Türkiye’nin önde gelen holding CEO’larının 2018 yılına
yönelik bütçe ve yatırım planlarında neler var?
Türkiye ekonomisi büyüme dinamikleri açısından kritik bir
eşikte. Büyüme modelinin üretkenlik artışlarının başı çektiği, daha dengeli bir
talep kompozisyonun söz konusu olduğu, kırılganlıkların kontrol altına alındığı
modele doğru gidilmesi kaçınılmaz. Pek çok iktisatçı ve analistin hem fikir
olduğu konu, kapsamlı bir ekonomik program kurgulanmadan ve siyasi istikrara
kavuşmadan orta vadeli program hedeflerinin gerçekleşmeyeceği yönünde.
Önümüzdeki dönemde daha düşük bir büyüme ancak görece yüksek seyreden
kırılganlıklar, hatta ekonomide sert yavaşlama riski, en önemli makro risk unsurları
olarak dikkat çekiyor.
Haber çalışmamıza katılan CEO’ların verdikleri görüşlerden
yola çıkarak baktığımızda birkaç konu öngörüler ve tahminler açısından dikkat
çekiyor.
Ekonomiyi en çok terör etkiledi
CEO'lar 2017'de ekonomiyi en çok terör ortamının
etkilediğine dikkat çekiyor. Ekonominin 27 çeyrek aradan sonra üçüncü çeyrekte
tekrar küçülmesinde terörün önemli etkisi var. CEO'lara bakılırsa maalesef
terör 2017 sonuna kadar ekonomiyi etkilemeye devam edecek.
Dolar kuru 3,40-3,65 bandında kalacak
CEO'lara göre 2018'de ekonomiyi en çok etkileyecek ikinci
faktör ise döviz kurlarındaki yükselişin devam etmesi olacak. FED'in faiz
artırımının devam etmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin daha da gerginleşmesi
CEO'ların 2018’de ekonomiyi etkileyeceğini düşündüğü faktörler arasında.
Dolar/TL’nin özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve
politik gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini
düşünüldüğünde, kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstereceğini öngörüyorlar.
CEO'lar 2016'da dolar kurunun 3 TL'yi aşacağı öngörüsünde bulunmuş ve bunda da
tam isabet kaydetmişlerdi.
Büyüme yüzde 4,5-5 arasında olacak
Hükümet 2017'de ekonominin yüzde 4,4 büyümesini hedefliyor.
Dünya Bankası, 2017 yılsonu için Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5
olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı için 3,9 olarak açıklandı. Haberimize görüşleriyle
katılan CEO’lara bakılırsa CEO'lar bu konuda daha iyimser. Yüzde 4.5-5 bandında
büyüme öngörüler arasında.
İstihdamda beklentiler olumlu yönde
Türkiye'de işsizlik dört yıldır yükseliyor. 2012'de yüzde
8,4 olan işsizlik oranı 2015'te yüzde 10,3'e kadar çıkmıştı. 2016 ortalaması
ise yüzde 10,8 civarında. CEO’ların büyük kısmı istihdamda kayda değer bir
artış gerçekleştirmek istediklerini söylüyor.
Yatırımcı tipi değişebilir
Türkiye'deki şirketlerin yabancı ortakları 2017'de en çok
ekonomideki durgunluğun derinleşmesinden endişe ediyor. AB ile son dönemde
iyice gerilen ilişkilerin 2017'de daha da kötüleşmesi, yabancı ortakların çok
fazla endişelendiği konulardan biri. CEO'ların verdikleri yanıtlara göre,
Ortadoğu’daki savaş, OHAL, Güney Doğu’daki çatışma ortamı devam ettiği müddetçe
Türkiye yabancı yatırımcı açısından risk altında. CEO’lar ekonomik düzenlemeler
ve desteklerle birlikte Türkiye'nin yatırımcılar açısından cazibesini
koruyacağını, yatırımların devam edeceğini ancak yatırımcı tipinin
değişebileceğini düşünüyor. Dünyada devam eden dijitalleşme trendinin, Endüstri
4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere özellikle inovasyon ve teknoloji odaklı stratejilerin
oluşturulması gerektiğine dikkat çekiliyor.
