN EDECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ?
Bu soruya cevap verirken pozitif olmalısınız. İş dünyasında birçok imkan olduğunu ve bu imkanları yakından takip etmenizin, kariyeriniz açısından oldukça gerekli olduğunu belirtin. İş tatmini sağlamanın değişik parametrelerinin varlığının farkında olduğunuzu da ilave etmeyi ihmal etmeyin. Sadece maddi imkanlarınızın iyileştirilmesi amacıyla iş değiştirme niyetinde olduğunuzu mülakatı yapan kişiye asla bir neden olarak göstermeyin.
5. NE KADAR SÜREDİR İŞ ARAYIŞI İÇERİSİNDESİNİZ?
Cevap verirken oldukça hassas davranmanız gereken bir soru tipidir. İş arayış sürenizdeki uzunluk mülakatçı için negatif bir olgudur. Çünkü iyi bir eleman için iş arayışının uzun sürmesi yadırganacak bir unsur olarak kabul edilir. Mülakatçı sizin iş beğenmeyen veya kariyerinizdeki adımlar konusunda hassas bir kişi olduğunuzdan ziyade, aranan bir eleman olmadığınızı düşünür. Bu aşamada iş teklifi almadığınız halde değerinizi arttırmak için aldığınızı belirtirseniz, mülakatçının sizi değişik yönlerden sıkıştırmasına yol açmış olursunuz. Tecrübeli bir mülakatçı bu soruya vereceğiniz abartılı cevapları kesinlikle algılayacak ve ona göre davranacaktır. Açık ve dürüst olun.
6. KARİYER HEDEFLERİNİZ NELERDİR?
Özellikle kariyerinin başında olan yeni mezunların en çok hazırlıklı olmaları gereken soru tipi budur. Eğer mühendislik eğitimi aldıysanız ve bankacı olmak istiyorsanız veya işletme mezunu iseniz ve bilgisayar sektöründe çalışmak istiyorsanız, güçlü dayanaklarınız olmalıdır. Eğer bu tip bir kariyer hedefi ile mülakatçıyı cevaplarsanız niye bu kadar uzun süre mühendislik eğitiminde zaman harcadığınızı da iyi açıklamalısınız. Ayrıca uzun süredir iş hayatında yer alıyor ve örneğin bir finans pozisyonu ile ilgili olarak mülakata alınıyorsanız, kariyer hedefleriniz arasında satış yönetiminin yer alması mülakatçının söz konusu pozisyona olan ilginizin oldukça düşük olduğunu sezinlemesine yol açabilir. Her kişinin mutlaka bir kariyer hedefi olmalıdır. Bu soruya cevap verirken kesinlikle duraklamayın ve doğrudan kariyer hedeflerinizi belirtin.
7. KENDİNİZ İÇİN SON ZAMANLARDA OLUŞTURDUĞUNUZ HEDEF İLE İLGİLİ DETAY VERİNİZ.
Bu soruya cevap vermeden once kişisel veya profesyonel bir projenizi gözünüzün önüne getirin. Örneğin, eğitiminizi tamamlamak, iyi bir iş bulmak veya başka bir şehre yerleşmek, sizin için kariyerinizle doğru orantılı hedefler olabilir. Ama bu soruya verilecek cevabın tamamen işle ilgili olması çok daha uygun olacak ve mülakatın gidişini daha profesyonel bir açıdan etkileyecektir.
8. ŞU ANA KADAR SAHİP OLDUĞUNUZ EN İYİ İŞVERENİ LÜTFEN TANIMLAYINIZ.
Mülakata gitmeden önce bu soru için hazırlık yapmanızda büyük fayda vardır. En iyi işverenizi tam anlamı ile betimlemenin yolu bu kişinin sahip olduğu bütün iyi veya kötü niteliklerin sıralanması olacaktır. Kağıt üzerinde yapacağınız bir çalışma size daha detaylı bir bilgi verecek ve bu soruya daha hazırlıklı olmanızı sağlayacaktır. Bu tip bir soru size yöneltildiğinde, hemen en iyi işvereninizin sahip olduğu nitelikleri ardı ardına sıralamak yerine, işvereniniz hakkında sahip olduğunuz olumlu düşüncelere yol açan hareketlerini, kısa anekdotlar şeklinde belirtmeniz daha faydalı olacaktır. İşvereninizin yönetim biçimini betimlemeniz ne tür bir yönetim biçiminden hoşlandığınız hakkında mülakatçıya bazı bilgiler verecektir. Eğer bu soruya hazırlıklı değilseniz, öncelikle en iyi işvereninizin kim olduğunu isimle belirtin ve bu arada neden iyi bir işveren özelliği taşıdığını düşünün ve aynı zamanda abartıdan kesinlikle kaçının.
9. BULUNDUĞUNUZ EN İYİ POZİSYONU TANIMLAYINIZ.
Bu soru için de daha mülakattan önce mutlaka hazırlık yapmalısınız. Sahip olduğunuz en iyi işi tanımlayabilmek, ne tür bir işte başarılı olabileceğiniz konusunda mülakatçıya ipuçları verecektir. Mümkün olduğunca objektif olarak bulunduğunuz pozisyonun, negatif ve pozitif yönlerini irdeleyin.
10. BULUNDUĞUNUZ POZİSYONU HAK ETTİĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ?
Bu soru ile mülakatçının sizden almak istediği bilgi, ülkemizde oldukça sık rastlanan, tanıdık vasıtası ile belirli pozisyonlara gelmiş adayları diğerlerinden tam anlamı ile ayırabilmektir. Eğer bulunduğunuz pozisyona kendi çaba veya başarılarınız ile gelmediyseniz, bunun cevabını profesyonel bir mülakatçı projelerinizi derinlemesine irdeleyerek tespit edebilir. Eğer birtakım tanıdıklarınız vasıtası ile şu andaki pozisyonunuzda bulunuyorsanız, bunu açık yüreklilikle mülakatçıya aktarın. Fakat bu pozisyonda kalmanın sadece başarılarınızla mümkün olduğunu ve bunu da başardığınızı basit örneklerle ispatlayın.
11. BAŞARIYI NASIL TANIMLARSINIZ?
Çok klasik bir sorudur. Bu soruya hazırlıklı olmanız, puan kazanmanızı sağlar. Örneğin; ” Beni istihdam eden firmanın başarıya ulaşması için çalışmak ve kendi kişisel gelişimimi sağlamak benim için başarının en iyi tarifidir” cümlesi veya buna benzer bir cümle size artı değer sağlayacaktır. Muhakkak bu soruya hazırlıklı olun.
12. BU POZİSYONDA BAŞARILI OLMAK İÇİN GEREKLİ OLAN NİTELİKLERİ TANIMLAYINIZ.
Eğer bir iş ilanı sonucu bu mülakata giriyorsanız, iş ilanını tekrar gözden geçirerek bu soruya hazırlanabilirsiniz. Eğer bu iş ilanında, iş tanımı ve pozisyon ile ilgili aranan nitelikler detaylı olarak mevcut değilse, o zaman yaratıcılığınızı kullanarak işin ne tür niteliklere sahip olması gerektiğini belirleyin.
13. EĞER DEĞİŞTİRME İMKANINIZ OLSAYDI BU POZİSYONUN YENİ İŞ TANIMINI NASIL OLUŞTURURDUNUZ?
Mülakatı yapanın bu soruyu sormaktaki amacı sizinle herhangi bir iş teklifi aşamasına gelmeden önce, birtakım yenilikleri yapabilecek kapasitede olup olmadığınızın tespit etmeye çalışmaktır. Vereceğiniz yaratıcı cevaplar sizin ne tür yenilikleri firmaya sağlayabileceğinizin bir tür kanıtı olacaktır. Fakat bu tip bir soruya verebileceğiniz en sağlıklı cevap şu olabilir: “İşe başladıktan, pozisyonu ve firma kültürünü tam anlamı ile tanıdıktan sonra, yaratıcı tavsiyelerde bulunmayı tercih ederim.”
14. BAŞVURDUĞUNUZ POZİSYONUN EN BEĞENDİĞİNİZ / BEĞENMEDİĞİNİZ TARAFI?
Pozisyonla ilgili bir veya iki tane beğendiğiniz özellik belirtmek bu aşamada yeterli olacaktır. Örneğin; müşteri ilişkilerinin yoğun olması, analitik düşünce yeteneğinizi kullanabilecek olmanız bu pozisyonun beğendiğiniz tarafları olabilir.
Pozisyonla ilgili herhangi bir pozitif düşünceniz yoksa, zaten bu mülakatta olmanıza gerek yoktur. Fakat buna karşın pozisyonla ilgili beğenmediğiniz hususları belirtmeniz de sakıncalı olabilir.

15. YETKİLERiNİZİN ASTLARINIZA DEVRİNDEN YANA MISINIZ YOKSA BÜTÜN FONKSİYONLARI KENDİNİZ Mİ KONTROL ETMEK İSTERSİNİZ?
Bu sorunun herhangi doğru veya yanlış cevabı yoktur. Bu soru sizin yönetim tarzınız ile ilgili bazı ipuçlarını ortaya koyacaktır. Bu soruya mümkün olduğunca samimi olarak cevap vermeli ve eğer pozisyon tamamen yetki devrini öngörüyor ise kesinlikle bütün iş fonksiyonlarının kontrolünüz altında olduğu bazı örnekler vermemelisiniz. Bu şansınızı tam anlamı ile yok eder.
