Şirket sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
Şirket sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

21 Temmuz 2017 Cuma

Türkiye’de “yabancı yatırım” profili

Ekonomi Bakanlığı “Uluslararası Doğrudan Yatırım Verilerini” içeren 22 sayfalık kapsamlı bir rapor yayınladı. O raporu inceleyerek Türkiye’deki yabancı yatırımların profilini çıkardık. Önce 1954 yılından 2014 yılı Ekim ayı sonuna kadar geçen süredeki tabloya bakalım:
Türkiye’de son 60 yılda kurulan yabancı şirket sayısı 41 bine çıktı. 14 bin şirket “toptan ve perakende ticaret” , 6 bin 619 şirket “gayrimenkul kiralama”, 5 bin 652 şirket ise “imalat” yapıyor. Almanlar, geçen yıl “sermaye girişinde” birinciliği Hollanda’ya kaptırsa da şirket sayısında hala önde.
Türkiye’de son 60 yılda kurulan ve halen faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirketlerin toplam sayısı 41 bin 131’e çıktı. Bunların 6 bin 257’si yabancıların ortak olduğu yerli şirketlerden oluşuyor.
Yabancılar 14 bin 371 şirketle en fazla “toptan ve perakende ticaret” sektöründe faaliyet gösteriyor. İkinci sıradaki “gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri” alanında 6 bin 619 yabancı şirket var. Üçüncü sırada 5 bin 652 şirketle “imalat sanayi” geliyor. Yabancıların imalatı “kimyasal maddeler” başta olmak üzere “gıda maddeleri, içecek, tütün ve tekstil ürünlerinden” oluşuyor.
Yabancı şirketlerin 19 bin 228’i Avrupa Birliği ülkelerine ait. AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinin Türkiye’de faaliyet gösteren şirket sayıları toplamı 4 bin 328.
Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin 10 bin 968 şirketi var. Çin ve Güney Kore ve diğer Asya ülkelerinin şirket sayısı 2 bin 989.
Türkiye’de en çok yatırım yapan ülkeler ise şöyle: Almanya 5 bin 991 şirketle birinci sırada. İngiltere toplam 2 bin 760 şirketle ikinci, Hollanda 2 bin 428 şirketle üçüncü sırada. ABD’li yatırımcıların toplam şirket sayısı 1500’e ulaşırken, İtalya toplam 1198 şirketle ABD’nin hemen arkasında yer alıyor.
İlgi alanında değişim
Yabancıların 2014 yatırımlarına bakıldığında “sıra dışı” bir durum görülüyor. Örneğin son 60 yıllık yatırımlarda üçüncü sırada yer alan “imalat sanayi” yatırımları, geçen yıl birinci sıraya yükselmiş. Daha önce ilk 3’te bulunmayan “mali aracı kuruluş faaliyetleri” ikinci sıraya, elektrik, gaz ve su yatırımları üçüncü sıraya yükselmiş.
Geçen yıl yatırım oranı da düşük. 2013’te 13 milyar dolara yaklaşan yatırım, 2014’ün 10 aylık döneminde 9 milyar 794 milyon dolarda kaldı. Üstelik yatırımların 3 milyar 509 milyon doları “gayrimenkul alımı” gibi üretken olmayan bir alanda. Mal ve hizmet üreten yatırımların tutarı 6 milyar 285 milyon dolar oldu. Bu paranın 2 milyar 308 milyon doları “imalat” sanayine gitmiş. Detaylara bakıldığında yabancıların geçen yıl; gıda ürünleri, içecek ve tütün, tekstil ürünleri, kimyasal madde, makine ve teçhizat, elektrikli optik aletler, motorlu kara taşıtları ve römork imalatına yöneldiği görülüyor. İkinci büyük dış yatırım 1 milyar 335 milyon dolarla mali aracı kuruluş faaliyetlerinde. Üçüncü sırada 1 milyar 055 milyon dolarla elektrik, gaz ve su alanındaki yatırımlar var.
Yatırım liginde değişiklikler