İhracatta AB umudu sürüyor
Bu yıl iç talep yanında ihracatta da işler iyi gitmedi. En
önemli pazarımız olan AB'ye ihracatımız biraz kıpırdasa da toplam ihracatta
gerileme yaşandı. CEO'lar 2016'da umutlarını AB pazarına bağlamıştı. Bu umut AB
ile gerginlikler nedeniyle olumsuz etkilenmiş görünüyor. CEO'lar 2018'de de
ihracatta büyük ölçüde AB'ye umut bağlasa da yeni pazarlar olarak 2018'de Orta
Doğu, Kuzey Afrika ve ABD’ye dikkat çekiyorlar.
Teşvik paketi durgunluğa çare olacak
Ekonomide işlerin iyileştirilmesi için hükümetin hayata
geçirdiği teşvik paketi umut vadeden gelişmelerden biri oldu. Bu paketin en
önemli ayağını 250 milyar TL'lik krediye Hazine garantisi verilmesi oluşturdu.
Teşvik paketinin ekonomideki durgunluğun aşılmasını sağlayıp sağlamayacağı
merak ediliyor. CEO'lar ise bu konuda iyimser. 2018 yılının ise hem dünya hem
Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine geçilerek yeni yatırımların
gerçekleşeceği bir yıl olacağı öngörüsü hakim. Dünya Bankası, 2017 yılsonu için
Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5 olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı
için 3,9 olarak açıklandı. Büyüme oranı tahminlerinin daha da artacağı görüşü
hakim.
SABANCI HOLDİNG CEO’SU MEHMET GÖÇMEN:
“2018’DE TÜRKİYE EKONOMİSİ TAHMİNİ YÜZDE 4’ÜN ÜZERİNDE
BÜYÜYECEK”
“Sabancı Topluluğu olarak, 90 yılı aşkın süredir faaliyet
gösteriyoruz ve içinde bulunduğumuz her sektörde Ar-Ge ve inovasyonda fark
yaratmak, sektör liderliğimizi devam ettirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
2017 yılında yapmayı planladığımız yatırım miktarı 5 milyar TL’nin üzerinde. Bu
da ülkemize duyduğumuz güvenin en önemli göstergesidir. Global pazarlarda
yaşanan dalgalanmalara ve belirsizliklere rağmen, yatırım planlarımızda
revizyona gitmedik. Topluluğumuzda, planlarımızı tüm koşulları göz önüne alarak
yaptık ve en iyi şekilde uygulamaya devam ediyoruz. 2018, bizim için faaliyette
bulunduğumuz sektörlerde hem ülkemize hem iş ortaklarımıza hem de bulunduğumuz
coğrafyalardaki toplumsal refaha katkıda bulunmaya, değer yaratmaya devam
edeceğimiz bir yıl olacaktır. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5,5 olmak
üzere, önümüzdeki üç yıl ortalama yüzde 4’ün üzerinde büyümesini bekliyoruz.
Büyümenin hızlanmasında, kredi garanti fonunun desteği oldukça önemli oldu.
Ekonomi yönetimimizin büyümeyi desteklemeye yönelik etkin politikalarını
sürdürmeye devam edeceklerine olan inancımızla, 2018 yılında yatırım ve ihracat
destekli ekonomimizin yüzde 4 ve üstü civarında büyüyeceğini tahmin ediyorum.
Ekonomik düzenlemeler ve desteklerle birlikte Türkiye'nin
yatırımcılar açısından cazibesini koruyacağını, yatırımların devam edeceğini
ancak yatırımcı tipinin değişebileceğini düşünüyoruz. Sabancı Topluluğu olarak
geniş bir portföye sahibiz. Farklı sektörlerde birçok şirketle yer alıyoruz.
İyi bir portföy yönetimiyle, ülkemizi var olduğumuz her platformda en iyi
şekilde temsil etmeye ve ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz. Dünyada devam
eden dijitalleşme trendinin, Endüstri 4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden
kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere tüm Topluluk şirketlerimizde inovasyon ve
teknoloji odaklı stratejiler oluşturmaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Yatırım
kararlarımızı da bu dönüşümün getirdiği fırsatları değerlendirerek veriyoruz.”