16. NE TÜR KİŞİLERLE DAHA RAHAT ÇALIŞIRSINIZ, NE TÜR KİŞİLERLE ÇALIŞAMAZSINIZ?
Hazırlıklı olmanız gereken bir soru tipi. Rahat çalıştığınız iş arkadaşlarınızın en çok beğendiğiniz özelliklerini sıralayın. Bu size yol gösterecektir. İş arkadaşlarınızı en iyi çalıştıklarınız, çalışmakta sorun yaşamadıklarınız ve çalışmakta gerçekten güçlük çektikleriniz olarak ayırın. Çalışırken bilgi alışverişi sağlamanız, iş arkadaşlarınız ile uyumlu çalışmanızı sağlar. Bunu vurgulayarak takım çalışmasına ve bilgi akışına ne kadar değer verdiğinizi belirtin ve bu konuda ne kadar duyarlı olduğunuz konusunda işvereni ikna etmeye çalışın. Çalışmakta gerçekten güçlük çektiğiniz kişilerle ilgili yorumlarda bulunmak oldukça zordur. Spesifik olarak isim vermekten kesinlikle kaçının. Çalışmakta güçlük çektiğiniz kişileri tanımlarken de negatif ifadeler kullanmak yerine daha yuvarlak ifadeler ile bu kişileri tanımlayabilirsiniz. Bazı örnekler vermek gerekirse; takım çalışmasına önem vermeyen insanlarla çalışmakta zorlandığınızı, ayrıca, görev ve sorumluluklarının tam anlamı ile farkında olmayan kişilerle çalışmanın ne kadar zor olduğunu belirtin.
17. UZUN VADELİ KARİYER HEDEFLERİNİZ NELERDİR?
Gerçekçi olmayan hedeflerinizi kesinlikle karşı tarafa aktarmayın. Geleceğinizle ilgili düşünceleriniz yaratıcılığınızı belirler. Gerçekçi kariyer hedeflerinizi mülakat sırasında keşfetmek zorunda kalmamak ve mülakatçının kafasında soru işaretleri oluşturmamak için bu sorunun cevabı mülakat öncesinde planlanmalıdır. Cevap verirken duraksamak uzun vadeli planlar yapmayan bir çalışan olduğunuz izlenimini verir.
18. GÜÇLÜ VE ZAYIF OLAN YÖNLERİNİZ NELERDİR?
Mülakatların klasik sorusudur. Öncelikle başvurduğunuz pozisyon ile birebir ilişkili olan güçlü yanlarınızı belirtin. Ayrıca söz konusu olumlu özelliklerinizi örnekleyerek ön plana çıkartmaya çalışın. İşe olan bağlılığınız, iş etiğine verdiğiniz değer, güçlü insan ilişkileri, sonuca yönelik çalışma gibi güçlü yönlerinizden bahsetmeniz mülakatçıyı tahmin ettiğinizden fazla memnun edecektir. Güçlü olduğuna inandığınız yönleri kullandığınız bazı güncel örnekler konusunda hazırlıklı olmanızda büyük yarar var. Çünkü mülakatı yapan kişi bu yönlerinizi tam anlamı ile irdelemek için bazı örnekler ile konuları detaylandırmanızı isteyebilir. Zayıf olduğunuz yönlerinizin belirtilmesi isteniyorsa ancak pozisyonun kesinlikle gerektirdiği özellikler konusunda kendinizi zayıf hissediyorsanız, mümkün olduğu kadar az detay vererek zayıf yönleriniz konusunda mülakatçıya ipuçları vermemeye çalışın. Ama kesinlikle zayıf yönlerinizi saklamak için yalan söylemeyin. Sadece zayıf yönlerini tespit eden kişiler iş performanslarını objektif olarak değerlendirebilirler. Bu değerlendirme, kişinin eksikliklerini gidermek için yol aldığının en büyük kanıtıdır. Kendini tanıyan kişi, iş hayatında da başarılı olur.
19. PROFESYONEL HAYATINIZDA SAĞLADIĞINIZ EN BÜYÜK BAŞARI NEDİR? DETAYLANDIRIN.
Bu soruda mülakatı yapan kişinin sizden almak istediği cevap tamamen işinizle doğru orantılı olan bir başarıyı detaylandırmanızdır. Okuldaki başarılarınız, spor karşılaşmalarında veya sosyal aktivitelerde kazandığınız başarılar bu aşamada mülakatçının öğrenmek istediği konuların tamamen dışında kalmaktadır.
20. EĞER ESKİ İŞVERENİNİZLE KONUŞMA İMKANIMIZ OLSA, SİZİN ZAYIF YÖNLERİNİZ HAKKINDA BİZE NASIL BİLGİ AKTARIRDI?
Bu soruya cevap verirken eski işvereninizin ne düşündüğünü gözönüne almadan, zayıf olduğunuzu hissettiğiniz konularda kısa açıklamalar yapmanız yeterli olacaktır.
21. SON İŞVERENİNİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Çok dikkatli bir şekilde cevap vermeniz gereken bir soru türüdür. İşten ayrılma sebeplerinin başında işverenle veya bir amirle geçinememek olduğunu aklınızdan çıkartmadan cevaplayın. Bu soru ile mülakatı yapan kişi sizin liderlik kabiliyetlerinizi tam anlamı ile değerlendirmeye ve çalıştığınız kişilerle iyi ilişkiler geliştirip geliştiremediğinizi tespit etmeye çalışmaktadır. Kısa kısa bilgiler vermeniz, yorumlarınızda hata yapmanızı önler. Öncelikle işvereninizin olumlu yönlerini sıralayın; eğer işten ayrılma sebebiniz işvereninizle ilgili değilse negatif yönlerinize bu tanımlama içerisinde fazla yer vermeyin. Eğer iyi bir işverene sahip iseniz kesinlikle abartmayın ve övgülerinizin dengeli olmasına özen gösterin.
22. SON İŞİNİZDE SERGİLEDİĞİNİZ ÜÇ BAŞARINIZI LÜTFEN DETAYLANDIRIN.
Sahip olduğunuz profesyonel niteliklerinizi anlatmanızı sağlayacak en güzel mülakat sorularından biridir. Bu soruya vereceğiniz cevap ile mülakatı rahatlıkla yönlendirebilirsiniz. Her soruda olduğu gibi karşınıza çıkması her zaman ihtimal dahilinde olan bu soru için önceden hazırlık yapmak, duraksamanızı ve eksik bilgi vermenizi önler.Vereceğiniz örneklerin mülakat sırasında profesyonel iş hayatınızla doğru orantılı olmasına ve daha önce belirttiğiniz profesyonel özelliklerinizle çelişmeyerek, mülakatçıyı şaşırtmamasına dikkat etmelisiniz.
23. BEŞ YIL İÇİNDE HANGİ POZİSYONDA OLMAK İSTERSİNİZ VE HEDEFİNİZ NEDİR?
Adayın kariyer hedefleri konusunda ne kadar ciddi olduğunu tespit etmek için sorulan bu soruya vereceğiniz cevap gerçekçi olmalıdır. Ve özellikle başvurduğunuz pozisyonu ve firmayı da içermelidir.
24. YARATICI MISINIZ?
Her işin az veya çok yaratıcılık gerektirdiğini unutmayın. Eğer muhasebe yardımcısı pozisyonu için başvuruyorsanız ve bu pozisyonla ilgili olarak mülakata alındıysanız, çok yaratıcı olduğunuz mesajını karşı tarafa vermek işe alınmamanızı sağlayacak unsuru oluşturabilir. Çünkü muhasebe pozisyonu iş tanımı gereği yaratıcı yönünü kullanmak isteyen bir aday için oldukça sıkıcı olabilir ve kısa sürede iş tatmininden yoksun hale gelmesine neden olur. Bu yüzden yaratıcılık gerektirmeyen bir iş tanımı için başvuru yapıyor, yaratıcılığınızı ön plana çıkarmak ve bunu da bazı örneklerle desteklemek istiyorsanız işi daha baştan kaybedebilirsiniz. Özellikle yeni mezunların bu tip sorularda oldukça bocaladıkları ve karşı tarafı kendi nitelikleri konusunda yanılttıkları oldukça sık gözlemlenmektedir.
25. KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİZİ TANIMLAR MISINIZ?
Bu tip bir mÜlakat sorusuna cevap verebilmeniz için kendinizi çok iyi tanımanız gerekir. Ancak kendinizi iyi tanıyorsanız, en mantıklı şekilde kişilik özelliklerinizi tanımlayabilirsiniz. Çalışma hayatı ile ilgili, kişiliğiniz konusunda karşı tarafa ipuçları verebilecek bazı kelimeler örnek olarak verilmiştir:
Detaycı, İş bağımlısı, Zamana bağlı, İşe odaklanmış, Hassas, Sadık, Hırslı, Takım oyuncusu, Yaratıcı, Araştırmacı vs. Eğer bir finans pozisyonuna başvuru yapıyorsanız detaycı bir kişilik özelliğine sahip olduğunuzu belirtmek size puan kazandıracaktır. Mühendislik gerektiren bir pozisyon için ise, araştırmacı ve yaratıcı yönünüzü belirlemek oldukça önemlidir. Negatif bir örnek vermek gerekirse, eğer satış pozisyonu için başvuruyor iseniz insan ilişkilerinde çok hassas bir kişiliğe sahip olduğunuzu belirtmeniz yanlış sonuçlar doğurabilir.

26. KARTVİZİTİNİZİ ALABİLİR MİYİM?

Bazı adaylar işsiz oldukları dönemleri “Danışman” ünvanı ile gizlemeye çalışırlar. Bu duruma ülkemizde oldukça yoğun olarak rastlanmaktadır. Eğer son pozisyonunuz özgeçmişinizde danışman olarak geçiyorsa, bu tip bir soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır. Çünkü danışmanlık yaptığını belirten bir adayın kartvizitinin olmaması, sadece özgeçmişteki boşlukları doldurmak için bir örtü şeklinde kullanıldığının en önemli kanıtıdır.
