Danışmanlık sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
Danışmanlık sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

17 Kasım 2017 Cuma

Kendi İşini Kurmak İsteyenler İçin En Karlı Sektörler

Şu bir gerçek ki, halihazırdaki ekonomik görünümde ya da aslında herhangi bir ekonomide bazı yeni işletmeler, eski firmalardan daha iyi performans gösteriyor.Gelişmekte olan ekonomiler arasında yer alan ülkemizde hangi sektörlerin parladığına göz atmak istedik. Böylece yeni bir kendi işini kurma niyetinde olanlar varsa ve hangi sektöre gireceklerine karar verememişlerse, bir fikir sahibi olmalarını umarım katkı sağlarız. Eğer aşağıda bahsedeceğimiz karlı sektörlerden birine adım atmaya niyetlenirseniz, kendinize bazı sponsorlar bularak kaynak sağlayabilir ve iş fikrinizi, iş planınızı devreye sokarak başarılı bir şekilde hayata geçirebilirsiniz. Bankalar, risk sermayedarları ve hatta fonlama için geleneksel olmayan kaynaklar sadece aşağıda bahsedeceğimiz, başarılı olma şansı yüksek olan karlı iş fikirlerinin yanında olurlar. Eğer yükselen karlı bir sektörde iş kurmayı düşünüyorsanız, size sunacağımız gelecek vaad eden sektörlerden birini seçerek başarılı olma şansınızı maksimize edebilirsiniz. İşte kendi işini kurmak isteyenler için araştırdığımız en karlı sektörler:

1) Teknoloji – En iyi uygulamayı siz bulun

Teknolojinin, en karlı sektörler listesinin en başında olması eminiz ki sürpriz olmamıştır. Genel olarak teknoloji sektöründeki meslekler iyi bir eğitim ve pratik gerektirir. Ancak yine de, küçük bir işletmenin, ekonominin bu en karlı sektörüne adım atabilmesi için birçok fırsatlar da yok değil. Apple, apple store mağazasını kurduğundan beri, uygulama tasarlama üzerinden koskoca yeni bir endüstri gelişti diyebiliriz. Bu oldukça gelişen bir endüstri ve yakın zamanda ortadan kaybolacak gibi de gözükmüyor. Dahası artık firmalar kendilerine mobil uygulamalarda da yer verdiklerinden dolayı, ivme kazanmaya devam edeceğine eminiz. Bu uygulamalar, cep telefonları, ipadler için gerekli ancak bir işletme fikri pek çok diğer elektronik cihazlar için de bu konsept çevresine oturtulabilir. Eğer bir fikriniz, tutkunuz ve nasıl uygulama geliştirilebileceğine dair biraz pratiğiniz varsa işe koyulun deriz. Bu endüstrinin büyüme hızı yıllık yüzde 30 olarak kaydedilmiş.

2)Mobil Oyunlar

Angry Birds oynamayanınız yoktur herhalde. Peki ya Words with Friends? Bu çok popüler mobil oyunların geliştiricisi ya da piyasaya süren siz olmak istemez miydiniz? Teknoloji endüstrisindeki mobil oyun pazarı son günlerdeki en rağbet gören mecra. Oyun endüstrisi inanılmaz şekilde 2007’den bu yana % 397 oranında büyüme kaydetmiştir. 2007’de piyasada sadece 2 tane mobil oyun geliştiricisi vardı. Şimdi bu sayının yüksek olmasına rağmen, pazar hala canlılığını koruyor.
Eğer mobil oyunlara ve geliştirmeye ilgi duyuyorsanız, tüm bir işletmeyi bu fikir üzerine kurabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan iyi bir fikir ve arkanızda olacak iyi bir takım. Bu karlı sektörde iyi bir iş planı ve geliştirmek istediğiniz sağlam bir oyun bulduktan sonra finansal konularınızı da rahatlıkla çözebilirsiniz. Bu yakalamanız gereken harika bir trend!!

3)Bilgi Teknoloji Danışmanlığı

Bu potansiyel yeni iş fırsatı, daha öncesinde bu alanda eğitim almadıysanız ve tecrübe sahibi değilseniz bazı ön-hazırlıkları gerektirir. Bilgi Teknoloji Danışmanlığı, şimdilerde oldukça canlı ve yüksek ödemelerin yapıldığı bir alan ve gelecekte de bu özelliğini koruması bekleniyor. 2007’den 2012’ye Teknik danışmanlık alanı 200,000 yeni istihdam ile büyürken, gelecekte bu sayının oldukça yükselmesi de bekleniyor. Daha da fazlası, birçok farklı tip işletmenin IT (bilgi teknolojileri) operasyonları için küçük firmalardan destek almaları bekleniyor. Yani sizin gibi küçük ancak belli bu konuda uzman işletmeler, büyük şirketlerle güçlü iş ortaklıkları kurma fırsatı bulabilir. Bir IT danışmanı olarak, örneğin sağlık firmaları, enerji ya da benzer firmalar sizin müşterileriniz olacak ve onlara bilgisayar operasyonlarını standart bir PC’den mobil araçlara, bulut bilgi işlem sahasına nasıl aktaracaklarını öğreteceksiniz. Çalışanlar ve yönetim, seyir halindeyken bile kullanabildikleri cihazlara ilgilidirler ancak pratik yapmaya ihtiyaçları var, özellikle de bulut bilişim konusunda destek gerekecektir ki bu da sizin uzmanlık alanınızı oluşturuyor. Eğer IT danışmanlığı konusunda küçük bir işletme sahibi olursanız bu tür müşteriler sayesinde çok kar elde edebilirsiniz. Geleceği parlak bir iş, eğer ki teknolojiye de meraklıysanız tek ihtiyacınız olan biraz eğitim ve tecrübe kazanmak.

4) Sağlık hizmetleri teknolojisi

Sağlık sektörünün de gelişen teknolojiyle birlikte ivme kaydettiği bir gerçek. Yeni işletmeler için bu alanda iyi iş fırsatları mevcut. Bunlardan biri de sağlık hizmetlerinde kullanılan yazılım geliştirme uzmanlığı. Yöneticilerin zihinsel fitness diyebileceğimiz programlara talebi artmaktadır. Bu endüstrideki satış periyodu doğumdan emekli olana kadar da geçerli üstelik. Siz de bir yazılım geliştirme uzmanı mısınız? Uygulamalar geliştiriyor musunuz? İşte size mükemmel bir iş fırsatı.

5) Sağlık ve kişisel bakım sektörü

Ülkemizde son zamanlarda, bazı yeni kişisel gelişim programları oldukça rağbet görmekte. Hepimiz ya bir diyet ya da egzersiz programı uygulamaya çalışıyoruz. Manevi bilincimizi artırmaya ya da yaşlılığımız için gençken sağlığımıza yatırım yapmaya çalışıyoruz. Birçok insan bu alanlarda motive eden konuşmacıların yolundan gidiyor, kendilerine özel yaşam koçu tutuyorlar. Eğer sizin de bu alanlarda tecrübeniz var ise, kesinlikle bir iş kurabilirsiniz. Bir fitness eğitmeni olabilir, yakınlarınıza diyetlerinde yardımcı olabilirsiniz. Manevi bilinci geliştirme hususunda insanların içindeki potansiyeli ortaya çıkarabilen çok hevesli bir konuşmacı olmaya yönelebilirsiniz mesela. Bu olasılıklar sonsuz diyebiliriz. Önemli olan insanlara hizmet edebileceğiniz dar bir alan bularak butik, kişiye özel hizmet sunabilmektir. Online olarak da hizmet verebilirsiniz. Bu endüstrinin yıllık bazda yüzde 6.2 oranında büyümesi bekleniyor.

6) İşletmeler için danışmanlık hizmeti

Hiç işten atıldınız mı? Yakın zamanda mı emekli oldunuz ya da ‘küçülmeye’ giden firmanız sizinle yollarını mı ayırdı? Öyle ise, tecrübe sahibisinizdir ve kendi alanınızda danışmanlık hizmeti verebilirsiniz . Bu küçük danışmanlık sektörünün 2016 yılı itibariyle yüzde 6 oranında büyümesi bekleniyor. Birçok firma, bazı faaliyetleri ya da problemlerin çözümü için dış kaynakları kullanıyor. Eğer mali konularda ya da halkla ilişkiler konularında bilgili ve yetenekli iseniz size bu konulardaki hizmetleriniz için iyi bir ödeme yapabilecek büyük firmalar bulabilirsiniz. Üstelik bu işe başlama maliyetiniz de düşük. Bir ‘home office’ e ve biraz reklama ihtiyacınız var.
Kendi işini kurmak isteyenler için en karlı sektörleri ve yatırım yapılacak en iyi işleri araştırmaya devam edeceğiz.

28 Temmuz 2017 Cuma

AGENCY REKLAM DANIŞMANLIK

DANIŞMANLIK




İletişim danışmanlığı,markaların,
teknolojiyle birlikte değişen iletişim dinamiklerine uyum sağlayarak güçlü reklam tanıtım faaliyetleri gerçekleştirebilmelerini sağlayan önemli bir hizmettir.
Danışmanlık hizmetleriyle, markaların izleyeceği iletişim stratejilerine ışık tutan Agency; iletişim dinamiklerinin sürekli değiştiği ve geliştiği günümüzde, bu değişime ve gelişime paralel olarak danışmanlık hizmetleri sunar ve markaları başarıya götüren iletişim stratejilerinin geliştirilmesini sağlar.