ANADOLU GRUBU İCRA BAŞKANI HURŞİT ZORLU:
“ORGANİK VE İNORGANİK YATIRIMLAR DEVAM EDECEK”
“Anadolu Grubu olarak 50 binin üzerinde çalışanımızla, dokuz
farklı sektörde, 19 ülkede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Her sene organik
olarak ortalama 500 milyon dolarlık yatırım gerçekleştiriyoruz. İnorganik
yatırımlarımızla birlikte bu rakam daha da yukarılara çıkıyor. 2018 yılı için
de beklentimiz, yine bu oranda bir yatırımı gerçekleştirmek. Bununla birlikte,
bir süredir Grup olarak yürüttüğümüz “Odaklanma” stratejimizin geri dönüşlerini
2018 yılında fazlasıyla göreceğiz. Grubumuz, bira, meşrubat, perakende, tarım,
otomotiv, kırtasiye, hızlı tüketim restoranı, gayrimenkul ve enerji olmak üzere
dokuz sektörde faaliyetlerini sürdürüyor. Grubumuzun faaliyette olduğu
sektörlerde özellikle yurt dışı operasyonlarımızın hacim ve ciro anlamında her
geçen sene daha da katkı sağladığını görüyoruz. Grubumuz, makroekonomik anlamda
zor geçen yıllarda bile yüzde 10 büyüme hedefi ile yılı tamamlıyor. Örneğin
2016, tüm sektörler için oldukça zorlayıcıydı. 2017 yılının da benzer şekilde
geçtiğini görüyoruz. Buna rağmen, bu yılı da yüzde 10’un üzerinde bir büyüme
ile tamamlayarak, 2018 yılını sağlam bir finansal yapıyla karşılayacağız.
Grubun genel dinamiği, organik olarak mevcut işlerimizi büyütmek, bunun yanında
da yeni fırsat alanlarına bakmak. Ana iş kollarımızda sürdürülebilir büyümemizi
devam ettirirken, bir yandan da sürekli olarak yeni iş kollarındaki fırsatları
gözlemliyoruz. Örneğin, günlük ve uzun dönem araç kiralama işinde büyüyoruz.
Filomuzda 35 bin araca ulaştık. Araç kiralama işinde pazarın ikinci büyük
oyuncusuyuz. Tarımda Anadolu Etap ile hızlı büyüyoruz. Önemli yatırımlar
yaptık. Şu anda yaklaşık 25 bin dönüm arazide meyve bahçelerimiz var. Yaklaşık
3,5 milyon meyve ağacımız var. Kontratlı tarım da dahil, eko sistemimizdeki
ağaç sayımızı her geçen yıl artırmayı hedefliyoruz. Migros ile her yıl ortalama
200 yeni mağaza açıyoruz. 2016 yılında mağaza portföyümüze eklediğimiz 232 yeni
mağaza ile hedeflerimizi aştık. Değişen dinamiklerle uyumlanarak, ülkemiz ve
tüm paydaşlarımızın menfaatine hizmet etmek üzere çalışmalarımızı
sürdürüyoruz.”
BORUSAN HOLDİNG CEO’SU AGAH UĞUR:
“2018 İÇİN BÜYÜME HEDEFİMİZ YÜZDE 10”
“Borusan Grubu olarak altı farklı iş kolunda faaliyette
bulunuyoruz. 2018’de de liderliğimizi korumak ve sektörleri geliştirmek adına
yatırımlarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz beş senede farklı sektörlere
yaklaşık 1,5 milyar dolar yatırım yaptık. Toplam yatırım faaliyetlerimiz içinde
542 milyon dolar paya sahip olan enerji faaliyetlerimiz, maddi anlamda en
yüksek yatırım ayağımız oldu. Borusan EnBW Enerji, haziran ayında
gerçekleştirilen rüzgâr enerjisi ihalelerinde açılan 710 MW kapasite tahsis
hakkının 180 megavatını kazandı ve en fazla kapasite tahsis hakkı kazanan
şirketlerden biri oldu. 2018 devam edecek olan yatırımlarımızın yanı sıra,
kazandığımız projelerin geliştirilmesi açısından kritik bir sene olacak.
Yenilenebilir enerjinin her alanında gördüğümüz farklı fırsatlara
odaklanacağız.