EĞİTİM İLE İLGİLİ SORULAR…
1. LİSEYİ, ÜNİVERSİTEYİ NE ZAMAN BİTİRDİNİZ, BİTİRME DERECENİZ NEYDİ?
Mülakatlarda en çok rastlanan sorulardan biridir. Özgeçmişinde bu tür bilgileri detaylı olarak belirten aday, mülakat sırasında oldukça şaşırtıcı olarak bu bilgileri tamamen unutmaktadır. Okul bitirme derecesini ve bitirme yılını mülakat sırasında unutmak kadar amatörce bir yaklaşımın oldukça büyük bir hata olduğunu belirtmekte fayda var. Bu tip bir soru sorulduğu zaman, duraksamak bile size puan katbettirir.
2. EĞER KARİYERİNİZE TEKRAR BAŞLAYABİLME İMKANINIZ OLSA FARKLI BIR MESLEK SEÇMEK VEYA EĞİTİM ALMAK İSTER MİYDİNİZ, HANGİ DALI SEÇERDİNİZ?
Klasik mülakat sorularından bir diğeri ve en sık karşılaşılandır. Eğer mesleğinizi, başvurduğunuz pozisyondan başka bir dala değiştirmek istiyorsanız ve bu soruya başka bir meslek seçmek istediğiniz doğrultusunda bir cevap verirseniz işe kabul edilme olasılığınızı daha en başından, kendi ellerinizle yok etmiş olacaksınız. Asla mesleğiniz dışında bir dalda daha mutlu olacağınız imajını vermeyin ve mesleğinizden ne kadar haz aldığınızı ve bu mesleği seçtiğinizden dolayı ne kadar profesyonelce bir karar verdiğinizi belirtin.
3. KENDİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN SON ZAMANLARDA NE TÜR EĞİTİM PROGRAMLARINA KATILDINIZ?
Eğitim, hayatın her döneminde devam eden bir olgudur. Öncelikle iş hayatında eğitime harcanan zaman, kariyerinize yapılmış en büyük yatırım olma özelliğini taşır. Eğer kendinizi geliştirmek için eğitim programlarına katılıyorsanız veya firmanız sizi bu konuda destekliyorsa, bunları muhakkak detaylı olarak belirtin. Fakat bu tip bir soru yöneltildiği zaman size en sağlıklı sonucu, şimdiye kadar almış olduğunuz eğitimlerin veya katılmış olduğunuz profesyonel seminerlerin listesini mülakatı yapan kişiye aktarmak sağlayacaktır. Bu size zaman kazandıracak ve daha profesyonel bir görüntü oluşmasını sağlayacaktır.
4. NEDEN MASTER, MBA, DOKTORA YAPTINIZ VEYA YAPMADINIZ?
Özellikle yeni mezunlar arasında sadece üniversite eğitiminin yeterli olmadığı ve lisans eğitiminin kesinlikle yüksek lisans eğitimi ile desteklenmesi gerektiği konusunda yanlış, fakat çok yaygın bir imaj vardır. Eğer lisans eğitiminizi mühendislik konularında yapıp, tarih yüksek lisansı yaptıysanız ve yine de mühendislik pozisyonlarına başvuru yapıyorsanız mülakatçı bu soruyu size yöneltecektir. Eğer araştırma geliştirme nosyonu gerektiren bir pozisyona başvuruyorsanız, konunuzda almış olduğunuz lisansüstü eğitim size stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Eğer herhangi bir lisansüstü eğitim almadıysanız, mesleki iş tecrübesinin sizin için daha önemli olduğu bilgisini karşı tarafa aktarmanızda büyük yarar vardır.
5. SON BULUNDUĞUNUZ POZİSYONDA NE ÖĞRENDİNİZ?
Kendinizi öğrenmeye açık bir kişi olarak tanımlayarak yeni veya son pozisyonunuzun size profesyonel beceri anlamında neler kattığını belirtin. Örneğin, “Analitik düşünce yapısına sahip olmamı sağladı “veya “Müşteri ilişkilerini nasıl yöneteceğim konusunda bana bilgi kazandırdı” demeniz açıklayıcı olacaktır.
6. BU MESLEĞİ NEDEN SEÇTİNİZ?
Daha çok yeni mezunlara yöneltilen bu soru türü, eğitimini aldığınız mesleği bilinçli bir şekilde mi, yoksa tam tersinin mi gerçekleştiğini ortaya koymak için yöneltilir. Buna karşın mülakatçı için akıldan çıkarılmaması gereken nokta, eğitim sistemimiz içerisinde oldukça küçük bir kesimin arzu ettiği mesleğe ulaştığıdır. Bu durumda meslek seçmenin büyük bir kitle için tamamen tesadüflere dayandığı ülkemizde bu soruya cevap vermek aday için oldukça sıkıntılı olacaktır. Yine de adayın eğitimini gördüğü mesleğe tesadüf eseri girdiğini ama zaman içerisinde bu mesleği sevdiğini ve kariyerini bu alanda devam ettirmek istediğini belirtmesi pozitif olacaktır.
TECRÜBEYE YÖNELİK SORULAR…
1. SON POZİSYONUNUZU TANIMLAYINIZ.

Bu soru ile sizden beklenen; yaptığınız işin bütün fonksiyonlarına hakim olup olmadığınızı betimlemenizdir. Bu soruya duraksamadan ve mantıklı cevaplar vermek zorundasınız. Mülakat öncesi yazılı iş tanımınıza tekrar bir göz gezdirmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. Ama kesinlikle pozisyonunuzu tanımlarken iş tanımınızdaki cümlelerin aynısını kullanmamaya özen gösterin ve güncel birtakım örneklerle iş tanımınızın yaşayan bir iş tanımı olmasına çalışın. Yaptığınız işlerle ilgili olarak abartıdan kaçının ve “ben” olgusu yerine takım çalışmasını ön plana çıkaran “biz” terimini sık sık kullanmaya özen gösterin.
2. HANGİ TARİHLER ARASINDA ÇALIŞTINIZ / ÇALIŞIYORSUNUZ?
Bu soruya hazırlıklı olmalısınız. Özgeçmişinizde çalıştığınızı belirttiğiniz tarih aralıkları sizin yol göstericiniz olmalıdır. Mülakat sırasında bu soruya duraksayarak ve yanlış olarak cevap vermeniz size negatif puan kazandıracaktır. İşe başlama veya ayrılış tarihlerini gün olarak hatırlamanıza olanak olmayabilir ama ay ve yılı unutmanız oldukça olumsuz bir izlenime yol açar. İşe başlangıç ve ayrılış tarihlerini not alarak mülakata girebilirsiniz ama yine de bu tür tarih detaylarını ezberlemeniz, daha doğru bir davranış olacaktır.
3. İÇİNDE BULUNMAKTAN HOŞLANDIĞINIZ İŞ ORTAMINI TANIMLAYINIZ.
Bu soruya cevap verirken geçmiş tecrübelerinizden mümkün olduğu oranda yararlanın. Grup çalışmasını ön plana çıkaran iş ortamlarından hem yeni şeyler öğrendiğinizi, hem de daha profesyonel olarak faaliyet gösterdiğinizi belirtin. İletişimin takım çalışmasının en önemli kuralı olduğunu belirtin.
4. HİÇ PERSONEL İŞE ALIMI YAPTINIZ MI, KARARI SİZ Mİ VERDİNİZ , BU TÜR BİR KARAR VERİRKEN NE GİBİ KRİTERLERİ GÖZÖNÜNE ALIRSINIZ?
Eğer işe alma kararını vereceğiniz bir pozisyona başvuru yaptınızsa bu tip bir soru karşınıza çıkacaktır. Eğer, çalıştığınız işyerinde işe alma kararını verdiyseniz bunu detaylı olarak belirtmenizde fayda var. Ne tip bir süreç izlediğiniz, ne tür bir mülakat yöntemi veya yöntemleri kullandığınız, işe alma kararı verirken nelere dikkat ettiğiniz; bu konuyu açıklamakta önem taşırlar. İşe alım oldukça zor bir karardır. Hem firmanızı, hem de adayın beklentilerini göz önünde tutmalısınız. İşe alma kararı verirken ortaya koyduğunuz prensipler ve kurallar, işe bakış açınızı ve yönetim tarzınızı ortaya koyar. Uyguladığınız kriterler ise, kendinizde var olan ve personelden beklediğiniz profesyonel ve davranışsal değerlerdir. Bu bilgiler ışığında dikkatli cevap vermeye çalışın. Eğer sohbet tipi mülakatlarla işe alma kararı veriyorsanız, mülakatçının sizle sohbet tipi bir mülakat yapmasını eleştirmemeniz gerekir.
5. TAKIM RUHUNU NASIL OLUŞTURURSUNUZ? LÜTFEN ÖRNEKLEYİNİZ.
Eğer böyle bir durum karşınıza çıktı ise, muhakkak örneklendirerek anlatın. Takım ruhunu oluşturmak için yaptığınız çalışmalar, sizin liderlik becerileriniz konusunda mülakatçıya detaylı ipuçları verir.
6. GEÇİMSİZ BİR ÇALIŞAN İLE NASIL BAŞ EDERSİNİZ, BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTINIZ MI?
Bu soruya vereceğiniz cevap, personelinizi nasıl yönettiğiniz ve personel ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunlara nasıl tepki verdiğinizi belirleyen oldukça profesyonel bir soru tipidir. Firma içerisinde huzursuzluk kaynağı olan, takım çalışmasına uyum sağlayamayan geçimsiz bir personeli hiç bir profesyonel kişi, çaba göstermeden, onu yola getirmeye çalışmadan işten çıkarmaya kalkışmaz. Ayrıca, aynı takımda çalıştığınız ve sizinle aynı seviyede olan bir takım arkadaşınız da oldukça geçimsiz olabilir. Bu durumda onu işten atamayacağınıza göre nasıl başa çıkacaksınız? Cevabınız çok planlı ve politik olmalıdır.