Agency Reklam Ajansı öncelikle, danışmanlık hizmeti sunacağı marka için sektörel ve hedef kitle analizleri gerçekleştirir. Hedef kitlenin sosyolojik yapısı, sosyokültürel durumu, satın alma eğilimleri vb. tüketici davranışları incelenerek sınıflandırılır. Benchmarking çalışmalarıyla rakip analizleri de hayata geçirilir ve tüm bu çalışmalar neticesinde elde edilen sonuçlar göz önünde bulundurularak firma için en başarılı olacak iletişim planlamasına hayat verilir.

İletişim konusunda üstün deneyimleri olan, dünya trendlerini takip eden ve bu trendlerin Türkiye’deki iletişim sektörüne entegrasyonunu kusursuz bir şekilde gerçekleştiren dinamik kadrosuyla reklam ajansı Agency, 360 derece iletişim stratejileri geliştirerek markanıza ve sektörüne değer katan çözümler üretir.

Agency’nin iletişim danışmanlığı hizmetinden yararlanarak firmanızın izleyeceği iletişim planlamasını uzman kişilerin belirlemesini sağlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

22 Haziran 2017 Perşembe

Tüm Türkiye Genelinde 81 ilde Online Hizmet Veriyoruz

Agency danışmanlık olarak Türkiye’de bulunan tüm illerde hizmet vermekteyiz. 

BİZ KİMİZ ?
Uzmanlık ve Kariyer programları ile hayatınıza yön verin...
2008 yılında kurulan Agency Balance Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Türkiye’de ilk defa şirketlerin insan kaynakları departmanlarına üniversitelerden direk öğrenci akışını sağlamak amacıyla ve şirketlerin kurumsallaşma yolunda uluslararası rekabete hazırlamak, dünya kalite standartlarını yakalamalarına yardımcı olmak, vizyon ve misyon kazandırmak, bu amaçlara ulaşmaları doğrultusunda ihtiyaçları olan gerekli insan kaynakları desteğinin yanı sıra yeni dünya trendine uyum sağlamaları adına gerekli profesyonel danışmanlık desteği vermek amacıyla kurulmuştur ve bu amaç doğrultusunda Kariyer İstasyonu markası ile ülkenin dört bir yanında üniversiteler başta olmak üzere çeşitli zirveler ve  temel düzey eğitimler vererek , şirketler için geleceğin personelleri olan katılımcılarımızı başlangıç seviyesinden bir adım öteye taşımakta ve gerek teknik gerekse uygulamalı eğitimler ile farkındalık yaratmalarına yardımcı olmaktadır.
Kurumsal Çözümlerimiz
Projelerde organizasyon komitesi ile iletişim sağlamak Etkinliğin Danışma Kurulu, Yönetim Kurulu ve Bilim Kurulu Toplantılarını organize etmek ve sonuçlarını raporlamak, Organizasyonun niteliklerini ve gereklerini belirlemek...
Fuar Organizasyonları-Toplantı Organizasyonlarımız- Kongre Organizasyonlarımız-Sosyal Medya-Reklam-Görsel Canlı Reklam-Şirket Personel Eğitimi-Markalaşma-Görev Tanımları-Kariyer Planlama –Kurumsal ve Kişisel koçluk.

29 Temmuz 2018 Pazar

Önümüzdeki 10 yılın gözde meslekleri

Moleküler biyoloji uzmanlığı, internet gazeteciliği, yenilenebilir enerji ya da organik tarım danışmanlığı. Bunlar 2023 yılına kadar yükselecek mesleklerden sadece birkaçı..





İK (insan kaynakları) uzmanları ve beyin avcılarına 2019 yılı tahminlerini sorduk. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının kutlanacağı 2023 için gözde meslekler ve İK trendleri hakkında öngörülerini aldık...

YÜKSEK LİSANS ŞARTI ARANIYOR

Nicholson International Türkiye Genel Müdürü Mutlu Eroğlu’na göre, şirketler bu yıl çalışanlarının eğitim düzeyi ve işle ilgili gelişimlerine daha fazla önem vermeye başlamış durumda. Hatta işe alımlarda üniversite eğitimi sonrasında lisansüstü programları tamamlayan çalışanlar tercih ediliyor. Diğer yandan mevcut çalışanlara da bütçeler dahilinde bu olanaklar sağlanmaya çalışılıyor.
Bunun dışında şirketlerin beklediği bir diğer özellikle de “mobility”. Yani çalışanların gerektiğinde proje bazlı veya belli bir dönem için değişik lokasyonlarda çalışmaya olumlu bakması isteniyor. Evden çalışmak çok gündemde olduğu için teknolojiyi etkin kullanan çalışanların verimli olduğunu belirten Mutlu Eroğlu, bu yolla ofis maliyetlerinden de tasarruf edildiğini vurguluyor.
Şirketler için önem taşıyan bir diğer konu da rotasyon. Eroğlu’na göre bugün finans ya da pazarlama alanında çalışan bir kişi yarın kurumsal iletişim ya da İK departmanında görev alabiliyor. Bu hem çalışanı geliştiriyor hem de şirketin verimliliğini artırıyor.

TASARIMCI OLAN KAZANACAK

2023’e kadar özellikle tasarımla ilgili konuların gündemde olacağını söyleyen Mutlu Eroğlu, endüstriyel, teknik, mühendislik, gayrimenkul ve otomotiv gibi alanlarda bu mesleğin önem kazanacağını belirtiyor. Güvenlik konularıyla ilgili uzmanlaşmaya da dikkat çeken Eroğlu’nun geleceğin mesleklerine yönelik diğer öngörüleri ise şöyle:
“İş alanları sanal iş ortamları ve internet tabanlı süreçlerle uyumlu olacak. Dolayısıyla internet, mobil, nano teknolojilerin alt uzmanlıkları gelişecek. Yaşam ve alanı ayrımı çok net olmayacak. Evden (home-office) çalışma sistemi bu geçişin sinyallerini bugünden veriyor. Yine 2023’e kadar genetik ve tıp da ilerleyecek, alt uzmanlıklar gelişecek.”
Önümüzdeki 10 yılda İK’nın daha teknolojik yöntemlerle çalışacağına değinen Mutlu Eroğlu, “Alt uzmanlıklar önem kazanmış ve teknoloji ilerlemiş olacağından İK uzmanları teknik altyapılarını geliştirmek durumunda olacaklar. Örneğin işe alım süreçlerinde işe alacakları kişileri, teknik bilgileri anlamında daha fazla ölçümlemeleri gerekecek” diyor. Dolayısıyla İK uzmanlarının hangi iş kolu olursa olsun teknik detayları o işi yapanlar kadar iyi algılamaları ve doğru sorularla işe alınacak kişileri değerlendirebilmeleri gerekiyor.

GEÇİŞLER VE TRANSFERLER HIZLANACAK

HRM Danışmanlık Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka’ya göre ise 2011’de inşaat, enerji, hızlı tüketim, bilişim, mağazacılık, tekstil ve sağlık sektörlerinde işe alımlar yoğun olacak. Sağlık ve finans sektörlerinde deneyimli yöneticilere olan ihtiyaç artacak. Enerji sektörünün kazandığı ivmeyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni “yeşil meslekler” etkili olmaya başlamış durumda. Şimdiden çevre mühendisliği mezunlarına ya da enerji sektöründe çalışan yeşil işler konusundaki danışmanlara olan ihtiyaç büyük. 2091 yılında diğer birçok pozisyonda olduğu gibi yönetici pozisyonlarında da enerji, bilişim ve telekomünikasyon sektörleri arasında geçişler ve transferler hızlanacak.

MÜHENDİSLİK YİNE GÖZDE MESLEK

Günümüzde enerji, inşaat, telekomünikasyon sektörlerine yapılan yatırımlara ve çevresel yaptırımlara dikkat çeken Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, bu durumun yeni istihdam alanları yarattığını belirtiyor. Önümüzdeki dönemde bu alandaki arayışların süreceğine değinen Nazlıaka şunları söylüyor:
“Çevre mühendisliği kökenli (yenilenebilir) enerji danışmanlığı, çevre hukuku uzmanlığı, organik tarım ve organik kozmetik konusundaki danışmanlıklar, şehir ve çevre planlama, atık su ve atık yönetimi konusundaki uzmanlıkların yükselmesi bekleniyor. Yine psikoloji disiplininden yetişen kişiler endüstriyel psikoloji, İK gibi alanlarda önemli rollere sahip olacak.  Genetik biliminin ve genetik uzmanlarının öneminin yanı sıra ileri teknoloji ürünleri nedeniyle biyoteknoloji uzmanları ile gıda mühendislerine olan ihtiyaç da artacak.”
Türkiye’nin 2023 yılı için toplam 500 milyar dolarlık ihracat hedefini hatırlatan Nazlıaka, otomotiv sektöründe Ar-Ge çalışmalarının hızlanmasıyla yetişmiş kıdemli mühendislere ve mavi yaka çalışanlara olan talebin de artacağını ifade ediyor.