Grubumuz, inovasyon, dijitalleşme ve Ar-Ge inisiyatiflerini
hayata geçirecek. Bu anlamda yaptığımız çalışmaları ve harcamaları da ileriye
dönük grubumuza değer katan yatırım çalışmaları olarak değerlendiriyoruz. 2017
sonu itibariyle bu kapsamda yaptığımız yatırımların 40 milyon doları geçeceğini
söyleyebiliriz. Bunun dışında dijitalleşme yol haritamızı 2017’de hayata
geçirmeye başladık ve bu seneyi 10 milyon dolar seviyesinde bir yatırımla
kapatmayı planlıyoruz. Sektörel öncülükleri korumak için inovasyon
projelerimizin olmazsa olmaz olduğuna inanıyoruz, bu nedenle bu yola 2018’de de
aynı kararlılık ve heyecanla devam edeceğiz. Bu kapsamda, son üç senede Borusan
Holding ailesi olarak çalışan sayısı bazında yıllık ortalama yüzde 8 oranında
büyüdük. 2018 senesinde de aynı büyüme hızıyla istihdam gücümüzü emin adımlarla
güçlendirmeyi planlıyoruz. Borusan Grubu, farklı iş kollarında ülkemiz
coğrafyası dışında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Avrupa ve ABD başta olmak üzere pek
çok pazarda aktif olarak faaliyet gösteriyor. Bu anlamda bulunduğumuz
pazarlardaki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin 2018 senesinde
yüzde 4-5 civarında büyüme göstermesi bekleniyor. 2018’deki büyüme hedefimizi
yüzde 10 seviyelerinde öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2018
yılında da yurtiçi pazardaki liderliğimizi korurken, yurtdışı pazarlardaki
varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Yurtdışı pazarlarımızda, yerel boru
üreticisi konumunda olduğumuz Amerika ve beş ülkede Caterpillar temsilciliğini
yaptığımız Orta Asya coğrafyası temel lokomotiflerimiz olacak.”
AKFEN HOLDİNG CEO’SU SÜHA GÜÇSAV:
“2018’DE 5.5 MİLYAR TL’LİK YATIRIM PAKETİNİ HAYATA
GEÇİRECEĞİZ”
“2016 yılını 31 bin kişilik çalışan sayısı ile kapattık. Bu
yıl istihdam paketimizin açılışını 300 kişi ile Mersin Limanı’nda yaptık. Mart
ayında hizmete giren Isparta Şehir Hastanesi’nde 940 çalışanımız işbaşı yaptı.
Enerji projelerimizde ise 100 kişilik istihdam planımız ile birlikte 2017
sonuna kadar 1340 kişilik yeni istihdam yaratmış olacağız. 2018’de ise sadece
Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 1300 çalışana yeni iş vermiş olacağız. 2018
yılının ortasına kadar hayata geçireceğimizi duyurduğumuz 5.5 milyar liralık
yatırım paketimize kararlılıkla devam ediyoruz. Bu yatırımın 3.9 milyar lirası
sağlık, 800 milyon lirası enerji projelerinde gerçekleşiyor. Ayrıca öğrenci
yurdu projelerine de 139 milyon lira yatıracağız. Türkiye şehir hastaneleri
alanında önemli bir atağa kalktı, Kamu-Özel İş Birliği (PPP) ile son derece
başarılı bir model uygulanıyor. Biz 755 yataklı Isparta Şehir Hastanesi’ni
tamamladık. 1081 yataklık Eskişehir Hastanesi ile 480 yataklık Tekirdağ
Hastanesi’nin yapımına devam ediyoruz. 5.5 milyar liralık yatırım paketinin 3.9
milyar liralık kısmı bu projelere gidecek. Denizli Şehir Hastanesi’ne teklif
veriyoruz, belki birkaç hastane ile de ilgileneceğiz.
Dünyanın en büyük liman işletmecisi Singapurlu PSA ile
özelleştirmeden Mersin Limanı’nın 36 yıllık işletme hakkını 755 milyon dolar
ödeyerek aldık. Dünyada gemi boyutları çok hızlı şekilde değişiyor. Yükü
elleçlemek için daha güçlü ve daha derin rıhtımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu
nedenle limana büyük bir rıhtım projesini de içeren 650 milyon dolarlık yatırım
yaptık. Daha önce Türkiye’ye çok nadir olarak gelen 14 bin TEU’luk gemiyi
elleçler hale geldik. Yeni yatırımla birlikte yıllık rıhtım kapasitemiz 2.6
milyon TEU’ya çıktı. Bunu daha da büyüteceğiz. Bunun ikinci ve üçüncü fazları
var. Önümüzdeki yıllarda limanı yılda 4.5 milyon TEU’luk kapasiteye
çıkartacağız.
Akfen Yenilenebilir Enerji adıyla Türkiye’nin en önemli
enerji platformlarından birisini oluşturduk. Nehir tipi santrallerimiz, güneş
ve rüzgar lisanslarımız var. Geçen yıl
EBRD ve IFC bu şirkete 200 milyon dolar sermaye koydu ve ortağımız oldu.