7. ÇALIŞILMASI OLDUKÇA ZOR BİR YÖNETİCİNİZ OLDU MU, ÖRNEKLEYİNİZ?
Bu konuda oldukça acı tecrübeleriniz bile olsa bu tür bilgileri kendinize saklayın. Çünkü hiç kimse iyi geçinemediği veya geçinilmesi oldukça zor bir yönetici hakkında objektif değerlendirme yapma imkanına sahip değildir. Bu soruya cevap verirken düşünmeniz gereken, bu yöneticinin sizin profesyonel çalışmalarınızı engelleyen hangi olumsuz yönlerinin ön planda olduğudur. Zaten bunları sıralamakla, bu yöneticinin negatif yönlerini belirlemiş olacaksınız.
8. BAY / BAYAN İŞVERENLE ÇALIŞABİLİR MİSİNİZ, BU DURUM SİZİN İÇİN HERHANGİ BİR FARK OLUŞTURUR MU?
Her konuda olduğu gibi personel konusunda da ne yazık ki en ileri ülkelerde bile bir ayrımcılık söz konusudur. Bu yanlış yönlendirme ile bazı çalışanlar, yöneticisinin cinsiyeti oldukça tercih yapmak istemektedirler. Sadece bu durumun varlığı bile bazı çalışanlar işe başlama veya başlamama kararı vermelerine sebep olmaktadır. Vereceğiniz cevap şöyle olmalıdır: “Kime rapor verileceği oldukça önemli olmakla birlikte, herhangi bir cinsiyet faktöründen ziyade rapor vereceğim yöneticinin yönetim tarzı ile ilgileniyorum.”
9. YÖNETİCİNİZ İLE NE KADAR SIK VE NE AMAÇLA GÖRÜŞÜRSÜNÜZ?
Yöneticinize ne sıklıkta rapor verdiğiniz ve kendisiyle toplantı yaptığınız veya fikrine danıştığınızı belirtin. Mülakatçının bu soru ile amacı, iletişim yeteneğine ve tek başınıza karar verebilme özelliğine sahip olup olmadığınızın tespitidir.
10. İŞİNİZDE İLETİŞİMİN ÖNEMİNİ AÇIKLAYINIZ. ÜSTLERİNİZLE VEYA ASTLARINIZLA NASIL İLETİŞİM KURARSINIZ?
İletişim her organizasyon için en önemli unsur olma özelliğini taşımaktadır. Eğer “pek önemli değil” cevabını veriyorsanız, takım çalışmasından ve modern yönetim tarzlarından tam anlamı ile uzaksınız demektir. Bulunduğunuz pozisyonda, organizasyonda, sektör veya endüstrinin herhangi bir dalında, iletişimin ne kadar önemli olduğunu ve sizinde bu konuda ne kadar hassas olduğunuzu irdelemeniz şarttır. İletişim imkanlarından yararlanmayan bir çalışanın veya organizasyonun başarılı olma şansı yok denecek kadar azdır.
11. NE TİP İLETİŞİM YÖNTEMLERİNİ TERCİH EDERSİNİZ, NEDEN?
Sözlü ve yazılı iletişim.
Hangi yöntemin sizin için daha önemli olduğunu geçmiş iş tecrübeleriniz ışığında tespit edin. İş hayatında sözlü iletişim her zaman daha hızlı olduğu için tercih edilir. Buna karşın firma içi yapılan sözlü iletişimin her zaman yazılı iletişim vasıtaları ile onaylanması gerektiğini unutmayın.
12. SON POZİSYONUNUZUN FİRMANIZIN GENEL AMAÇLARINA NASIL DESTEK SAĞLADIĞINI BELİRTİNİZ.
Bütün çalışanların seviye farkı gözetmeksizin, firma içerisindeki faaliyetleri ile organizasyonun genel amaçlarına hizmet ettiklerini unutmamaları gerekir. Bu soru ile amaçlanan, firmada en alt seviyede bile olsanız, çalıştığınız firmaya ne boyutta fayda sağladığınızın tespitidir. Ayrıca firmanızın hedeflerinin ne olduğundan haberdar olmayan bir çalışan, başarılı olamaz ve herhangi bir katkı sağlayamaz.
13. SON PROJELERİNİZ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.
Bu soruya verilecek cevap ile ne kadar yoğun bir iş temposuna sahip olduğunuz imajını karşı tarafa aktarabilirsiniz. İçinde yer aldığınız veya yönettiğiniz projeler, işinizin detayları konusunda mülakatçıya bilgi verir. Projelerin finansal boyutları, zaman dilimleri ile ilgili bilgi aktarmayı ihmal etmeyin. Projelerde kaç kişinin yer aldığı, firma için önemi ve nasıl planlandığı da ilave edilmelidir.
14. İNSİYATİFİNİZİ NE SIKLIKTA KULLANIRSINIZ?
İnsiyatif kullanabilmek aslında her seviyede çalışanın farkında olmadan yerine getirdiği bir olgudur. Fakat önemli olan çalışan kişinin insiyatif olgusuna ne sıklıkla başvurduğu ve insiyatifini bilinçli olarak kullanıp kullanmadığıdır. Bu soruya vereceğiniz cevap kendi başınıza ne sıklıkta karar verebildiğinizi ölçmek ve bu yolla yönetim tarzınız hakkında sağlıklı bilgi edinebilmektir. Mülakat öncesi yapacağınız çalışmada, geçmiş tecrübeleriniz ışığında bu soruyu örneklemenizde fayda bulunmaktadır.
15. HIZLI KARAR VERMEK ZORUNDA KALDINIZ MI?
Bu soruya daha çok hızlı karar verilmesi gereken meslek dallarında faaliyet gösteren adaylar maruz kalırlar. Örneğin finansçılar, borsa uzmanları ve bankacılar gibi stresli ve hızlı karar vermenin çok yoğun olarak yaşandığı meslek kollarında bu yetiye sahip olmak işin tam anlamı ile karakterini belirlemektedir. Ayrıca diğer meslek dallarında çalışan kişilerde çok sık olmamakla birlikte, hızlı karar vermelerini gerektirecek bazı olaylarla karşılaşabilmektedirler. Bu soru ile mülakatçı bir örnek vasıtası ile karşılaştığınız durumu detaylı anlatmanızı talep edebilir. Cevap verirken amacınız hızlı fakat doğru karar verme yeteneğine sahip olduğunuz bilgisini karşı tarafa aktarmaktır.
16. SON POZİSYONUNUZLA İLGİLİ OLARAK HERHANGİ BİR DEĞERLENDİRİLME YAPILDI MI?
Performans değerlendirmeleri son zamanlarda, her iş kolundaki firmanın oldukça yoğun olarak başvurduğu yöntemler arasında yer almaktadır. Ve özellikle terfi ve ücretlendirmede oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Adayın çalıştığı pozisyon dahilinde performans değerlendirme sistemine tabi tutulması başarısını ölçmenin en efektif ve objektif yoludur. Eğer firmanız bu konuda sizle ilgili herhangi bir değerlendirme yapmışsa bunu hangi yöntem vasıtası ile yaptıklarını ve sonucun ne olduğunu gerçekçi bir şekilde belirtin. Çünkü yanıltıcı bilgi daha sonra istihdam aşamasında yapılacak olan referans araştırması sonuçları ile çelişirse zararlı çıkan siz olursunuz.
17. İŞİNİZLE İLGİLİ YERİNE GETİRİLMESİ ZOR OLAN KONULAR NELERDİR?
İşiniz sırasında yerine getirmek için zaman bulmakta zorlandığınız fakat işin temel elementleri arasında yer alan unsurları örnek olarak verebilirsiniz. İşinizin bürokrasi tarafını ihmal ettiğiniz durumlar olabilir veya ofisteki işlerinizin yoğunluğu yüzünden müşteri ilişkilerini ihmal etmiş olabilirsiniz. Örneğin işinizde projeyi takiben tahsilat aşamasında karşılaştığınız sorunları güncel örneklerle belirtebilirsiniz. Ama kesinlikle işinizin en zor tarafının hiç bir şeye tam anlamı ile zaman ayıramamanız olduğu imajını vermeyin. Çünkü bu durum zaman yönetimi yöntemlerini kullanamıyorsanız ve zamanınızı etkin olarak yönetemiyorsunuz demektir.
18. YATAY SEVİYEDE ÇALIŞTIĞINIZ İŞ ARKADAŞLARINIZA GÖRE KENDİNİZİ NASIL SINIFLANDIRIRSINIZ?
Bu soruda da amaçlanan iş arkadaşlarınızı nasıl değerlendirdiğiniz değil kendi iş performasınızı ve insan ilişkilerinizi objektif bir gözle değerlendirme yeteneğine sahip olup olmadığınızın ortaya konulmasıdır. Mülakatçı, objektif değerlendirme yapmanız halinde aradığı cevaba ulaşacaktır. Bunun yanında eğer iş arkadaşlarınızı da negatif veya pozitif yönlerini örnekleyerek objektif bir bakış açısı ile değerlendirebiliyorsanız, bu da sizin profesyonelliğiniz hakkında ipuçları verecektir. İş arkadaşlarınızla ilgili olarak sadece negatif yönlerin açığa çıkarılmamasına dikkat edin. Kendini değerlendirme, insanın kendini tanımasıdır. Benliğiniz ile ilgili objektif düşünceleriniz vaya eleştirileriniz, iş hayatınız ve profesyonel ilişkileriniz ile ilgili bilgiler verir.