HER YÖNETİCİ KOÇ OLACAK

İK uzmanları, 2019’de en önemli stratejik uygulamanın yeteneklerin yönetimi ve elde tutulması olduğunda hemfikir. Yetenekli çalışanları elde tutmak için kişilere özel uygulamaların önem kazanacağını belirten uzmanlar, şirketlerin parlak yetenekleri çekmek için kişilere özel imkanların ve fırsatların sunulduğu, bireysel motivasyon tekniklerinin geliştirildiği uygulamalara yer vereceğini belirtiyor.
Bunların yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi ve sosyal medyanın daha aktif kullanımında yeni ve yaratıcı uygulamalar da söz konusu olacak. Bu yıl şirketlerin özellikle sosyal medyadan faydalanarak yeni bir ağ (network) oluşturması ve bunu işe alım süreçlerinde aktif olarak kullanması yoğun şekilde gündemde olacak.
Birçok şirket, çalışanların kişisel gelişim çabalarına ve ilgi alanlarına göre yeni gelişim faaliyetleri de oluşturacak. İşe alımlarda, yönetici seçiminde dış kaynak kullanımı artacak. Her yöneticinin bir koç gibi hareket etmesi zorunluluk haline gelecek. Yönetim kademlerindeki herkes için koçluk uygulamaları vazgeçilmez olacak.
Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, uzun vadede İK departmanlarının üst yönetimlerin tamamen parçası haline geleceğine de vurgu yapıyor. Buna göre İK, şirketlerin kaderini etkileyen kararlarda doğrudan pay sahibi olacak ve üst yönetim kademelerinde İK kökenli yöneticiler daha çok rol alacak.

DAHA ÇOK KİŞİ EVDEN ÇALIŞACAK

KRM Yönetim Danışmanlık Operasyon Müdürü Dilek Yılmaz Tekirgöl’e göre, 2019’de yükselecek İK trendlerinden biri evden çalışma sistemi olacak. Şirketlerin operasyonel maliyetleri azaltma girişimlerinin bu uygulamaları desteklediğini belirten Tekirgöl, özellikle yabancı firmalarda evden iş yapan çalışanların sayısının artabileceğini belirtiyor. Buna bağlı olarak İK departmanları da evden çalışanların performans yönetimi ve motivasyonu gibi konulara yoğunlaşacak.
Dilek Yılmaz Tekirgöl, 2023 yılına kadar gözde olacak mesleklere yönelik ise şunları söylüyor: “IT uzmanları, finans uzmanları, biyomedikal uzmanları, satış yöneticileri, reklam ve pazarlama yöneticileri, danışmanlık ve eğitim uzmanları, biyokimyacılar, sosyal medya çalışanları, bilişim hukuku avukatları ve sağlık sektörü çalışanlarına yönelik talepte artış olması bekleniyor. Çok iyi seviyede yabancı dil bilgisi bu meslekler için olmazsa olmaz bir nitelik olarak öngörülmeli.”

İK’NIN ETKİNLİĞİ ARTACAK

Bu yıl yetenek ve performans yönetiminin İK’nın ajandasında daha fazla yer tutacağına değinen Tekirgöl’e göre, verimlilik ve performans sistematik olarak gözlemlenebilir ve ölçülebilir kavramlar olacak. Yine uzmanlıkların geliştirilmesi daha önemli hale gelecek ve organizasyonların tüm birimleri yeni uzmanlıklara göre kendini adapte edecek. Sosyal sorumluluk ise kurumsal düzeyde daha fazla önemsenecek. Eğitim niteliğinin iş dünyasının ihtiyaçlarına daha uygun hale getirilmesi de uzmanlaşmayı olumlu yönde destekleyecek.
Bu gelişmelere paralel olarak İK departmanlarının sayıca küçülebileceğine ancak etkinliklerinin yükseleceğine vurgu yapan Dilek Yılmaz Tekirgöl, “Verim odaklı çalışmalara iş ortağı konumuyla daha çok yönelebilecekler.  Hizmetlerin önemli bir kısmında dış kaynak kullanımının yaygınlaşması öngörülebilir” diyor.

ALTIN YAKALI ÇALIŞANLAR GELİYOR

Paradigma Consultancy Kurucusu ve Genel Müdürü Haluk Ünaldı, 2011’de şirketlerin, stratejik düşünce bilincine sahip, hızlı değişimi benimseyen, kendini işine adayan, sonuca odaklanan, katma değer üreten, moralini yüksek tutmaktan sorumlu, problem çözen çalışanlara ihtiyaç duyacağını belirtiyor.
2000 yıllar itibariyle hiçbir gelişmiş ülkede çalışanların 6’da ya da 8’de 1’inden fazlasının geleneksel ürün üretme ve dağıtma işinde çalışmadığına değinen Ünaldı, hali hazırda ABD’de çalışan nüfusun 3’te 2’sinin hizmet sektöründe görev yaptığını anlatıyor. Ve “Artık bilgi en önemli ürün haline geldi. Sanayi çağı yerini enformasyon çağına bırakıyor” diyor.
Dünyada son 30 yılda üretilen bilginin ondan önceki 5 bin yılda üretilenden daha fazla olduğuna dikkat çeken Haluk Ünaldı şunları söylüyor: “Bize sunulan bilgi stoku her 5 yılda bir ikiye katlanıyor. Bu kapsamda stratejik pazarlama ve pazar analistleri ile şirketlerde bilgiyi toplayan, analiz eden, yöneten, kısacası bilgiyi enformasyona dönüştürebilen ‘altın yakalı’ çalışanlar şirketlerin gözdesi olmaya aday.”
Prof. Dr. Yeşim TODUK / Amrop International Türkiye Yönetici Ortağı
“Kıdemliler İK’da çalışmak isteyecek”
Şirketler 2019’de yenilikçi, teknolojiyi kullanarak fark yaratabilen, işlerini tekrar tanımlayan, artı değer katan, girişimci ruhlu ve çok hızlı çalışanlara ihtiyaç duyacaklar. İşine aşkla bağlı çalışanlar öne çıkacak. Bunların yanı sıra şirket yönetimine yön verecek, genel müdürlük yapabilecek bir İK yöneticisine ve tepe yönetim ekibine ihtiyaç duyulacak.
2023’ün en gözde meslekleri ise, sağlık ile yeni teknolojileri kaynaştıran meslekler olacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde İK departmanlarının önemi kesinlikle çok daha fazla artacak, ancak çerçevesi değişecek. Şirketlerin en kıdemli ve kıymetli çalışanları İK departmanlarında görev almak isteyecek.
Ahu BADE NİLGÜN / NBS İK ve Yönetim  Danışmanlığı Kurucu Ortağı
“Beyin avcıları daha çok kullanılacak”
Bu yıl teknik ve spesifik alanlarda çalışan firmalar, konusunda yetişmiş iş gücüne talep gösterecekler. Bu bağlamda sıfırdan, kendi kurum kültürlerinde yetiştirmekten ziyade rakiplerinden transferler konusunda çok daha agresif bir tutum izleyecekler.
2019 itibariyle hızla gelişen ve geçmişi çok uzun olmayan yeni bilişim teknolojileri ve enerji sistemlerinde kullanılacak iş gücü için beyin avcıları çok daha yoğun şekilde kullanılacak.
Gelişen sistemler ve talepler çalışanların kurumsal bağlılıklarını zayıflattığı için İK departmanları işe alımı “outsource” edip doğru performans, ücret ve çalışan bağlılığı çalışmalarına odaklanmak durumunda kalacak. Kurumlar potansiyel yıldız ve kilit çalışanlarının inovatif ve fark yaratan taraflarını geliştirmek için koçluk ve mentorluk süreçlerini çok daha etkin kullanacaklar.
2023’ün meslekleri yenilenebilir enerji kaynakları alanındaki mühendislikler, her alanda tasarım mühendisliği ve telekom sektöründe ileri teknoloji alanında çalışan teknik pozisyonlar olacak. Pek çok ihtiyaç internet üzerinden karşılanacağı için İK’dan günlük perakende taleplere dek bu konuda görev alacak birçok kişiye ihtiyaç duyulacak.
Okan TÜTÜNCÜ / Secretcv.com Genel Müdürü
“Şirketler Y jenerasyonuna odaklanacak”
2011’de çağdaş İK uygulamalarının Y jenerasyonu için uyarlanması gerekiyor. Bazı şirketlerde Y jenerasyonunun (1980-1999 doğumlular) oranı yüzde 60’lara varmış durumda. Y jenerasyonunun beklentileri, ihtiyaçları, motivasyonu X jenerasyonundan (1965-1979) çok farklı. X jenerasyonu için bir şirkete girmek, bağlı olmak, uzun dönem çalışmak, sadakat, aidiyet, takdir edilmek, verileni en iyi şekilde yapmak çok kritik ve önemli. Y jenerasyonu ise daha esnek olmak, yaptığı işten keyif almak istiyor ve maddiyata daha çok önem veriyor. Bu yıl X jenerasyonuna göre oluşturulmuş tüm İK yaklaşımları değişime uğrayacak ve çalışan memnuniyeti, kurumsal fayda dengesi gözetilecek.
İK’nın önemi artacak
TÜİK tarafından düzenlenen 19. İstatistik Araştırma Sempozyumu’nda sunulan bildiriye göre nüfus, azalan bir artış hızıyla 2023’te 81-83 milyon arasında bir değere ulaşacak. Ülke nüfusunun yaklaşık 5’te 1’inin yaşadığı İstanbul, 2023’te 15 milyonu aşacak. Başkent Ankara’nın nüfusu 5,5 milyona, İzmir’in 4,5 milyona, Bursa’nın 3,4 milyona ulaşacak. Yani Batı’ya göç devam edecek ve buna paralel olarak Türkiye pazarı gelişecek. Dolayısıyla İK departmanlarının önemi ve misyonu artarak devam edecek. Yine TÜSİAD tarafından ele alınan bir raporda 2020 yılında 15-64 yaş arası grubun nüfusun yüzde 68’ini oluşturacağı öngörülüyor. İK uzmanlarına göre bu da 2020’den sonra yaklaşık 20 yıllık bir zaman diliminde çalışacak ve ekonomiye katkı sağlayacak nüfusun artacağını gösteriyor. Bu noktada İK yöneticilerinin bu nüfusu iyi anlaması, iyi değerlendirmesi ve iyi yönlendirmesi gerekiyor.
“Moleküler biyoloji” ilk sırada
İK portalı Secretcv.com, 13 bin 460 kişinin katılımıyla bir anket düzenledi. Ankete katılan kişilerin yüzde 32’si geleceğin en gözde mesleği olarak “moleküler biyoloji”yi gösterdi. Yüzde 20’si ise “pazarlama uzmanlığı”nı ikinci sıraya yerleştirirken “yazılım mühendisliği” yüzde 16 oranıyla üçüncü sırada yer aldı. Bu meslekleri sırasıyla, psikoloji (yüzde 14), İK uzmanlığı (yüzde 11) ve uzay mühendisliği (yüzde 7) izledi.
Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü’ye göre bu meslekler arasına, internet gazeteciliği ve enformatik uzmanlığını da eklemek gerekiyor. Yine 2023 yılı için Türkiye’de yaşlı nüfusun yüzde 10 civarında olacağı beklentisine işaret eden Tütüncü, “Bu da nüfusun yaşlanmaya başladığını gösteriyor. Yaşlı nüfus arttığı için yaşlılara yönelik sağlık, bakım ve turizm gibi sektörlerin gelişeceğini söylemek mümkün” diyor.
Yeni dönemin gözde meslekleri
* Çevre mühendisliği
* Yenilenebilir enerji danışmanlığı
* Çevre hukuku uzmanlığı
* Organik tarım danışmanlığı
* Organik kozmetik danışmanlığı
* Şehir ve çevre planlama uzmanlığı
* Atık su ve atık yönetimi uzmanlığı
* Endüstriyel tasarımcılık
* Endüstriyel psikolog
* Genetik mühendisliği
* Biyoteknoloji uzmanlığı
* Gıda mühendisliği
* Moleküler biyoloji uzmanlığı
* Pazarlama uzmanlığı
* Yazılım mühendisliği
* İK uzmanlığı
* Uzay mühendisliği
* İnternet gazeteciliği
* Enformatik uzmanlığı
* Sosyal medya uzmanlığı
* Bilişim hukuku uzmanlığı