Önümüzdeki iki yılda şu andaki kapasitemizi ikiye katlayıp 500- 600 megavatlık
çalışır santrale ulaşmayı hedefliyoruz. Öğrenci yurtları hayata geçirmeye
başladık. Üniversite sayısı son derece artmış durumda. Kredi ve Yurtlar Kurumu
ile yaptığımız anlaşmalarla üniversitelerdeki öğrencilere yönelik yurtlar
yapıyoruz. Ankara Hacettepe’de daha önce yaptığımız ve iki bloklu yurdumuz
faaliyette. Isparta ve Kütahya’ya da yeni yurtlar hayata geçiriyoruz. Bunların
yatırım değerli 135 milyon lira. Fransız otel devi Accor Grubu ile birlikte
hayata geçirdiğimiz otel yatırımlarımızın sayısı 20’ye ulaştı. Bunun yanında
Akfen İnşaat olarak iki otel yatırımımıza devam ediyoruz. Uludağ’da bir
otelimiz vardı, burasını 10 milyon dolara butik otel olarak yenileyeceğiz.
Bodrum Cennet Koy’da ise uzun dönemli kiralanabilecek 36 üniteli ama bu
istediğiniz takdirde 96 tane odaya dönüşebilen leisure tarzı çok güzel bir
yatırıma başladık. O da 40 milyon dolar civarında bir yatırım olacak. Burasının
işletmesi için çeşitli yabancı gruplarla görüşüyoruz. Bu yıl 20’nci yılını
kutladığımız IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği şirketimiz var. Burada dünya
sigorta piyasalarının kalbi Londra’da bir Llyod’s brokeri olan UIB (United
Insurance Brokers) ile 2002 yılından bu yana ortaklığımız var. Sektörde 104
tane broker var, biz 3’ncü büyük şirketiz.
Dev uluslararası markalarla yarışıyoruz. Geçen yıl 100 milyon doların
üzerinde ciro yaptı. Şu anda İstanbul, Ankara ve Adana olmak üzere üç bölgede
faaliyet gösteriyoruz. 2018 yılı sonuna kadar Türki Cumhuriyetler, Rusya ve
Dubai’de şubeler açıp yurtdışında yayılacağız.”
KİBAR HOLDİNG CEO’SU TAMER SAKA
“KÜRESEL ÇAPTA PARASAL SIKILAŞTIRMA POLİTİKALARI ÖNEM
KAZANACAK”
“Kibar Holding olarak dünya genelinde karşılaştığımız kur
riskini azaltmak, hızlı değişen politik ve ekonomik riskleri bertaraf etmek
için oyun alanımızı genişletmek önceliklerimiz arasında. Organik, inorganik
yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz. Ulaşımdan gıda ürünlerine kadar geniş
bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz Assan Alüminyum’da hem yeni hem de mevcut
üretim içerisinde yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet gücümüzü koruyoruz.
Assan Alüminyum Türkiye ve Avrupa pazarlarında ürün yelpazesi içerisinde lider
üreticiler arasında yer alıyor. Günümüz alüminyum yassı mamul ve folyo
üretiminde rekabetçi olabilmenin en önemli kıstasları arasında ölçek ekonomisi
ve Ar-Ge yer alıyor. Pazar liderliği konumu ile aldığı operasyonel ve finansal
güç ve teknolojik birikimiyle Assan Alüminyum, alüminyum döküm ve folyo
kapasitesini artırmak için sürekli çalışmaktadır. Hedeflenen yakın dönem
yatırımları ile şirketimiz toplam kurulu yıllık kapasitesini 250 bin tondan 300
bin tonlara ulaştırmayı hedeflemiştir. 2017’de iki yeni döküm hattını devreye
aldık. Ayrıca, yüksek hızlı ve ileri seviye otomasyon sistemli yeni folyo hadde
yatırımı da devreye girdi. Bir sonraki aşamada ek folyo haddeleri ve düşük
kalınlıklarda üretim yapabilen bir soğuk hadde, üzerinde çalışılmakta olan
projeler arasında. Özellikle ambalaj sektörüne yönelik bu yatırımlar sayesinde
Assan folyo kapasitesini yıllık 80 bin tondan 110 bin tona çıkarmayı
hedefliyoruz. Assan Alüminyum için bir
diğer stratejik yatırım ise sıcak hadde dökümhane yatırımıdır. Ulaşım ve
savunma sanayilerine yüksek katma değerli alüminyum ürünler sağlayacağız.