19. ORGANİZASYON ŞEMASI İÇERİSİNDE NEREDE OLDUĞUNUZU BELİRTİNİZ.

Mülakatı yapan işveren, bulunduğunuz pozisyonun organizasyon şeması içerisinde hangi seviyede veya bölümde yer aldığını belirtmenizi talep edebilir. Bu soruya doğal olarak bir şema ile cevap vermek hem daha profesyonel hem de daha açıklayıcı olur. Özellikle orta kademe veya daha üstü bir pozisyonda çalışıyorsanız bu tip bir soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır. Mülakat esnasında size bu şemayı oluşturarak, raporlama ilişkileri ile ilgili bilgi sorulabilir. Eğer mülakat öncesi bu konuda hazırlık yapar ve yanınızda bulundurursanız oldukça fazla puan toplayacağınızı unutmayın.
20. FİRMA İÇİNDE SIKINTI YARATACAK HERHANGİ BİR KARAR VERMEK ZORUNDA KALDINIZ MI? TANIMLAYINIZ.
Eğer, orta kademe veya üstü bir pozisyonda yer alıyorsanız, firmanın stratejilerini, satışlarını, kısaca geleceğini etkileyen kararlar alıyorsunuz demektir. Örneğin, firma içi mali sıkıntılar, genel ekonomik durum nedeniyle vereceğiniz işten çıkarma kararları bu tip durumları tanımlayabilir. Vereceğiniz örnekler bu tip durumlarda ne tür davranış biçimleri sergilediğinizi tam anlamı ile ortaya koymalıdır. Özellikle bu tip bir durumda nasıl davrandığınız, liderlik yeteneğiniz ile ilgili ipuçları verecektir.
21. YÖNETİCİ OLMANIN EN ZOR YANLARI NELERDİR?
Çok iyi düşünülüp cevap verilmesi gereken bir soru türüdür. Yöneticiliğin en kötü yönü doğal olarak çalışanlara vereceği “kötü haberler” dir. Ayrıca otorite sağlamak, saygı uyandırmak, görev ve sorumluluk dağılımını en sağlıklı şekilde yapmak, takım ruhunu oluşturmak vereceğiniz cevaplar arasında yer alabilir.
22. BAŞARMAK İSTEDİĞİNİZ FAKAT BELİRLİ SEBEPLERDEN DOLAYI BAŞARAMADIĞINIZ PROJELERİNİZ VAR MI?
“Firmanın maliyet muhasebesi sorununun çözümü için ilgili yazılımın seçimi, geliştirilmesi ve uygulanması konusunda ortaya koyduğum projeyi, üst yönetimin yazılım maliyetini yüksek bulması ve uzun vadede firmanın bu proje ile kara geçebileceği gerçeğini gözardı etmesi sonucunda hayata geçiremedim” türü bir cevap yeterli olabilir. Cevaplarınızın doğrudan işle ilgili olmasını özellikle sağlayın. Bu tip bir soru sizin profesyonel bakış açınızı, projelerinizin varlığını ortaya çıkarmak için yöneltilir.
23. ALT KADRONUZDA KAÇ KİŞİ VAR?
Bu soruya duraksayarak veya uzun bir düşünme süresinden sonra cevap verirseniz, mülakatı daha baştan aleyhinize sonuçlandırmış olursunuz. Alt kadrosunda yer alan personelin sayısını veya departmanların dağılımını bilmeyen yuvarlak cevaplar veren bir yönetici asla mülakatta başarılı olamaz. Sadece mülakat için değil, her zaman için bu soruya hazırlıklı olmanızda büyük fayda vardır.
24. ………….YILI FİNANSAL HEDEFLERİNİZ NELERDİR? BU HEDEFLERE ULAŞTINIZ MI?……?..YILI HEDEFLERİNİZ NELERDİR?
Her seviyedeki çalışanın, firmasının finansal hedefleri konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Firmanın satışları, yıllık cirosu, hedefleri hakkında detaylı bilgi muhakkak mülakatlar sırasında adaydan istenir. Bu konularda bilgi sahibi olmamak adayın işe olan ilgisizliğinin veya profesyonelliği konusunda şüpheli bir durumun ortaya çıkmasına neden olur. Spesifik olarak satış pozisyonu için başvuruyorsanız ve satış pozisyonunda çalışıyorsanız, şahsi finansal hedefleriniz konusunda herhangi bir yanılgıya düşerek yuvarlak cevaplar verirseniz olumlu bir sonuç alamazsınız. Örneğin; ” 1997 yılı için satış hedefimiz 937.000 Amerikan Dolarıdır” yerine “1997 yılı satış hedefimiz 1.000.000 Amerikan Doları civarında gerçekleşmiştir” cevabını verirseniz tamamen şansınızı kaybedebilirsiniz.
25. ÜST DÜZEY YÖNETİM KABİLİYETİNE SAHİP OLDUĞUNUZA İNANIYOR MUSUNUZ?
Özellikle orta kademe ve ÜstÜ yÖneticilere yÖneltilen bu soruya verilecek cevap gerçekten sahip olduğunuz niteliklerin belirtilmesi olacaktır. Eğer üst düzey bir pozisyona başvuruyor ve bu sorunun cevabı negatif olarak mülakatçıya geri dönüyorsa, bu mülakatı başarı ile bitirme şansınız hiç yok demektir.
26. SEKTÖRÜMÜZ VE SPESİFİK OLARAK İŞİMİZ İLE İLGİLİ NELER BİLİYORSUNUZ?
Mülakatçı, sektörel bilginizi ölçmek ve spesifik olarak bu sektörle ilginizin ne seviyede olduğunu öğrenmek istemektedir. Mülakat öncesinde bu soruya hazırlıklı olmak ve başvuru yaptığınız firmanın sektörü ile ilgili olarak detaylı bilgi toplamanızda büyük fayda vardır.
27. ŞU ANDA BAŞVURDUĞUNUZ POZİSYONUN BOŞ OLDUĞUNU NASIL DUYDUNUZ?
Eğer başvurduğunuz pozisyon ilan edilmemiş bir pozisyonsa bu tür bir soruyla karşılaşabilirsiniz. Vereceğiniz cevap sizin bilgi kaynaklarınızı nasıl değerlendirdiğiniz konusunda karşı tarafa bilgi verecektir. Eğer açık olan pozisyona başvurduğunuz firmada çalışan üst düzey bir kişiden duydunuzsa bunu belirtmekten kesinlikle kaçınmayın. İlişkilerin her konuda olduğu gibi iş ararken de oldukça önemli olduğunu unutmayın ve her türlü kontağınızı kullanmaktan kesinlikle vazgeçmeyin.
28. SON ZAMANLARDA BAŞVURU YAPTIĞINIZ FİRMALARI VEYA ALDIĞINIZ İŞ TEKLİFLERİNİ DETAYLANDIRINIZ. EĞER İŞ TEKLİFİ ALDINIZSA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
İşverenler, diğer firmalar tarafında aranan veya iş teklifi yapılmış adaylara oldukça fazla ilgi gösterirler. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa detaylı olarak belirtin. Bu size stratejik bir avantaj oluşturacak ve işveren açısından çekici hale gelmenizi sağlayacaktır. Özellikle maaş yapılarını telaffuz etmeniz, iş teklifi aşamasında işverenin buna göre davranmasına yol açacağını unutmayın.
29. PROFESYONEL İŞ HAYATINIZDAN ARTA KALAN BOŞ ZAMANLARINIZI NASIL DEĞERLENDİRİRSİNİZ?
Mülakatın açılışında sorulan sorulardan biridir. Mülakat belirli bir seviyeye geldikten sonra bu sorunun sorulması, mülakatçının tecrübesiz bir kişi olduğu konusunda size ipucu verecektir. Yine de cevap verirken özgeçmişinizde yer alan bilgilere kesinlikle sadık kalın.
30. MAAŞ BEKLENTİNİZ NEDİR?
Oldukça dikkatli bir şekilde cevap vermeniz ve hazırlıklı olmanız gereken bir sorudur. Mülakatın son aşamasında muhakkak bu soru ile yüzyüze geleceksiniz. Vereceğiniz cevap pazarlık gücünüzün varlığını da ayrıca ortaya koyacaktır.
Eğer mülakat öncesi herhangi bir iş başvuru formu doldurduysanız ve bu konuya bu formda cevap verdiyseniz, farklı bir cevap size eksi puan kazandırır. Eğer bu tip bir başvuru formu doldurmanız talep ediliyorsa, pazarlık gücünüzden herhangi bir şey kaybetmemek için boş bırakmanız daha olumlu olacaktır.
Pozisyonun maaş yapısını daha önceden bir şekilde öğrendiyseniz, bu ücret aralığına yakın bir cevap vermeniz uygun olacaktır. Fakat ücret ile ilgili pazarlığı size bir iş teklifi yapıldığı zaman yapmanızda fayda vardır.
Pozisyonun maaş yapısı ile ilgili herhangi bir bilginiz yoksa, karşı tarafın bu pozisyon için tespit ettiği ücret aralığını öğrenmek isteyin. Ayrıca çıplak ücretin değil ücret ve diğer olanaklar paketinin beraber düşünülmesi gerektiğini belirtin. Eğer bu aşamada herhangi bir rakam söylerseniz ya firmanın tespit ettiği maaş skalasının altında veya üzerinde kalabilirsiniz. Altında kalırsanız pazarlık gücünüzü daha baştan kaybedebilirsiniz. Eğer talep ettiğiniz ücret, şirketin ücretlendirme yapısının çok üzerinde kalıyorsa ve herhangi bir zeminde anlaşma imkanı yoksa, iş teklifi almanız imkansız hale gelecektir. Bu tür bir durumda işveren size klasik bir cevap verecektir; “Talep ettiğiniz ücret firmamızın dengelerini tamamen altüst edecek niteliktedir.” Özellikle yeni mezunların, sektörel bilgi eksikliğinden kaynaklanan deneyimsizlikleri ile bu konuda oldukça yanlış taleplerde bulundukları görülmektedir. Yeni mezun, piyasa bilgilerinden ziyade kulaktan dolma bilgiler doğrultusunda ücret talep etmekte ve firmanın kendisini yanlış yorumlamasına yol açmaktadır. Eğer arzuladığı meslek kolunda ve firmada bir iş görüşmesine katılıyorsa, yeni mezunun vereceği en güzel cevap şu olacaktır: “Firmanız kurumsallaşmanın gereği olarak bu pozisyon için standart bir ücret skalası tespit etmiştir: Buna uyacağımı belirtmek isterim.”