2019’de en çok eleman alacak sektörler

* İnşaat
* Enerji
* Hızlı tüketim
* Bilişim
* Mağazacılık
* Tekstil
* Sağlık

14 Kasım 2017 Salı

KOLAY PARA KAZANMA YOLLARI

2018 yılı ile birlikte hem evden, hem dükkan açarak hemde internetten kolay para kazanma yolları var. Bu iş fikirleri sürekli değişiyor ancak bazıları uzun yıllardır kar marjını korumasıyla ön plana çıkmaya devam ediyor.
Temelde “kolay para kazanma” diye bir şey yoktur ancak aklınızı, bilginizi ve yeteneklerinizi kullanarak diğer işlerden daha kolay, basit ve hızlı para kazanabilirsiniz. Ancak bu tür kılavuzlara göz atarak bu kılavuzun yeni ve trend işleri kapsayıp kapsamadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Zira, bu tür kolay para kazanma yolları her ay hatta hafta bile değişiklik gösterebilir. Bu kılavuzumuz büyük ölçüde 2018 yılı için hazırlanmıştır ve yeni yıl ile birlikte daha fazla değerlenecektir.

SOSYAL MEDYA FENOMENLİĞİ

Sosyal medyada her geçen gün büyüyor, sektör sürekli yeni trendler ile yoluna devam ediyor. Örneğin şuanda en popüler olan platform Instagram ve burada 100 bin takipçiye bile ulaşmayı başaran fenomenler ciddi manada reklam ile para kazanabiliyor. Instagram gibi bir platformda fenomen olmak ise çok zor değil, bu tür bir takipçi kitlesine ulaşmak için güzel ve ilginç bir fikre sahip olmanız yeterli. Sosyal medya fenomenlerinin aldığı reklam pastası gün geçtikçe büyüyor, özellikle özgüveniniz yüksekse eğer bu yolla evinizden oturup fotoğraf çekerek kolay yoldan para kazanabilirsiniz.

ŞARKI ve ŞİİR YAZMAK

Edebi yönden kendinize güveniyorsanız eğer kolay yoldan para kazanmanızın en iyi yolu Şarkı ve Şiir yazmaktır. Temelde kaliteli ve dikkat çekici şiir veya şarkı yazmak kolay değildir ama ayın 30 saati masabaşında çalışmaktan daha kolay olduğu bir gerçek. Şarkı ve şiir yazarak para kazanmak istiyorsanız eğer her şeyden önce kendinizi kanıtlamanız gerekecektir. Bir sosyal medya hesabı açarak ilk etapta şarkı ve şiirlerinizi buradan paylaşabilirsiniz. Eğer dikkat çekici eserler ortaya çıkartabilirseniz eğer bu yolla harika paralar kazanabilirsiniz.

KAHVALTI EVİ AÇMAK

Son yılların en trend kolay yoldan para kazanma yöntemlerinden biri Kahvaltı Evi Açmaktır. Bu konuda çok ciddi bir bilgi ve deneyime de ihtiyacınız yok. Muhtemelen şehrinizde bu konuda bazı girişimciler bulunuyordur ve halihazırda kahvaltı evlerinden harika para kazananlar var. Bu konudaki müşteriler pek aynı mekana bağlı kalmazlar, kahvaltı gibi bir öğünü dışarıda yapan insanlar genellikle bu konuda farklı mekanlara açıktır. Eğer çok şık tasarımlı bir mekan ortaya koyabilirseniz, ortalama olarak 2 TL’e mal olan bir kahvaltıyı 50 TL’e satarak en kolay yoldan para kazanma şansına sahip olabilirsiniz.

ARABAYA REKLAM ALMAK

Reklam sektörü her geçen gün daha fazla hacme sahip olmaya başlıyor. Bu hacim nedeniyle farklı reklam fikirleri de bir bir ortaya çıkıyor. Son 2-3 yıldır Türkiye’de de artan bir fikir olan arabaya reklam trendinde de artış var. Arabaya reklam almak için şehrinizdeki büyük reklam ajanslarına uğramanız gerekiyor. Burada arabanıza giydirmeyi şirket yapıyor ve size aylık 300 ila bin lira arasında ödeme yapıyor.

OYUNCAK ÜRETİN

Oyuncak sektöründe seri üretim mallarının yanısıra el yapımı ahşap, plastik ve dokuma ürünlerine de büyük ilgi var. Özellikle çocuklar için daha sağlıklı olduğu sıklıkla belirtilen bu oyuncaklar ciddi manada YOK SATIYOR. Maliyeti 2-3 TL olan bu oyuncakları aksesuarcılarda, pazar tezgahlarında, oyuncakçılarda 20 – 30 TL’e satabilirsiniz. Bu tür oyuncakları üretebilmek için Youtube videolarına göz atabilirsiniz. El yapımı oyuncakları üretmek için basit bir tuhafiyeci ve marangozda bütün ürünleri bulabilirsiniz.

ODA KİRALAMA

Büyük bir eviniz var ve evinizin 2-3 odası boşsa eğer oda kiralayarak kolay yoldan hızlıca nakit para kazanabilirsiniz. Oda kiralama hizmetini genellikle şehrinizdeki okul veya üniversitelerde okuyan öğrencilere verebilirsiniz. Her odanın kapısına bir anahtar takarak hemen oda kiralama ile para kazanmanız mümkün. Oda kiralamak için kiracıları ise üniversitelerdeki Duyuru Panolarına yapıştıracağınız bir A4 kağıdı ile bulmanız mümkün.

DİL ÖĞRENMEK

Açık ve net bir şekilde belirtmek gerekiyor ki yeni bir dil öğrenmek size oturduğunuz yerden para kazandırır. Dil öğrenmek ise eskisi kadar uzun zaman ve zahmet gerektiren bir şey değil. Dil öğrenmek artık eskiye nazaran çok daha basit bir şekilde telefondan bile öğrenilebiliyor. Dil öğrenmenizi para kazanmak dışında da kendinizi geliştirmek için mutlaka öneriyoruz.

ORGANİZATÖR

Bir organizatör olmak için ciddi bir eğitim sürecine ihtiyaç duymuyorsunuz, eğer iyi bir deneyim sahibiyseniz eğer hemen küçük bir ofis açarak organizatör olabilirsiniz. Özellikle son yıllarda Türkiye’de düğün ve nişanlar kesinlikle bir organizatör tarafından destek alınarak yapılıyor. Parti, düğün, nişan, konferans ve konser gibi etkinliklerde para kazanabileceğiniz bu iş için sermaye ihtiyacınız da yok. Sadece iyi bir pazarlık yapmanız ve insanlarla iyi bir iletişim kurabilmeniz dışında herhangi bir şeye ihtiyacınız yok. Organizatörler kısa sürede ciddi gelirler elde etme fırsatına sahip oluyor, çünkü her iş size ciddi referanslar sağlıyor.

ORGANİK ÜRÜN YETİŞTİRMEK

Organik ürün yetiştirmek için sadece her yerde bulabileceğiniz fidanlara ve gübreye ihtiyacınız var. Bu malzemeleri bahçenize yada kiraladığınız küçük bir araziye ekerek organik ürün yetiştirebilirsiniz. Son yıllarda özellikle Ege ve Akdeniz’de milyonlarca kişi tarafından yapılan bu iş ile kolay yoldan para kazanmanız mümkün. Organik ürün yetiştiriciliği yapmak için ek bilgileri ise çok basit rehberlerde bulabiliyorsunuz. Özellikle bu konuda mantarları kesinlikle öneriyoruz.