Grubumuzun ulaşım tarafında en büyük iştiraki Hyundai Assan
ile binek araç üretiminde yıllık 240 bin araç seviyesindeyiz. Mevcut
portföyümüz olan i10 ve i20 araçlarının yanında lüks segment bir araç üretimi
ile Türkiye otomotiv sanayisi için çok kritik bir açılım yaratacaktır. İç
pazarda Hyundai Assan ile A segmentinde pazar lideri durumdayız ve yüzde 28
pazar payına sahibiz. Toplam pazardaki payımız yüzde 5,5-6 seviyesinde. Bir üst
segmentte yapılacak araç üretimi Türkiye otomotiv yan sanayini daha rekabetçi
konuma getirecek ve bu sanayide çalışanlarımızın ufkunu genişletecektir. Grubumuz Hyundai Assan’da ortağımız Hyundai
Grubu ile Türkiye’de yeni bir model üretimi için görüşmelere devam etmektedir.
Assan Hanil fabrikalarımız ile ciddi bir operasyonel ve teknolojik birikime
sahip durumdayız. Bu birikim ile Türkiye dışında üretim yapan global
üreticilere hizmet verebilmek adına özellikle Avrupa’da yatırım fırsatlarını
incelemeye devam etmekteyiz.
Grubumuzun Assan Lojistik ile İskenderun’da 2010 yılında
faaliyete geçirdiği Assan Liman stratejik önemini koruyor. Assan ile yıllık 250
bin TEU kapasiteye sahip olup yapılacak ekipman ve saha yatırımları ile
birlikte yıllık 550 bin TEU kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Ana faaliyet konusu konteyner tahmil ve
tahliyesi olan iştirakimiz, genel kargo ve proje kargo tahmil ve tahliye
hizmetlerinin yanı sıra müşterilerinin konteynerize yükleri için
gümrüklü-gümrüksüz ve açık-kapalı alanlarda depolama hizmetleri de veriyor.
Assan Liman için Akdeniz hattında oluşan talebi karşılayabilmek için hem iskele
hem de depo tarafında ek yatırımları değerlendiriyoruz. Ortadoğu’ya denizyolu
ile açılan kritik bir kapı olan limanımız daha büyük yük gemilerine ve
genişleyen kargo ürün yelpazesine hizmet verebilmek için gerekli projeleri
hazırlamaktadır.”
TOSYALI HOLDİNG CEO’SU FUAT TOSYALI
“2018 BÜYÜME ORANIMIZ TAHMİNİ YÜZDE 10 OLACAK”
“Siyasal ve toplumsal tarihimizde derin izler bırakan hain
darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti.
Ülkemiz, geçen yıl yaşanan hain darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimizin kararlı duruşu ve halkımızın güçlü
iradesi sayesinde bertaraf etti. Demokrasimize karşı yapılan bu saldırıda
kararlı bir duruş sergileyerek şer odaklarına karşı nasıl kenetlendiğimizi ve
tek vücut olduğumuzu tüm dünyaya da bir kez daha kanıtladık. Ne yazık ki bu
alçak girişimin ülke ekonomisine etkisi ağır oldu. Ancak biz yılmadık. Üretmeye devam ettik. Yatırımlarımıza hiç ara
vermedik. Bütün bu süreçte ekonomi yönetimimiz iş dünyası ve sivil toplum
örgütleriyle birlikte hareket ederek iyi bir sınav verdik. Şunu görüyoruz ki;
ekonomimiz son bir yılda yaşanan kayıpları telafi etmeye başladı. Bu alçak
girişimin ülkemiz üzerindeki yarattığı karabulutlar yavaş yavaş dağılıyor.
Önümüzdeki yılda hızlı bir şekilde yatırım yapmaya devam edeceğiz. Cazip bir
ülke olma konumumuzu devam ettireceğiz. Üretim ve ihracata hız verdik. 2018
yılı yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapmak için fırsatları değerlendireceği
bir yıl olacak. Ekonomideki olumlu tablo devam etmesini ve büyümenin ikinci
yarıda daha da güçleneceğini tahmin ediyorum. 2018'de Tosyalı Holding olarak
bizim yüzde 10’nun üzerinde bir büyüme hedefimiz var. Bu hedefi
gerçekleştireceğimize inanıyorum.”