Ücret beklentinizle şu anda veya en son elinize geçen maddi olanakların birbiri ile uyumlu olmasına özen gösterin. Çünkü aradaki büyük farklılıklar, işverenin yanlış düşünmesine yol açacaktır.
Maaş beklentinizi belirtmeden önce firmanın maaş ödemelerini net mi yoksa brüt mü yaptığını öğrenmeye çalışın. Çünkü brüt ödeme durumunda ücretinizin belirli bir oranı vergi olarak kesilecektir.
31. PROFESYONEL HAYATINIZDA HİÇ İŞTEN ÇIKARILDINIZ MI? AÇIKLAYINIZ.
Eğer iş hayatınız boyunca böyle bir durumla karşılaştınızsa samimi olarak karşı tarafa bu durumun neden ortaya çıktığını detayları ile anlatmalısınız. Eğer bu durumu saklarsanız, referans araştırması sonucunda kesinlikle ortaya çıkacaktır.
Bir çalışanın işten çıkarılması için birçok sebep vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Alt ve üst kademede bulunanlarla iletişimi geliştirememek,
Performans yetersizliği,
Pozisyonun kaldırılması,
Firmanın küçülmesi veya kapatılması,
Yüz kızartıcı suçlar.
32. ÖZGEÇMİŞİNİZDE BAZI TARİH BOŞLUKLARI GÖRÜLÜYOR. AÇIKLAR MISINIZ?

Eğer bu boşlukları açıklayabiliyorsanız, öncelikle bunu özgeçmişinizde yapmaya çalışın. Dikkatli bir mülakatçı, özgeçmişinizdeki tarih boşluklarını hemen farkedecek ve hemen bu konuda derinlemesine sorular soracaktır. Açıklamalarınızda tatmin edici cevaplar vermek zorundasınız. Eğer özgeçmişinizde iki senelik bir boşluk gözüküyorsa ve o dönemde “çalışmak istemediğinizi” belirtirseniz negatif puan alırsınız. Bu durumda işveren mülakatı o an bitirme kararı verebilir.
33. ÖZGEÇMİŞİNİZDE BELİRTTİĞİNİZ REFERANSLARINIZLA VEYA ESKİ İŞVERENLERİNİZLE GÖRÜŞMEMİZDE HERHANGİ BİR SAKINCA VAR MI?
Hiç bir çalışan kendi hakkında olumsuz bilgi verecek kişileri referans listesine koymaz. İşverenin bu soru ile amacı daha önce çalıştığınız iş yerlerinde amiriniz durumunda olan fakat referans olarak isimlerini belirtmediğiniz kişilerle ilgilidir. Bu yolla sizin hakkınızda daha fazla bilgi toplamak istemektedir. Eğer gizliliğin sarsılacağına inanıyorsanız, bu aşamada kesinlikle böyle bir araştırmaya izin vermeyin. Eğer bir iş teklifi aşamasına geliniyorsa ve anlaşma sağlanması kesin görünüyorsa, bu aşamada referans araştırmasından kaçmanız mümkün değildir.
DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME (MÜLAKAT) SORULARI…
Son zamanlarda, özellikle profesyonel mülakatçılar adayların davranışsal özelliklerini tespit etmeye yönelik sorular sormaktadırlar. Davranışsal değerlendirme “geçmişte gösterilen performansın gelecekte gösterilecek performans için en iyi gösterge olduğu” teorisi üzerine kurulmuştur. Bu sorular ile amaçlanan, adayın daha önce yaşadığı tecrübeleri nasıl özümsediği ve gelecekte karşısına çıkabilecek benzer özellik taşıyan olayları nasıl yorumlayacağıdır. Mülakatçı, mülakat esnasında adayın başvurduğu pozisyonun firma içi gereklerini sınar. Adayın gelecekte ortaya koyacağı davranışsal özellikler için mülakatçı işin üç temel özelliği üzerinde durur. Bunlar: profesyonel beceriler, motivasyon, ve duygusal yaklaşımdır. Davranışsal mülakat tekniği profesyonel iş tecrübesi olan adaylara uygulanır. Yeni mezunlar, profesyonel bir deneyim yaşamadıkları için, davranışsal değerlendirme sorularına sağlıklı cevaplar veremezler. Profesyonel yaklaşım ve iş tecrübesi hakkında detaylı bilgi almaya yönelik davranışsal değerlendirme mülakat sorularına, özellikle üst düzey veya orta kademe bir pozisyonda bulunan adayın hazırlıklı olması gerekir. Davranışsal değerlendirme mülakat sorularına verilecek bilinçli cevaplar adayın işe kabul edilme şansını arttıracaktır.
1. YÖNETİM TARZINIZ NEDİR, UYGULAMAKTA OLDUĞUNUZ YÖNETİM TARZI İLE İLGİLİ YAŞADIĞINIZ BAZI ÖRNEKLER VERİNİZ?
Bu soruya iki yaklaşım dahilinde cevap vermeniz beklenir. Öncelikle tespit etmeniz gereken ve emin olmanız gereken konu kendinizi bir lider mi yoksa bir yönetici mi olarak gördüğünüzdür. Bunu kolaylıkla test edebilirsiniz. Ayrıca yönetim unsurlarının neler olduğu konusunda da kendinizi bilgilendirmelisiniz. Akılda tutulması gereken nokta, davranışsal değerlendirme sorularının geleneksel tip sorulara göre oldukça belirleyici olduğudur. Eğer klasik yönetici sınıfında yer alıyorsanız, risk almayı sevmiyorsanız, sadece statükoyu devam ettirmek için çalışıyor ve bürokrasiyi çok seviyorsanız, davranışşal mülakatlarda başarısız olacaksınız demektir. Buna karşın, risk almayı seven, pro-aktif, problem çözücü bir yönetici iseniz ve girişimcilik yönünüz ön planda ise, davranışsal değerlendirme soruları tam sizin içindir. Bu soruya hazırlanmak için öncelikle, mükemmel bir yöneticinin sahip olması gereken özellikleri göz önüne alın ve bu özellikler ile ilgili yaşadığınız profesyonel tecrübeleri belirleyin. Ayrıca, kötü yöneticilik karakteristiklerini belirleyerek yine yaşadığınız tecrübelerle örnekleyin. Amacınız sadece pozitif değil aynı zamanda negatif yönlerinizin de farkında olmak olmalıdır. Eğer iyi bir takım oyuncusu olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu da kesin ve geçerli örneklerle belirtin.
Eğer A tarafındaki Evet cevaplarınız ağır basıyorsa Yöneticilik vasıflarınız, eğer B tarafındaki evet cevaplarınız ağır basıyorsa, Liderlik vasıflarınız ön plandadır. Eşit olma durumunda ise ideal yönetici özeliklerine sahipsiniz demektir. Davranışsal değerlendirme mülakat soruları öncesi muhakkak bu testi kendinize uygulayın.

2. ISRARCI BIR İNSAN MISINIZ, EĞER ÖYLE İSENİZ BUNU KANITLAYAN SON ZAMANLARDA ORTAYA ÇIKAN BIR OLAYI BELİRTİNİZ?
Özellikle satış pozisyonlarına başvuru yapan adayların karşısına çıkacak davranışsal soru örneğidir. Satış pozisyonunda bulunan bir profesyonelin en önemli davranışsal özelliklerinden biri ısrarcı olması ve satışı yapana kadar vazgeçmemesidir.
3. TAKIMINIZIN HERHANGİ BİR PROJEDE BAŞARISIZ OLDUĞU BIR DURUMU ANLATIN?
Eğer bu konuda spesifik bir olay yaşadınızsa, takım çalışmasını nasıl yaptığınızı, bu başarısızlığın üstesinden nasıl geldiğinizi detaylı olarak aktarın. Başarısız olmak iş hayatında daima karşımıza çıkabilecek bir unsurdur. Mülakatçının bu soru ile amacı başarısızlıklarınızı ortaya koymak değil aksine başarısızlık ortaya çıktığında nasıl tepki verdiğinizi tespit etmektir.
DİĞER DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME MÜLAKAT SORULARI
Son altı aylık dönemde başka bir kişiyi kendi görüşleriniz doğrultusunda ikna ettiğiniz bir durum oldumu?
YÖneticinizi çok istekli olmadığı bir konuda en son ne zaman ikna ettiniz, detaylandırınız?
İş arkadaşlarınızın işleriyle ilgili yeni bir yaklaşıma adaptasyonu için ne kadar sıklıkta onları ikna etmek durumunda kalırsınız?
Başkalarının sizinle aynı doğrultuda düşünmelerini temin etmek için hangi tür yaklaşımları daha başarılı bulursunuz? Örnekleyiniz.
Zamanınızı nasıl planlarsınız ve önceliklerinizi nasıl belirlersiniz? Örnekleyiniz.
Son altı aylık dönemde geliştirdiğiniz ve uyguladığınız gerçekten çok etkili olan bir plan var mı?
Bütün planlarınızı değiştirmek zorunda kaldığınız bir durumu belirtiniz.
Hiç kendinizi sizin hizmetinizden veya ürününüzden faydalanan bir müşterinin yerine koyar mısınız? Örnekleyiniz.