FOTOĞRAFÇILIK

İnternette birbirinin ardına yeni Stock fotoğraf sitesi kurulmaya başlandı. Artık çektiğiniz fotoğrafları direkt olarak bu siteler aracılığıyla satışa sunabiliyorsunuz. Fotoğrafçı olmak için de ciddi bir beceriye ihtiyacınız olabilir ancak bu konuda kendinizi 1-2 yıl içerisinde ciddi anlamda geliştirebilirsiniz. Eğer dikkat çekici fotoğraflara sahipseniz bu stock sitelerinden aylık 2-3 bin dolar para kazanmanız bile mümkün.
Kolay yoldan para kazanmak istiyorsanız eğer >PARA KAZANANDIRAN HOBİLER adlı rehberimize de mutlaka göz atmalısınız…

YATIRIM YAPMAK

Kolay para kazanma yolları arasında aslında en zahmetsiz yollardan biri yatırım yapmaktır. Yatırım araçları için düzenli olarak ciddi bir çaba göstermeniz gerekmiyor. Özellikle birçok yatırım aracı belirlenen süre içerisinde ne kadar gelir elde edebileceğinizi bile göstermesi açısından dünyada ek iş arayanlar için sıklıkla kullanılan bir yöntem.
Karlı iş fikirleri platformu olarak yatırım yapmak isteyenlere 11 farklı yol önerimiz var. Bu fikirlere göz atmak için Yatırım Yapmak İstiyorum rehberine göz atabilirsiniz.

YOUTUBERLİK

Kendinize güveniyor ve insanların izleyebileceği videolar hazırlayabileceğinizi düşünüyorsanız eğer bundan çok yüksek miktarlarda bile para kazanabilirsiniz. Bugün Türkiye’de bile binlerce kişi tarafından yalnızca Youtube kullanılarak kolay yoldan para kazanılmaktadır.
Google’ye ait olan Youtube platformuna kayıt olduktan sonra çektiğiniz videoları yükleyerek bu videoların izlenmesinden para kazanabilirsiniz. Youtube’de videolar için reklam hizmet veriliyor bu reklamlar aracılığıyla aylık düzenli ödeme alırsınız. Ancak yüksek miktarlarda kazançlar için elbette farklı ve dikkat çekici videolar hazırlamanız gerekecek. Konu hakkında ek bilgiler için Youtube’den para kazanmak adlı bağlantıya tıklayabilirsiniz.

DANIŞMANLIK

Son yıllarda çok farklı dallarda danışmanlık hizmetleri verilmeye başlandı. Ancak henüz Türkiye’de danışmanlık hizmeti veren şirket sayısı çok düşük. Yönetim Danışmanlığı Derneği verilerine göre, ülkemizde 200’ü aşkın danışman şirketi tek bulunuyor. Bu şirketlerin birçoğu da yurt dışı kaynaklı şirketler.
Bu kadar yüksek bir pazar olmasına rağmen bu kadar az şirketin bulunduğu nadide sektörler arasında yer alıyor. Danışmanlık şirketi kurmak için de ciddi bir sermayeye ihtiyaç yok. Bugün birçok danışman şirketi yalnızca 3-4 personel ve bir ofis kurularak açılabiliyor.

KOMİSYONCULUK

Kolay para kazanma yolları arasında en çok önerdiğimiz işler arasında komisyonculuk faaliyetleri yer alıyor. Eğer özellikle insanlarla iletişiminiz yüksek ise, ticaretten hoşlanıyorsanız komisyonculuk tam size göre olabilir.
Komisyonculuk faaliyetleri çok kapsamlıdır, özellikle toptancılar, meyve ve sebze halindeki komisyoncular tarafından bu iş uzun süredir yapılıyor. Eğer bir malı ucuza alabilme kapasiteniz varsa mutlaka komisyonculuk faaliyetlerine yoğunlaşmanız faydalı olabilir. Komisyonculuk için ise ortalama bir sermayeye ihtiyacınız var.

BAYİLİK ALMAK

Ne iş kuracağınızı bilmiyorsanız bu konumda en çok önerdiğimiz konu bayilik fikirlerine göz atmaktır. Halihazırda Türkiye’de birçok iş yapan marka bulunuyor. Bu markalardan birçoğu da bayilik veren firmalar arasında yer alıyor. Mevcut şartlarda iş yapmayı başaran bir markanın, başka bölgelerde de iş yapma potansiyeli kağıt üzerinde mümkün. Bu potansiyeli kullanabilmek ve o markanın bulunduğunuz bölgede iş yapıp yapamayacağını da incelemek için girişimcilik özelliklerinizi kullanın.

Özellikle bulunduğunuz bölgede “o sektör” için rekabet şartları düşükse bu iş fikri mutlaka değerlendirilmelidir. Günümüzde her gün çok farklı dallarda firmalar bayilik vermektedir. Özellikle sektöre yeni giren firmalara mutlaka göz atın, bu tür firmalarda şartlar çok daha kolaydır.

TAVUK ÇİFTLİĞİ

Türkiye’nin iklim şartları tavuk çiftliğine mümkün olabilecek en iyi düzeyde uyum sağlamaktadır. Türkiye’de yaşıyorsanız tavuk çiftlikleri ile ciddi paralar kazanabilirsiniz. Halihazırda ülkemizde Doğu Anadolu bölgesi haricindeki hemen hemen her şehirde onlarca tavuk çiftlikleri bulunuyor ve sektör halen yeni oyunculara da kucak açmaya hazır.
Tavuk çiftliği kurmak artık birkaç şirket aracılığı ile anahtar teslim hizmeti olarak bile alınabiliyor. Eğer 100 bin lira civarında bir sermayeye sahipseniz, tavuk çiftliği işini mutlaka değerlendirmelisiniz. Tavuk çiftlikleri dışarıdan çok zahmetli bir iş olarak görülse bile ilk 2-3 ayın sonrasında işler tamamen düzene girmekte ve ek çaba gerektirmemektedir.

İÇ GİYİM SEKTÖRÜ

İç giyim sektörü Türkiye’de ve Avrupa’nın büyük kısmında en karlı giyim sektörleri arasında yer alıyor. Ortalama olarak yüzde 200’ü aşkın bir kar marjı bıraktıran iç giyim sektöründe ister üretici ister toptancı ister perakende satıcı konumunda bulunun, her türlü yüksek kar marjı elde etme şansınız var.
İç giyim sektöründe satışlar Türkiye’de son 7 yılda ise tam tamına 2,6 kat büyüme sağladı. Bu karlı sektöre giren birçok yatırımcı bugün onlarca farklı bölgede yer almaya başladı. Anadolu’da yalnızca birkaç ilçede faaliyet gösteren birkaç iç giyim markası bile bugün şehirlerinin en çok vergi veren şirketleri arasına girmeye başladı.

ÇİN’DEN İTHALAT YAPMAK

Türkiye’de birçok ticaret şirketi tarafından ithalat önemli bir para kazanma yolu. Özellikle Çin’den mal getiren şirketler ciddi kar marjları sağlıyor. Kolaylıkla para kazanılan yollardan biri olan Çin’den ithalat yapmak, bireysel olarak da yapılabilen bir iş yolu.
Çin’de birçok alışveriş sitesi bulunuyor, bu alışveriş sitelerinde her gün birçok ürün kampanyalı olarak piyasa fiyatının çok altında satışa sunuluyor. Bireysel olarak da bu ürünleri Türkiye’ye getirerek orta düzeyde bir gelir sağlayan birçok girişimci bulunuyor.

18 Temmuz 2017 Salı

İşletme Nasıl Dönüşüm nasıl olacak?


Günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevcut işletme nasıl dönüştürülebilir? Müşterilerin problemlerini çözmek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere hangi ürün ve hizmetlerin sunumu yapılabilir? Müşteriye yakın olmak başarılırken aynı zamanda bu çağın gereği olan çeviklik nasıl sağlanacak? Bilişim ve iletişim teknolojileri müşterilere ürünle ilgili teknik özellikler, fiyat ve stok bilgisine erişmede önemli güç sağladı. Dolayısıyla pazarda müşterinin baskın rolü (tercihleri, talepleri ve beklentileri) giderek belirginleşti. Bu durum işletmelerin özellikle dijital teknolojilerden yararlanan yeni iş modelleri arayışlarına yol açtı. İşletmeler rekabetçi kalabilmek için bir yandan dönüşümü hedeflerken diğer yandan müşteriyi merkeze alan iş modellerine ve iş yapma biçimlerine yönelmek zorundalar. Pazara ve ürüne “hemen, burada ve daha iyi” şeklinde yaklaşan müşteriyi tatmin etmek için çeviklik ve inovasyon kaçınılmaz biçimde işletmenin özellikleri olmak durumunda.
Ürün reçetesini oluşturan hammadde, malzeme, enerji, işçilik vb. gibi unsurların maliyetleri düzenli olarak yükseliyor. Bunun yanında küresel hale gelen rekabet nedeniyle kâr oranlarında da düşüş eğilimi neredeyse tüm sektörlerde devam ediyor. 20’nci yüzyılın son çeyreğinde maliyetleri düşürebilmek için yalın üretim yöntem, teknik araçlarından yoğun biçimde yararlanıldı. Atığın azalmasında ve verimliliğin artışında önemli katkıları olan yalın üretim metodolojisi ile verimlilik ve kaynak etkinliğinde daha ileri adımlar atmak mümkün görünmüyor. Günümüzde yalın üretim felsefesi hâlâ geçerli olmakla birlikte daha ileri iyileştirmeler ve yüksek katma değerli gelecek için ek katkılar sunması beklenemez.
Mevcut durumda işletmelerin pek çoğu geleneksel makinelerinin otomasyon ve standardizasyon sınırlılıklarıyla boğuşuyor. Buna iş gücünün çağın gereklerine uygun niteliklere sahip olmaması da eklenince bu işletmeler pazarın meydan okumasıyla karşı karşıya kalıyorlar. İşletmelerde günlük operasyonlar ve bakım-onarım gerekleri kullanılabilir zamanın ve bütçenin neredeyse tamamını alırken, pazarın yeni ihtiyaçlarını karşılayacak iyileştirmelere ve inovasyona kaynak kalmıyor. Hâlbuki rekabetin her an sertleştiği pazarda kalıcı ve sürdürülebilir olmak ve büyümeyi imkân yaratmak için işletmelerin inovasyon yeteneklerini geliştirmeye, pazardaki ihtiyaçlara yönelik çözümler için ar-ge, ür-ge ve inovasyon işlerine kaynak ayırmaya ihtiyaçları var. Yeni çağın meydan okuyan şartları açıktır: “Ya inovasyon ya hiç!” Bu noktada –doğru yol haritasına sahip oldukları takdirde akıllı ve bağlantılı üretim teknolojileri işletmelere katma değerli olmak için yeni fırsatlar sunuyor.
Geleneksel işletmede değer yaratma fonksiyonu, büyük oranda iş süreçlerinin yönetimi üzerine odaklıdır. Bir başka deyişle; değer yaratmanın odağı işletmenin içindedir. Günümüzde ise müşteri ve tüketici –ki bu ikisi bazı sektör ve ürünlerde farklı olabiliyor– ile etkileşim çok daha önemli hale geliyor. Gene bir başka söyleyişle; değer yaratmanın odağı artık işletmenin dışında –müşterilerin yer aldığı ekosistemde– oluşuyor. Artık süreç iyileştirme ve geliştirme ile diğer iş uygulamaları öncelikle müşteri ile iletişim ve ilişki üzerine kuruluyor.
Yeni pazar ve teknoloji şartlarında pazardaki müşteri taleplerinin karşılanmasına ve pazara yenilikçi ürün-hizmet sunumlarının yapılmasına yönelik konulardan birisi bilişim – iletişim teknolojileri (BİT) ile ilgilidir. Bu konuyu iki farklı işletme fonksiyonu ile ilişkilendirerek ele alabiliriz. Birincisi; inovasyona ve ürün geliştirmeye yönelik olarak BİT’ten yararlanmadır. İkincisi ise imalat sürecinde BİT kullanımıdır. Yeni sınai çağ şartlarında bilişim ve iletişim uygulamaları önceki dönemlere oranla çok fazla oranda ar-ge, ür-ge, inovasyon ve imalat süreçlerine eklemlenmiş haldedir. Bu iki konunun yerine getirilmesi, anılan bu fonksiyon ve süreçleri –sonuçta işletmenin tamamını– akıllı hale dönüştürür. Söz konusu dönüşüm, günümüzün iş dünyası için vazgeçilemez gereğidir.
Endüstri 4.0 çatısı altındaki teknolojilerle ilgili ekosistemi incelediğimizde dikkatimizi çeken noktalardan birisi bu konudaki literatür ve pazarlama iletişiminin içeriğidir. Bulunabilecek kaynaklar çoğu zaman konuya akademik açıdan yaklaşan teknik yazılar veya küresel teknoloji şirketlerinin ürün ve hizmet satmaya yönelik tanıtım dokümanları oluyor. Henüz bir işletmenin geleneksel konumda çağa uygun yenilikçi bir duruma nasıl dönüşeceği ile ilgili yol haritalarına, stratejik öngörülere veya uygulama planı örneklerine rastlamak mümkün olmuyor. Yöneticiler ve proje liderleri nasıl dönüşecekleri konusunda merak ve ilgi içinde olmalarına rağmen dönüşümün planlanması açısında yalnız kaldıkları duygusu içindeler. Yüksek yatırımın başarısız olabileceği düşüncesi ile belirsizlikler nedeniyle önünü görememe duygusu yenilikçi dönüşümün önünde duran engellerden ikisidir.
Akıllı işletmeye dönüşümü sağlayacak olan stratejik yol haritası nedir ve nasıl olmalıdır? Mevcut durumda büyüklü küçüklü pek çok sanayi işletmesi geleneksel imalat donanımı ile çalışıyor. Bunlar genelde bu çağın teknolojik düzeyine oranla daha düşük otomasyon özelliklerine sahip ve bir kısmı işletme içinde uygulamalarla farklılaştırılmış makine parklarıdır. Bunlar arasında bir sistem bütünlüğü içinde bir ağ yapısı altında etkileşimli olarak çalıştığı örnekler bulma ihtimali düşüktür. Geleneksel biçimde yapılanmış bir işletmenin mevcut bilişim-iletişim altyapısını –makine parkını da akıllı ve bağlantılı hale getirerek– kısa sürede değiştirmek yüksek yatırım maliyeti ve zaman başta olmak üzere pek çok nedenden dolayı mümkün olmaz. Ayrıca kısa zamanda yapılmaya çalışılan bir yeni dijital dönüşüm girişimi de içinde pek çok risk barındıracaktır.
Bir diğer önemli nokta işletmedeki (fabrikadaki) iş süreçlerinin yapıları ve birbirleri ile olan etkileşimiyle ilgilidir. Yeni durumda makineler ve süreçler bir sistem bütünlüğü içinde düzgün bir iş ve dijital enformasyon akışı sağlayacak biçimde, kesintisiz işbirliği içinde çalışabilmelidir. Ayrıca yeni yapılanma makinelerin ve süreçlerin ihtiyaç durumunda birbirlerini yedeklemeleri gibi seçenekleri de içermelidir. Böylece dijital işletmeden elde edilecek performans çok daha yüksek olacaktır. Bu türden bir yapılanma ihtiyacının oluşması bir yandan pazarın hızlı değişen isteklerine çevik cevaplar verebilmek diğer yandan kesintisizliği sağlamak üzere arızaları öngören kestirimci bakım imkânları yaratmakla ilgilidir.
Yapısal dönüşüm konusunda çeşitli senaryolar söz konusu olabilir. Muhtemelen işletmede olağan çalışma şartları sürdürülürken aynı zamanda değişimin yürütülmesi tercih edilen seçenek olacaktır. Böyle bir durumda Akıllı İşletme’nin oluşturulmasına nereden ve ne şekilde başlanacağı önemli bir soru haline gelir. Bir dönüşüm vizyonu ve ilgili stratejiler gerekecektir. Bunlar işletmenin mevcut ve beklenen becerileri, uzmanlıkları ve kaynakları ile doğru biçimde eşlenmek zorundadır.

Ne Yapmalı?

Endüstri 4.0’a dönüşümün önündeki engellerden birisi bu çatı altındaki teknolojilerin işletme yöneticileri tarafından yeterli ölçüde bilinmemesinden ve dönüşümün kendisinin karmaşık ve zorlayıcı olarak algılanmasından kaynaklanıyor. Teknolojiler ve yol haritası konusundaki bilgi yetersizliği yatırım için gerekli bütçe ihtiyacı ile birleştirildiğinde Endüstri 4.0 dönüşümü konusundaki isteksizlik ve tereddüt artıyor. Girişimciler ve yöneticiler büyük çaba ve yatırımlarla geliştirdikleri işletmeyi değişim adına risk etmekten çekiniyorlar. Buna karşılık rakiplerin rekabetçi üstünlüklerini biteviye geliştirmeleri ve pazar-müşteri şartlarının ürün-hizmet, hız, çeşitlilik ve yenilik olarak evrimleşmesi işletmeleri yapısal dönüşüme zorunlu kılıyor. Yeni teknolojik imkânlar ümitsizliği, tedirginliği ve korkuları aşarak nasıl değerlendirilecek?