AKKÖK HOLDİNG İCRA KURULU BAŞKANI AHMET C. DÖRDÜNCÜ
“AK-KİM’İ 750 MİLYON DOLAR CİROLU ŞİRKET HALİNE GETİRECEĞİZ”
“Türkiye 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüdü. 2018
yılının ise hem dünya hem Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine
geçilerek yeni yatırımların gerçekleşeceği bir yıl olacağını öngörüyorum. Akkök
Holding olarak, yeni yatırımlarımızla daha katma değerli üretim segmentlerine
geçmeyi ve downstream ürünler üreterek kapasite kullanım oranlarımızı
artırarak, ölçek ekonomisinin kaldıraç etkisinden yararlanmayı planlıyoruz.
Buna ek olarak dijitalleşmenin sunduğu verimlilik fırsatlarını da yakalamayı
amaçlıyoruz.
Grup olarak organik ve inorganik büyüme yollarına bakıyoruz.
2023 yılında Ak-Kim’i 750 milyon dolar cirosu olan bir şirket haline getirmek
istiyoruz. Bu yüzden de 2017 yılında izlediğimiz yola devam edip yurtdışından
yeni bir şirketi bünyemize katmayı hedefliyoruz. Dünyanın en büyük akrilik
elyaf üreticisi olan Aksa Akrilik’te ise inovatif ürün çalışmalarına devam ediyoruz.
Modakrilik ve özel elyaflar konusunda
çalışmalarımız bulunuyor. DowAksa tarafında ise; bu yıl dünyanın en büyük
rüzgâr türbini üreticilerinden biri olan Vestas ile türbin kanatlarında
kullanılan karbon elyaf pultruze profillerin tedariki için dört yıllık bir
kontrata imza attık. Önümüzdeki yıl için de bu alanda çalışmalarımız devam
edecek. Gayrimenkul sektöründe de iddiamız sürdürüyoruz. 2017 yılının başında
Akiş GYO’nun Saf GYO ile birleşmesiyle Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım
ortaklarından biri olduk. Akiş GYO tarafında 2018 yılında elde etmeyi
beklediğimiz kira geliri yaklaşık 320 milyon TL. Aynı zamanda Beykoz’daki
fırsatları da değerlendiriyoruz. 2018 yılı itibariyle yaklaşık 40 bin
metrekarelik alanda konut+ticari nitelikte bir projeye başlayacağız. Enerji
alanında ise sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konuları 2018 yılında
önceliğimiz olacak. Şu an Akenerji’nin 1.224 MW olan mevcut kurulu gücünün 320
MW’ı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı. Bu yılın başında Bandırma’da
kurulu Ayyıldız Rüzgar Santrali’ndeki
kapasite artırım sürecini tamamladık. Bu kapasite artırımı ile Ayyıldız Rüzgar
Santrali’nde var olan beş ünitede (türbinde) 15 MW olan toplam kurulu güç, yeni
eklenen 4 yeni üniteyle (türbinde) birlikte 28,2 MW’a yükselmiş oldu. 2018
yılında bu alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
AKSOY HOLDİNG CEO’SU BATU AKSOY:
YÜZDE 10 BÜYÜME HEDEFİ VE 1.500 KİŞİYE İSTİHDAM
SAĞLAYACAĞIZ”
“Türkiye’de portföy çeşitlendirmesinin önemi daha da arttı.
Aksoy Holding olarak; Petrol & Enerji, Turizm & Gayrimenkul ve
Uluslararası Ticaret olmak üzere üç iş kolunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Akaryakıt dağıtımı ve madeni yağlar sektöründe 2017 ile paralel yani GSMH
büyümesinin biraz üstünde bir büyüme bekliyorum. Bu da 2018 yılında yüzde 5'in
üstü manasına gelebilir. Shell & Turcas olarak dijitalizasyonu ve
teknolojiyi müşteri ihtiyaçlarını dikkate alarak azami ölçüde kullanmanın yanı
sıra serviste mükemmeliyeti ve global Shell know-how’ı ile geleceğin
yakıtlarına hazır olmayı hedefliyoruz. Ayrıca
karlı ve sağlıklı büyümeye odaklanıp 1.050 civarında istasyonla faaliyet
gösteren bayi ağımızın iç satış verimliliğini artırmak, sonra da yeni
istasyonlar açmak ve benzin ile madeni yağlarda piyasa liderliği konumumuz ile
dizel satışlarında ilk iki oyuncudan biri olma hedefimizi sürdüreceğiz.