Sizin veya takım arkadaşlarınızın sunduğu hizmetten veya üründen tatmin olmadığınız bir durumu anlatır mısınız?
Sunduğunuz servisin kalitesini ölçmek için ne tür yöntemler kullanıyorsunuz?
Hizmetinizden yararlanan kişilerin düşüncelerini hangi yolla öğreniyorsunuz? Örnekleyiniz.
Son altı aylık iş döneminde başlattığınız bir proje var mı? Örnekleyiniz.
Son altı aylık dönemde aldığınız profesyonel kararlar nelerdir?
Son dönemlerde yanlış olarak nitelediğiniz bir karar var mı?
Organizasyonunuzun geçen sene içerisinde aldığı en iyi stratejik karar nedir?
Takımınızın, departmanınızın veya organizasyonunuzun performansı ile ilgili verileri hangi vasıta ile alıyorsunuz ve nasıl kullanıyorsunuz?
Son altı aylık dönem içerisinde, müşteri tarafından reddedilme, iş yükünüzdeki artış gibi negatif bir durumla karşılaştınız mı ve nasıl baş ettiniz?
Kendinizi baskı altında hissettiğiniz bir durumu anlatır mısınız? İşinizdeki stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Spesifik bir örnekle açıklayınız.
İş hayatınızda sinirinize hakim olamadığınız bir durum oldu mu?
Şu anda çalıştığınız pozisyonun en çok hangi yÖnÜnÜ stresli buluyorsunuz?
Son altı aylık dönem içerisinde herhangi bir projede takım elemanı olarak çalıştınız mı? Örnekleyiniz.
Çalıştığınız takımdan hiç çıkarıldınız mı?
Bir takım çalışmasına katılmamayı tercih ettiğiniz bir zaman oldu mu?
Beraber çalıştığınız takım arkadaşlarınızın yeterli beceriye veya isteğe sahip olmadığını düşündüğünüz bir çalışmada yer almak zorunda kaldınız mı?
Şu andaki işinizde önünüze çıkan en büyük engel nedir? Açıklayınız.
Şimdiye kadar işinizde amacınıza ulaşmak için aşırı derecede ısrarcı olduğunuz zamanlar oldu mu?
Beraber çalıştığınız grup, organizasyonun genel amacına ulaşmakta nasıl katkı sağlıyor? Açıklayınız.
Beraber çalıştığınız takım arkadaşlarınızın herbirinin kendi görev ve sorumluluklarını, üstlendikleri rolleri tam olarak bildiklerini nasıl anlıyorsunuz?
Şu anda çalışmakta olduğunuz işinizde son altı aylık dönem içerisinde beraber çalıştığınız iş arkadaşlarınızın performansına, finansal veya istatistiksel verileri analiz ederek katkıda bulundunuz mu? Açıklayınız.
İstatistiksel verileri analiz etmekten hoşlanır mısınız? Şu andaki işinizde ne kadar sıklıkta istatistiksel veya sayısal veriyi analiz ediyorsunuz?
Şu an çalışmakta olduğunuz pozisyonunuzda son altı aylık dönem içerisinde bütün detayları ve gerçekleri bilmeden çok hızlı düşünüp önemli bir karar vermek zorunda kaldınız mı; sonuç ne oldu açıklayınız?
İş hayatınızda ne kadar sıklıkta hızlı karar vermek zorunda kalıyorsunuz?
Zaman baskısı altındayken aldığınız bir kararı örnekleyiniz?
Şu andaki işinizde son altı aylık dönemde, detayları takip edebilmek için ne gibi prosedürler veya teknikler geliştirdiniz?
Herhangi bir işle ilgili olan detayların üstesinden geldiğiniz, diğerleri başarılı olamazken sizin başarılı olduğunuz bir durumu Örnekleyiniz?
Hepimiz zaman zaman işimizdeki detaylardan sıkılırız. Bu tip bir durumla karşılaştınız mı ve nasıl üstesinden geldiniz? Örnekleyiniz.
Son altı aylık döneminizde, sizden beklenenden daha fazlasını verebilmek için koyduğunuz profesyonel bir hedefiniz oldu mu? Örnekleyiniz.
Kendi hedeflerinizi, amaçlarınızı nasıl belirliyorsunuz?
İşteki amaçlarınıza ulaşmanızı ne sağlıyor (Ne gibi kişisel tatminler işteki amacınıza ulaşmanızı destekliyor?)
Hedeflediğiniz halde, amacınıza ulaşamadığınız bir durum belirtir misiniz?
Kendi motivasyonunuzla iş çevrenizi nasıl etkilediğinizi ve çalışmaya teşvik ettiğiniz bir durumu anlatınız?
İş hayatınızda, istediğiniz ve gerekli olan desteği almadığınızı hissettiğiniz zamanlar oldu mu?
Son altı aylık döneminizde, karşınızdaki kişiyi idare etmek için, kendi yaklaşımınızı ona göre ayarladığınız oldu mu?
İşte en çok hangi tarzdaki insanlarla çalışmayı zor buluyorsunuz? Bu tür durumlarla nasıl başa çıktığınızı örnekleyiniz
Son dönem içerisinde geniş veya önemli bir dinleyici kitlesine yaptığınız bir konuşma veya sunuş var mı?
Ne zaman bir sunuşu yazılı yapmaktansa sözlü yapmayı tercih ettiniz?
Hiç konuşmamanın, yalnızca karşı tarafı dinlemenin daha etkili olduğu bir durumu yaşadınız mı?
Toplantı sırasında soracağınız soruları önceden hazırlar mısınız?
Şu anda çalışmakta olduğunuz işinizde son altı aylık dönem içerisinde yaratıcılığınızı en etkin olarak kullandığınız bir durumu anlatınız.
Şu anda çalıştığınız iş yeni bir şeyler üretmek için ne kadar uygun?
İşiniz yeniliğe açık mı? Örnekleyiniz.
Şu andaki görevinizde, sizden önce bu pozisyonda bulunan meslektaşınızdan farklı olarak neler yapıyorsunuz?
STRES MÜLAKATI VE SORULARI…

Stres mülakat yönteminin adı çok sık olarak geçmesine karşın ülkemizde birçok yönetici, bu yöntemi bilinçsiz olarak kullanmakta, bu yöntemle adaydan, karşılaşabileceği stresli durumlarda nasıl bir tepki göstereceği konusunda maksimum bilgiyi almak yerine, adayı gereksiz yere sıkıştırmakta ve yormaktadır. Maalesef, bu tür mülakat yöntemini kullanan birçok profesyonel, kültürümüzle doğrudan ilgisi olmayan birtakım tercüme sorularla negatif sonuçlara ulaşmaktadır. Buna karşın birçok yönetici de, sorduğu soru tiplerinin stres mülakatı soru tipleri içerisinde yer aldığını bilmeden bu yöntemi yanlış olarak kullanmaktadır. Stres mülakat soruları ile ilgili bazı örnekleri aşağıda göreceksiniz. Bu tip sorulara cevap verirken dikkat etmeniz gereken nokta, sakinliğinizi elden bırakmamanız ve verilecek cevapları iyice düşünmeniz olacaktır.
1. BAŞKA BİR FİRMA İÇİN DAHA UYGUN OLDUĞUNUZU DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?
Oldukça klasik bir soru; mülakatçının amacı, sahip olduğunuza inandığınız profesyonel niteliklerin farkında olup olmadığınız ve bu niteliklerin başvurduğunuz firmanın, firma kültürüne uyup uymadığının tespitidir. Vereceğiniz cevap, profesyonel niteliklerinizi ne kadar tanıdığınızın ve başvuru yaptığınız firma ve pozisyon hakkında sağlıklı bilgi toplayıp toplamadığınızın ölçülmesini sağlayacaktır.
2. BU GÖRÜŞMENİN NEGATİF VEYA POZİTİF OLUP OLMADIĞINI BELİRTİNİZ?
Özellikle mülakatın sonunda sorulan bir soru türüdür. Daha çok mülakatların negatif olarak yönlendiği ve mülakatçının başvurduğunuz pozisyona uygun olmadığınızı düşündüğü anlarda sorduğu bir soru türüdür. Eğer başvurduğunuz pozisyonu gerçekten istiyorsanız, kötü giden iş mülakatını kendi lehinize çevirmeniz için en önemli an karşınızdadır. Bu aşamada, mülakatçının sizden almayı arzuladığı bütün bilgileri alıp almadığını tespit etmeye çalışın. Daha fazla bilgi arzuluyorsa ve sizle ilgili tatmin olmadığı konular varsa bunları muhakkak belirtmesini isteyin. Verilen cevaplarda bir yanlış anlaşılma söz konusu ise soruyu tekrar cevaplayın ve hiçbir noktanın karanlıkta kalmadığına emin olun. Böyle bir soruya verilecek en kötü cevap ise, mülakat her iki taraf açısından negatif gidiyor olsa bile, sizin açınızdan oldukça olumlu olduğunu belirtmek olacaktır. Mülakatçı objektif bir değerlendirme yapamadığınız kanaatine varacaktır.
3. NE KADAR SÜREDİR İŞ ARIYORSUNUZ, NEDEN BULAMADINIZ?
Hazırlıklı değilseniz, üzerinizde stres yaratacak bir soru türüdür. Eğer işten ayrıldığınız ve işsiz kaldığınız süre oldukça uzunsa, birtakım gerçekçi açıklamalar getirmek zorundasınız. Vereceğiniz klasik cevapların mülakatçının konuyu daha da derinleştirmesine neden olacağını ve üzerinizde fazladan stres yaratacağını unutmayın. En uygun cevap örnekleri:
En uygun işi bulmak için iş arama süremi uzattım.
İş teklifleri almama rağmen tam anlamı ile niteliklerime uygun bir pozisyon bulamadım.