Endüstri 4.0’ın dayanakları olan teknolojilerin kullanımı ile yaratılan Akıllı Fabrika’da inovasyon, operasyonel mükemmeliyet ve müşteri sadakati hedeflerini gerçekleştirmek üzere çeşitli çözümler uygulanabilir. Hangi çözüm tercih edilirse edilsin bir yol haritası gerekecektir. Yol haritasının hazırlanmasında tesis zekâsı, dijital entegrasyon, enformasyon ve operasyonlar teknolojilerinin eşlenmesi, kullanıcı merkezlilik ve toplu işlemler yönetimi gibi temalardan yararlanılır. Bir işletmenin nereden ve nasıl başlayacağı ekosistem içindeki konumu, mevcut beceri ve yetenekleri, dönüşüm istekliliği ve değişimi gerçekleştirme deneyimine bağlıdır.
Tesis zekâsının altyapısını akıllı ve bağlantılı nesneler (sistemler, cihazlar vb.) oluşturur. Böylece işletmenin her noktasından veri toplamak, bunları işlemek ve depolamak mümkün olur. Bu verilerin gerçek zamanlı analizi ve işlenmesi geleceğe ilişkin öngörüler geliştirilir, “… olursa ne olur” tipinde senaryo modelleri yaratmak ve simülasyonlar oluşturmak imkânı elde edilir. Sonuçta daha yüksek yönetim performansına erişilebilir.
Dikey ve yatay olabilen dijital entegrasyon; yönetim, mühendislik ve imalat fonksiyonlarının bilişim-iletişim platformunda bütünleştirilmesini sağlar. Dikey entegrasyon, işletme içindeki tüm fonksiyon ve birimler arası verimli etkileşimi sağlar. Böylece işletmenin bir bütün olarak hareket kabiliyeti artar. Yatay entegrasyon ise işletmeyi ekosistemdeki dış paydaşlarla ilişkilendirir. Böylece işletmenin gerçek zamanlı olarak başka kaynaklara erişmesi daha yüksek ihtimalli hale dönüşür. Yatay entegrasyon sayesinde işletme açısından dışarıdaki fırsatların içerideki kabiliyetlerle değerlendirilmesi için yeni imkânlar yaratılır.
Akıllı fabrika organizasyonu, enformasyon ve operasyonlar teknolojileri arasındaki doğru eşleşmeyi başarmak zorundadır. Başarılı inovasyon ve üretim için işletmenin dijital stratejileri ile operasyonel teknoloji uzmanlıkları birbirine uyumlu hale getirilmelidir.
İşletmenin dönüşümü sadece teknolojinin değişiminden ibaret değildir. İşletmede teknolojik donanımla ilgili görev yapan çeşitli kullanıcılar ve yararlanıcılar var. Bunların ihtiyaçlarını doğru anlamak işletmenin insan kaynağının verimliliğini artırır. Dolayısıyla akıllı fabrikaya dönüşürken uygulanacak çözümlerin insan kaynağının ihtiyaçları dikkate alınarak yapılması gerekir.
Toplu işlemler yönetimi; firmanın (şirketin) farklı tesislerinin ve imalat bölümlerinin gerçek zamanlı, koordineli çalışmasını sağlamayı hedefler. Bu sayede tesisler arasında ürün veya süreç değişimi yüksek esneklik ve minimum kayıp ile gerçekleştirilir.
İşletmenin yukarıda özetlenenlerden yararlanarak yapısal dönüşümü başarması için öncelikle stratejilerini tanımlaması gerekir. Ardından bunlara bağlı olarak bir yol haritası hazırlanmalı ve iş-zaman planlaması yapılmalıdır. Her iş adımının işletmede içinde yapıldığı zamanlar geçmişte kaldı. Bu nedenle teknolojik dönüşüm yoluna çıkarken hangi kaynakların ve uzmanlıkların işletme içinde kalacağı, hangi yeni yatırımların yapılacağı ve hangi hizmetlerin dışarıdan alınacağı ile ilgili bir yaklaşım geliştirilmesi gerekir. Mevcut durumun ve iş akışının ayrıntılı biçimde incelenmesi, yapısal dönüşümün kurgulanmasında önemli ipuçları sağlar. Hangi uzmanlık, beceri ve kaynakların zaman ve emek olarak ne şekilde kullanıldığı incelenmelidir. Başta bilişim-iletişim alanı olmak üzere pek çok konuda verimsiz ve kullanım zorluğu olan uygulama ve araçların kullanımı ile ‘şaşırarak’ karşılaşılabilir. Bunların ne şekilde yenilenmesi dönüşümün bilinmeyen bazı yönlerinin aydınlatılmasına yol açar.
Dönüşüm süreci ile ilgili birkaç öneri şunlar olabilir: Kaynakları yapısal dönüşüme yönlendirmek, ama bu arada mevcut iş akışını sürdürmek için dönüşüm döneminde bazı işler için dış kaynak (outsourcing) kullanılabilir. İşletmede dönüşüm uzmanlığı ve deneyimi yoksa dışarıdan eğitim, danışmanlık ve değişim yönetimi desteği alınabilir. Mevcut sistem, makine, tezgâh ve araçların yeni sisteme uygun hale getirilmesi için iyileştirme ve geliştirme projeleri yapılabilir.

Kişisel Gelişime İnovasyon Bakışı

BİR

Yenilik üretmenin tekniklerinden birisi, ilgisiz gibi görünen yaşamsal alan ve konular arasında yeni ilişkiler ve eklemlemeler kurabilmektir. İki farklı unsuru birbiri içine geçirerek (birlikte yoğurarak) farklı ve çoklu tatminler sağlayan çözüm ve yaklaşımlar üretilebilir. Kolayca kavranması için günlük yaşamdan bir örnek vereyim. Örneğin çaydanlık ile kahvaltıda çay veya kahve içmek için su ısıtıyorsunuz. Diğer yandan ekmek kızartıcı için de ısı üretiyorsunuz. Bu iki cihazın özelliklerini birleştirerek ve ısıdan (dolayısıyla elektrik enerjisinden ve kullanım mekânından) tasarruf edecek yeni bir ekmek kızartabilen çaydanlık geliştirebilirsiniz. Böylece iki farklı kullanımı eklemleyerek yenilik yaratmış (inovasyon yapmış) olursunuz. Buna benzer inovasyon örneklerini günlük yaşamımızda sıklıkla görmeye başladık.


Kişisel Gelişim ve İnovasyon

Kişisel gelişim 20’nci yüzyılın son yarısından bu yana giderek daha fazla ilgi gören bir konu oldu. Bu alan insanların kendilerini bedensel olarak geliştirmelerinden düşünsel ve duygusal olarak daha iyi hissetmeleri sağlayacak faaliyetlere kadar çok zengin bir çeşitlilik gösteriyor. Hemen her kültüre ait deneyimler ve ritüeller yeni çağın bilgi birikimi ile birlikte kişisel gelişim olarak servis ediliyor. Bunlardan bazıları geçmişin ritüellerini tekrar etmeye çalışırken, kimileri tıp temelli daha bilimsel görünümlü yaklaşımları deniyor.

Kişisel Gelişime İnovasyon Bakışı
Yenilik, yenilikçilik ya da yenileşim olarak Türkçeleştirdiğimiz inovasyon kavramı, basit olarak “kazandıran yenilik” olarak yorumlanıyor. Ekonomik bir işletmede inovasyonu kazanç ve kâr üzerinden değerlendiriyoruz. Sivil toplum alanında ise yaşam çevresine daha kaliteli ve yaygın hizmet vermenin iyileştirilmesi olarak bakabiliriz. Acaba doğrudan bireyi hedef alan kişisel gelişim açısından inovasyon ne anlama gelir? Kişisel gelişim olgusunu inovasyon bakış açısından nasıl değerlendirebiliriz?


İnovasyon Faktörleri

Bir cismi hareket ettirmeniz için ona dolaylı veya dolaysız bir kuvvet uygulamanız (veya bir kuvvetin etkisi altında kalmasını sağlamanız) gerekir. İnovasyon için bu ‘kuvvet’ seçeneklerinden birisi tutkudur. Eğer kişi bireysel değişim ve gelişim konusunda (yaşamsal alanlardan herhangi birinde) kendisini tutkulu hissediyorsa, daha ‘gelişmiş’ olabilmek için bir ‘kuvvetin’ etkisini oluşturmuş demektir. Kişisel gelişim alanı yurt dışında çalışmak veya dünya seyahatine çıkmak için bir dil öğrenmek olabileceği gibi bir spor dalında kendini geliştirmek veya fiziksel olarak sağlıklı bir bedene sahip olmak da olabilir. Ama ‘işin’ peşinden gitmeyi sürekli hale getirecek bir tutkunun varlığı gerekli görünüyor.

Kişisel Gelişime İnovasyon Bakışı
Türkçede zor durumun içinden çıkılması gereken son anını anlatmak üzere kullandığımız “yumurta kapıya dayanınca” şeklinde bir deyim var. Bu deyim, artık daha fazla kaçınılması mümkün olmayan bir durumu temsil eder. Pek çok insan böyle durumlarda kendisinin çok yaratıcı, yenilikçi ve hızlı çözümler üretebildiğini iddia eder. İşi son dakikaya bırakma tembelliğini (ya da kötü alışkanlığını) bir yana bırakırsak; kaçınılmazlık olarak ifade edebileceğimiz durum, tutku gibi önemli inovasyon faktörlerinden birisidir. İnovasyonun mevcut durumun artık daha fazla devam edemediği ve kaçınılmaz olarak yeni bir ‘şeyler’ bulup çıkarmanın gerektiği hallerde gündeme geldiğini örnekleyebiliriz. Muhtemelen kişisel gelişimi motive eden ve başarıya doğru sürdürülebilir kılan başlıca faktörlerden birisi kaçınılmazlık olabilir. Değişim kaçınılmaz olmadığında, çoğu zaman bir eğlence olarak görülüyor ve sürdürülebilir olmuyor. Bu nedenle kişinin kendi gelişiminde ‘yumurtanın kapıya dayandığı’ halleri doğru gözlemleyebilmesi gerekiyor. Keza; kişisel gelişim hizmetleri sunan (danışman, mentor, koç gibi) uzmanların da hizmeti alacak olan kişinin ‘tutku ve kaçınılmazlık’ şartlarını iyi gözlemlemesi ve doğru yorumlaması vazgeçilmezdir.

İKİ

Hiç kimse bireyin yakın ve uzak çevresini oluşturan bir ekosistemde yaşadığını kabul etmeyen bir görüş belirtmez. Biliriz ki; bireyi kuşatan ekosistem onu şekillendirebilecek bazı etkiler yaratır. Değişik yaşam çevrelerinin insanları farklı etkilemesi yanında herkesin daha baştan itibaren geliştirdiği bir kişisel içsellik var. Her birimiz farklıyız; farklı çevrelerde –kaynaklar, kısıtlar ve sınırlar içinde– kendimizi oluşturuyoruz. Farklılık birey olmanın temel özelliklerinden birisi olduğuna göre kişisel gelişim adını verdiğimiz beklenti, plan ve programların da bu farklılık gerçeğini dikkate alması gerekir. İnovasyon, “kazandıran yenilik” olmanın yanında –Gijs Van Wulfen’in((Gijs Van Wulfen, “The Innovation Expedition“, 2013, Türkçesi: Optimist Yayınları, Aralık 2014”)) de belirttiği gibi– “ya bir şeyleri farklı yapmak ya da farklı şeyler yapmaktır.” Gerçekten inovasyonun temel güdülerinden birisi farklılaşmadır. Böylece kişisel gelişim ve inovasyonun ortak ‘farklılık – farklılaşma’ olgusu bir kez daha karşımıza çıkıyor.