Enerji tarafında; 2017’de yıllık doğalgaz tüketimimizin 50
milyar metreküpe, elektrik üretim kapasitemizin de 80 bin MW'a yaklaşmasıyla
Türkiye’nin muazzam potansiyeli ve jeostratejik konumu zaten ortada. Sanayi
bazlı büyüme biz enerji yatırımcılarının önünü açacaktır. Yatırımcı dostu,
liberal bir enerji piyasası oluşturmamız da elzem. Turcas olarak, RWE ile
Denizli’deki santralimizde 10. yılına girdiğimiz ortaklığımızın yarattığı
sinerjilerden çok memnunuz. Şimdi bu işbirliğini, RWE’nin yeni iştiraki INNOGY
ile yenilenebilir enerji ve enerji teknolojileri alanlarına herhangi bir
coğrafi sınırlamaya tabi olmadan aktarmayı hedefliyoruz.
Conrad İstanbul'u baştan aşağı yenileyerek ve ortaklarımızın
hisselerini satın alarak yaklaşık 200 milyon euro büyüklüğünde bir yatırıma
imza attık. Şimdi de Bodrum'daki Epique Island Villa-Otel-Marina projemizle
yeni bir 200 milyon euro büyüklüğünde yatırım gerçekleştiriyoruz. 2018'de çoğu
tamamlanacak olan bu yatırımın bir kısmının (Otel-Marina) 2019'da devam
edeceğini öngörüyoruz. Bu yatırımlarla bin 500 kişinin üstünde kişiye istihdam
sağlanacak. Uluslararası ticaret alanında; Irak ve Suriye başta olmak üzere
Ortadoğu bölgesine odaklıyız. Shell ve Gazpromneft markalarının madeni yağ
dağıtımı ile başladık, akü ve filtreyi ekledik. Şimdi lastik ve oto yedek
parçaları satma ve hatta bazı ürünlerde üretime geçme hedeflerimiz var. Irak'ta
7'si kendi şubemiz olan 37 bayi ve yüzlerce sıcak satış noktasında faaliz.
Hedefimiz bölgesel bir dağıtım şirketi olmak. İran da radarımızda. Döviz
kurlarındaki hareketliliği dikkate alarak ihracat ve transit ticaret hacmimizi
her sene en az yüzde 10 seviyesinde büyütme hedefimizi koruyacağız.”
LİMAK YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI EBRU ÖZDEMİR:
“YÜZDE 20 ORANINDA BÜYÜME HEDEFLİYORUZ”
“Limak Grubu olarak, stratejik planlarımız ve risk
değerlendirmelerimiz çerçevesinde, faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde
büyümeye, kapasite artırımlarına ve yeni yatırımlara devam edeceğiz. 2018 için
yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da sektörel
hedeflerimize uygun ve sinerji yaratabilecek kamu özel işbirliği projelerinde,
özelleştirme ihalelerinde ve yurtdışı inşaat, altyapı ve enerji projelerinde
güçlü bir potansiyel alıcı olarak bulunmaya devam edeceğiz. Ayrıca, ana iş
kollarımız olan inşaat, çimento, enerji, altyapı yatırımları ve turizmin yanı
sıra 2018 yılında savunma sanayi ve maden sektörlerinde de yeni yatırımlar
yapmak için ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Yurtdışında Balkanlar, Afrika,
Ortadoğu ve Rusya pazarlarında mevcut varlığımızı daha da artırmak için iş
geliştirme faaliyetlerimizi 2018 yılında daha da hızlandıracağız. 2018 yılında
2017 yılında yakalanan olumlu ivmenin daha da yukarı taşınmasını, zaten güçlü
bir kamu maliyesine, bankacılık sektörüne, dinamik ve girişimci özel sektöre,
güçlü büyüme potansiyeline ve genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin yatırım
potansiyelinin artmasını bekliyoruz. Bu kapsamda, 2018 yılında büyüme oranının
yüzde 5 seviyelerine yükseleceğini düşünüyoruz. TCMB’nin sıkı para politikasını
sürdürmesiyle enflasyon oranlarının 2017 yılı sonunda tek hanelere inmesini,
2018 yılında ise TCMB politika hedefine yakınsayacağını düşünüyoruz. Bu
gelişmeler paralelinde Türk Lirası’nın 2018 yılında 2017 yılının son
dönemlerinde olduğu gibi istikrarlı seyrini korumasını bekliyoruz. Dolar/TL’nin
özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve politik
gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini düşünsek de
kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstermesini bekliyoruz.”