Birtakım şahsi sorunlarım yüzünden iş arama sürecini aktif olarak değerlendiremedim.
Lisansüstü öğrenimime devam etmeye karar verdim.
İş arama sürecinde bazı firmalara danışmanlık yaptığım ve danışmanlık süresi tahminimden fazla uzadığı için iyi bir iş bulamadım.
Kariyerimde tamamen bir değişiklik yapmak istiyordum ve deneyimsiz olduğum bir konuda iş aradım.
İş aramıyordum, siz beni aradınız(Personel danışmanlığı firmalarına verilecek bir cevap örneği).
Doğal olarak bu tip cevap örnekleri kolaylıkla çoğaltılabilir. Ama en uygunu, cevabın mantıklı olması ve sizi ilerde zor duruma düşürecek türden olmaması gerekliliğidir.
4. FİRMAMIZA GERÇEK ANLAMDA BİR KATKI SAĞLAMANIZ NE KADAR SÜRE ALACAK?
Oldukça uzun bir zaman dilimi belirtirseniz, mülakatçının kafasında soru işareti oluşacaktır. Buna karşın verilecek, bir kaç gün veya bir kaç hafta cevabı doğal olarak ciddiyetten uzak olacaktır. Kendi niteliklerinizin bilincinde olarak mantıklı bir zaman dilimi oluşturabilirsiniz. Herhalde, yeni işinizde sağlayacağınız katkının altı aydan uzun bir zaman dilimini kapsamamasını belirtmeniz yeterli olacaktır.
5. FİRMAMIZIN BAŞARISINA NASIL KATKI SAĞLAYACAKSINIZ?
Yukarıda belirtilen soruyu hemen takip edebilecek bir soru türüdür. Vereceğiniz cevap daha önce belirtiğiniz zaman dahilinde nasıl bir performans prosedürü izleyeceğiniz konusunda karşı tarafa bilgi aktaracaktır. Hayalcilikten uzak durun; gerçekçi ve ikna edici cevaplar verin. “Firmanızın cirosunu iki katına çıkaracağım” gibi gerçekçilikten uzak cevaplar hakkınızda işe bakış açınız ve ciddiyetiniz ile ilgili olarak mülakatçı yönünden soru işaretleri oluşmasına neden olur.
6. FİRMAMIZDA NE KADAR ÇALIŞMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Belki de en fazla stres yaratacak soru örneği. Dikkat edilmesi gereken nokta bu soruya herhangi bir doğru veya yanlış cevabın verilemeyeceğidir. Siz mülakatı yapan kişinin yerinde olsaydınız ne duymak isterdiniz? Eğer, aktif, yenilikçi ve rekabete oldukça açık bir firmaya başvuruyorsanız ve cevabınız; ” Emekli olana kadar firmanıza hizmet vermek istiyorum” türü bir yaklaşım size puan kaybettirecektir. Bu tip bir ortam için verilecek en güzel cevap; “Çok sık iş değiştiren bir kişi değilim, ama çalıştığım firmada ilerleme olanakları kısıtlıysa ve önüm gerçekten kapalı ise derhal yeni iş olanakları araştırırım”. Daha statik ve kamu gibi çalışan büyük organizasyonlara başvuruyorsanız vereceğiniz cevap; ” Eğer firmam performansımdan memnun olursa; emekli olana kadar kalmayı düşünürüm” cevabı oldukça uygun olacaktır.
7. EĞER ŞU ANDA BU MÜLAKATI SİZ YAPIYOR OLSAYDINIZ NE SORARDINIZ?
Cevap verirken yaratıcı olmaya özen gösterin. En uygun cevap profesyonel kariyere yönelik sorular soracağınızı söylemek olurdu. Örneğin, “Yarın itibariyle şirketimizin bir elemanı olsaydınız, ne tip bir zaman diliminde bir üst pozisyona geçmeyi hedeflerdiniz?” Bu tip soruları tahmin etmeye çalışmanız sizde gerçekten stres yaratabilir. Başa çıkmanın yolu oldukça sık karşılaşılan bu tür bir soruya hazırlıklı olmaktır.
8. FİRMAMIZ HAKKINDA NE BİLİYORSUNUZ?
Eğer mülakat öncesi herhangi bir hazırlığınız yoksa ve başvurduğunuz firma hakkında yeterli bilgi toplamadıysanız, bu soruya cevap verebilmek sizin için oldukça stresli olacaktır. En doğru hareket firma hakkında önceden detaylı bilgi toplamaktır.
9. BU YAŞTA DAHA FAZLA PARA KAZANMANIZ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?
Eğer elinize geçen ücret, piyasa değerlerinin gerçekten altında seyrediyorsa, bu tip bir stres sorusu ile karşılaşmanız kesindir. Aynı sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarınızdan daha düşük ücret almanız, mülakatçı için kesinlikle araştırılması gereken bir olgu olarak betimlenir. Düşük ücret almanızın sebebi performansınızın yetersiz olmasından kaynaklanabilir. Mülakatçı bu soruyu derinlemesine irdeleyecek ve maaş yapınızdaki düşüklüğün sizden mi yoksa firmanın maaş skalalarından mı kaynaklandığını belirlemek isteyecektir. Vermeniz gereken olası cevap: “Kariyerime başlarken ücretten ziyade diğer faktörlerin daha önemli olduğunu düşünüyordum, ama burada bulunmamın asıl sebebi aslında hak ettiğim seviyede ücret almamın da önemli bir faktör olarak karşıma çıkmasıdır”.
10. BU POZİSYON İÇİN NİTELİKLERİNİZİN FAZLA / AZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.
Bu tip bir stres sorusu ile mülakatın sonunda karşılaşabilirsiniz. Mülakatçı sizin hakkınızda vereceği karar konusunda size son bir şans vermek istemektedir. Yani bu pozisyon için nitelikleriniz fazla veya az olduğunu düşünerek, kendinizi daha iyi tanıtmanızı ve başvurduğunuz pozisyona uygun olduğunuz konusunda kendisini ikna etmenizi beklemektedir.


STRES AZALTMA YÖNTEMLERİ…
Hazırlıklı olun; Zayıf yönlerinizi belirleyin ve karşı tarafa belli etmemek için elinizden geleni yapın
Savunma pozisyonuna geçmekten daima kaçının.
Sakin olmaya çalışın.: Terleme, yerinde duramama, gözleri kaçırma gibi belirleyici davranış türleri, mülakatçıya bir şeyler sakladığınız imajını verir. Sakin olun.
Kontrollü ve anlaşılır bir şekilde sorulara cevap verin, hızlı konuşmaktan kesinlikle kaçının.
>Sorulan soruya vereceğiniz cevap konusunda şüpheniz varsa, karşı tarafın hissedemeyeceği şekilde derin bir nefes alın ve mümkün olduğunca kendinizden emin olarak cevap verin.
MÜLAKATLARDA SORMANIZ GEREKEN SORULAR…

Firmanız bir şahıs firması mı ve sahibi kimdir?
Ne kadar sÜredir faaliyet gÖsteriyor?
Kaç tane çalışanınız var?
Hangi bÖlgelerde faaliyet gÖsteriyorsunuz?
Firmanızın karşılaştığı en büyük sorun/sorunlar nelerdir?
Organizasyon şemanızı ve iş tanımının bir kopyasını alabilirmiyim?
Bu pozisyon iç kaynaklarınızdan niye doldurulamadı?
Yeni bir pozisyon mu yoksa bu pozisyonda çalışan kişi ayrılıyor mu, neden?
Pozisyonun en önemli beklentilerini sıralarmısınız?
İşe alım kararını kim verecek?
Mülakat kaç aşamalı olarak gerçekleşecektir?
Eğer işe kabul edilirsem ne kadar süre içerisinde işe başlamam gerekiyor?
İş teklifini yazılımı yapacaksınız ve yazılı bir iş tanımım olacak mı?
İşyerinizi gezmemde herhangi bir sakınca varmı?
Firmanızın finansal durumu ile ilgili bana bilgi aktarmanızda bu aşamada sakınca var mı, yok ise satışlar, bütçe ve satış hedefleriniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Bu pozisyona kaç tane başvuru aldınız?
Kısa listenize giren kaç aday var?
İstihdam kararının verilmesi sizce ne kadar bir süre içerisinde gerçekleştirilecek?
Firmanızda personel sirkülasyonu var mı, varsa oranı nedir?
Rakipleriniz kimlerdir?
PERSONEL DANIŞMANLIĞI FİRMALARINA SORMANIZ GEREKEN SORULAR…
Danışmanlığını yaptığınız bu kuruluşla kaç senedir çalışıyorsunuz?
Danışmanlığını yaptığınız firma ile ilgili detaylı bilgi verebilir misiniz?
Yazılı bir iş tanımı var mı, varsa bir kopyasını alabilir miyim?
Pozisyon kime rapor veriyor?
Gizliliğe dikkat ediyormusunuz?
Benim onayımı almadan özgeçmişimi herhangi bir firmaya gönderecek misiniz?
Aynı konuyu sizden başka çalışan danışmanlık firması var mı?
Ön eleme ve mülakat prosedürünüz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bu pozisyon neden boş?
Ne kadar süredir doldurulamıyor?
Ne kadar süredir bu pozisyonla ilgili olarak çalışıyorsunuz?
Pozisyonun maddi olanakları ile ilgili bilgi alabilir miyim? (Ücret, firma arabası, performans değerlendirmeleri, sağlık veya hayat sigortası vs.)
Danışmanlığını yaptığınız firmada beni kim iş görüşmesine alacak? ( Pozisyonu, yönetim tarzı, kişiliği ile ilgili bazı temel bilgiler) ve işe alma kararını kim verecek?
Mülakat öncesi firma hakkında daha detaylı bilgi alabileceğim kaynakları söyler misiniz?