Görev Olarak Kişisel Gelişim


“Zafer, her şeyi düzenli yapanı bekler.”
Dünyada her ne kadar ‘eski çağlarda’ yaşamaya devam etmeyi tercih eden kişi ve topluluklar var olsa da, bizi koşuşturmaya zorlayan bir değişim gerçeği var. Adeta değişimin hızı ve çeşitliliği yanında zamanın ruhu ile rekabet etmemiz gerekiyor. Aynı ekonomik ve sosyal pozisyon için yarıştığımız rakiplerin artması da yenileşme ve gelişim konusunda bizi odaklanmış davranmaya itekliyor. Durup dinlenmeye izin vermeyen değişim şartları, –aynen inovasyon konusunda olduğu gibi– kişisel gelişimi adeta başarılması gereken bir görev olarak tanımlıyor. Birey olarak gelişim konusunda ‘iyi performans’ gösteremediğimizde, ekosistemin çarkları arasında ezilme ve yok olma riski artıyor. Anlıyoruz ki; kişisel gelişim, günümüzde sadece bireysel bir tercih değil, bir görev anlayışı içinde ‘sistemin içinde var olmaya’ devam etmenin gereklerinden birisidir.
Dünya daha hızlı ve karmaşık hale geldikçe kendi başımıza bir sorunun veya konunun üstesinden gelme ihtimali de azalıyor. Daha çok ilişkiye, işbirliğine ve ortak çalışmaya ihtiyaç duyuyoruz. Herhangi bir konuda inovasyon yapmak için geçmişin hem bilim insanı hem de filozof olan akıllı bireyleri gibi, ‘işi’ masa başında ya da tek başına ‘yaşamın laboratuarında’ halletmemiz mümkün değil. Yaşadığımız çağ, kişisel gelişim de dâhil olmak üzere bir ‘takım çalışmasını’ gerekli kılıyor. Kişinin gelişimi konusunda hizmet veren –beceri geliştirme merkezleri yanında– çok sayıda danışmanlık, koçluk veya mentorluk kuruluşlarının hızla artmasının altında bu takım çalışması zorlayıcılığı yer alıyor.


Takım Halinde Plan ve Hazırlık

Takım çalışması olarak çerçeveleyebileceğimiz konunun bir diğer boyutu insanın karşılaştırarak öğrenme tarzından oluşuyor. Yaşam alanlarındaki seçenek sayısı arttıkça bireyin tek başına kıyaslama yapma ve karara varma becerileri yetersiz olmaya başlıyor. Başka kişi veya kuruluşlarla yapılan çalışmalarla yardım alan kişi kendisi için bir ilerleme yolu belirlemeye çalışıyor. Günümüzün koşuşturmalı yaşamında daha kısa zaman dilimlerinde daha fazla veriye ulaşmak ve bunlar arasında kıyaslamalar yapabilmek için sayıları ve türleri değişebilen destek takımlarına ihtiyacımız artıyor.

Dünya gerçekten her geçen gün klasik iktisadın anlattığı ‘sonsuz ihtiyaç, sınırlı kaynak’ modeline daha fazla benziyor. Eğer kısıtlı kaynaklarınızla zor bir dünyada yaşıyorsanız, bu durumda (aynen inovasyon konusunda olduğu gibi) yenileşme sağlayabilmek için sağlam bir plana ve doğru hazırlığa daha fazla ihtiyacınız var demektir. Plan ve hazırlık, bireyin kişisel gelişimi konusunda kendi liderliğini geliştirmesi olarak yorumlanabilir. Kalıcı ve sürdürülebilir başarılara yol açacak şans, gerekli planı ve hazırlığı yapmış olanların başına konacaktır. Kutup bölgelerinin keşfinde önemli çalışmalar yapan ve Güney Kutup noktasına ilk erişimi yapan Norveçli kaşif Roald Amundsen (1872-1928) zor yaşam şartlarında başarıyı şöyle tanımlıyor: “Zafer, her şeyi düzenli yapanı bekler.

ÜÇ

Kişisel gelişim konusundaki en ciddi engellerden birisi, bu sürecin yeterince ciddiye alınmamasıdır. Gerekli önem ve ağırlık verilmeden kişisel gelişim yoluna çıkıldığında, yarı yolda pes etmek veya vazgeçmek sık görülen durumlardan birisidir. İnovasyon için gerekli olan kaçınılmazlık, tutku ve görev ahlakı, kişisel gelişim sürecinde de yer almazsa muhtemelen başarı gelmeyecektir.



Odaklanma

Kişisel gelişimde (inovasyonda olduğu gibi) önceden belirlenen hedeflere ulaşmayı ve başarılı olmayı getirecek bir diğer faktör ise odaklanmadır. Şöyle bir örnek vereyim. Bir otomobili (vitesi ve freni boşa alarak) birkaç arkadaşınızın katılımıyla ileri doğru iteklediğinizde, kısa bir süre ilerleyen araba daha sonra duracaktır. Sizin ileri doğru kuvvet uygulamanıza karşılık veren lastiklerin zeminle sürtünmesi arabanın ilerleyişinin sona ermesine neden olur. Kişisel yaşam sürecinde de böyledir. Siz bireysel gelişiminiz için çaba verirken, çevrenizden bunu olumsuz etkileyen engellerle karşılaşacaksınız. Çabanızı ciddiye almayan yakınlarınız ve arkadaşlarınız, çevrede oluşan iş, günlük yaşam veya iklim temelli zorluklar, bedensel veya ruhsal sağlık durumunuz bunlardan bazıları olabilir.

Kısaca özetlediğim bu olumsuz şartları aşıp kişisel gelişim sürecinde ilerlemeyi sağlayan önemli faktör odaklanmadır. Odaklanma sayesinde gelişim hızınızı korur ve hedefe varma sürenizi kısaltırsınız. İnsanların davranış modelleri konusunda önemli ipuçları içeren Parkinson Kanunu şöyle der: “Eğer bir saatlik iş için üç saat süre verirseniz, o iş üç saatte biter.” Kişisel gelişim süresinin uzaması da benzer bir sonuç doğurur. Zaman uzadıkça performans düşer ve hedef bulanıklaşır. Odaklanma; hedefi net tutarken, hız konusunda yardımcı olur.


Azim

Azimli değilseniz, inovasyon sürecini başarı ile tamamlayamamanız yüksek ihtimal dâhilindedir. Kişisel gelişim sürecini başarıyla aşmamak için –bazılarını yukarıda saydığım– vardır. Eğer şikâyet etmek istiyorsanız, “dans etmemek adına orkestra tenekedir, parça kötüdür, pist dardır.” Bilim, sanat, sosyal disiplinler veya bireysel başarılar alanlarını incelendiğinizde, bu süreçlerde yer alanların neredeyse tümünün kaynak olarak eksiklikler, zayıflıklar ve engeller yaşadığını görürsünüz. Bunları aşmalarında en önemli faktör hedefi başarmak için azimli olmalarıdır. Kişisel gelişim süreci de –körü körüne olmasa da– azim gerektirir.

Eğer kişisel gelişimi bir oyun olarak kabul ediyorsanız, muhtemelen sizi eğlendirecek çok daha ‘iyi’ uğraşılar bulabilirsiniz. Kişisel gelişim işi, benzer ağırlıklarda kaçınılmazlık ve gönüllülük içerir. Ama bu sürece girdiğinizde, bir insan olarak kendinize karşı gerekli sorumluluğu da yüklenmiş olursunuz. Bu sorumluluk ruhu azimle birleştiğinde sizi beklediğinizin çok ötesinde başarılara ulaştırabilir.


Çok Yönlülük

Bir iş yerinde kahve makinesi veya su sebili, içecek ihtiyacını tatmin etmek üzere düzenlenmiş bir mekân oluşturur. İçecek sağlama bu ortamın hazırlanmasının ilk gerekçesidir. Ama bu mekân aynı zamanda iş konusunda 10-15 dakika gibi kısa bir sürelik ayaküstü sabah toplantısı yapmak için de kullanılabilir. Böylece tek bir kaynağı çoklu kullanımlı hale getiririz.


… kişisel gelişimi öngördüğümüzde, bunun çok yönlü olabileceği ihtimalini de aklımızda tutmamız gerekir. Çünkü yaşamın kendisi çok yönlü, çok boyutlu ve çok aktörlüdür.
Çok yönlülük özelliğini inovasyon projelerini değerlendirirken olumlu bir üstünlük olarak düşünürüz. Kişisel gelişim işinde de benzer yaklaşımı göstermek uygun olur. Örneğin kişisel gelişim süreci yeni teknolojileri öğrenmek ve yeni bilgiler edinmek için bir vesile olabilir. Keza; bu süreç yeni ilişkiler kurmak için de uygun bir fırsat yaratabilir. Kişisel gelişimin özü her ne kadar bireyi hedef alsa da, bireyin bir sosyal yaşam içinde yer alıyor olması bu sürece sosyallik boyutunu da katacaktır. Özetle; kişisel gelişimi öngördüğümüzde, bunun çok yönlü olabileceği ihtimalini de aklımızda tutmamız gerekir. Çünkü yaşamın kendisi çok yönlü, çok boyutlu ve çok aktörlüdür.