Geçen yıl yatırımcı ülke liginde değişiklikler oldu. 2013 yılının Ocak-Ekim döneminde en çok yatırım 1 milyar 756 milyon dolarla Almanya’dan gelirken, 2014’ün aynı döneminde Almanya’nın yatırımları 448 milyon dolarla 6. sıraya geriledi. Buna karşılık 2013 yılının 10 aylık döneminde 826 milyon dolarlık yatırım yapan Hollanda, geçen yıl 1 milyar 937 milyon dolarlık yatırımla birinci sıraya yükseldi.
İngiltere 2013 yılının 10 aylık döneminde 122 milyon dolarlık yatırımla yetinirken, 2014 yılında büyük bir sıçrama ile 852 milyon dolara ulaşarak Hollanda’nın ardından ikinci sıraya yerleşti. İtalya 113 milyon dolarlık yatırımını 465 milyon dolara çıkarıp üçüncü sırada.
Geçen yıl Avusturya’dan gelen yatırımın 654 milyon dolardan 46 milyon dolara, ABD yatırımının 307 milyon dolardan 164 milyon dolara, Fransa’nın ise 201 milyon dolardan 99 milyon dolara gerilediği görülüyor. Diğer AB ülkelerinin yatırımları 829 milyon dolardan 439 milyon dolara düştü.
Asya ülkelerinden Türkiye’ye yatırım girişi de azaldı. 2013 yılının 10 aylık döneminde 2 milyar 294 milyon dolar olan doğrudan yatırımlar, geçen yıl aynı dönemde 1 milyar 381 milyon dolara düştü. Körfez ülkelerinin Türkiye’ye yatırımı ise 1 milyar 26 milyon dolardan 400 milyon dolara geriledi.
Yatırımcı güvensiz
Geçen yıl yatırımların bir önceki yılın altında gerçekleşmesi Türkiye’de demokrasi ve hukuk alanında oluşan güvensiz ortamın Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere yatırımcıları ürküttüğünü gösteriyor. Buna rağmen AB hala Türkiye’deki dış yatırımların yüzde 62’sini gerçekleştiriyor. Türkiye ile AB arasındaki ekonomik entegrasyon oldukça güçlü. Dolayısıyla Türkiye’nin Avrupa’dan “hukuk, demokrasi ve özgürlükler” alanında gelen eleştirileri göz ardı etme, küçümseme, meydan okuma lüksü yok. Çünkü Avrupa standartları sadece yabancı mal ve hizmetlerin kalitesini yükseltmekle sağlanmıyor!
Ülkelerin şirket sayıları
Almanların geçen yıl “sermaye girişi” bakımından birinci sırayı Hollanda’ya kaptırması sıra dışı bir gelişme olarak not edilse de, şirket sayısı bakımından yine birinci sırada olduğu görülüyor.
Geçen yıl Türkiye’de 3 bin 594 uluslararası sermayeli şirket kurulmuş. Bunun 1015’i AB’ye üye olan veya olmayan Avrupa ülkelerine ait. Almanlar 293 şirketle birinci sırada. İngilizler 111 şirketle ikinci, sermaye girişinde birinci olan Hollandalılar ise 109 şirketle üçüncü sırada.
Merkez İstanbul
Yabancı şirketlerin yarısından fazlası İstanbul’da faaliyet gösteriyor. 24 bin 489 şirketle birinci sırada yer alan İstanbul’u 4 bin 365 şirketle Antalya, 2 bin 462 şirketle Ankara izliyor. İzmir 2 bin 089 şirketle dördüncü, Muğla 1531 şirketle beşinci sırada.
Özetle Türkiye on binlerce yabancı şirket faaliyet gösteriyor. Ama dış yatırımlar hala 2006 ve 2007 yıllarındaki 20-22 milyar dolar seviyelerinin çok uzağında. Hükümetin “güven” sorununu sorgulaması gerekiyor.


5 Ağustos 2018 Pazar

Gelecek Vaad Eden Meslekler Nelerdir?


Gelecek Vaad Eden Meslekler Nelerdir,Geleceği Parlak Olan Meslekler ,Gelecek Vaad Eden Meslekler ,
Üniversitede En Çok Tercih Edilen Bölümler...

LYS Tercihleri alınmak üzere ve adayların da geleceklerine yön ve şekil vermede etkin olacak olan meslek araştırmaları hız kesmeden devam ediyor.Öğrencilerin, Üniversite tercih işlemleri Temmuz'da başlıyor. Üniversite adaylarına meslek tercihlerinde pozitif etki yapacağına inandığımız geleceği olan meslekler hangileri ... Geleceği parlak olan meslekler nelerdir. Çalışma alanları ve gelecekteki önemi Geleceğin öne çıkan meslekleri neler? Hangi meslekte iş bulma olasılığı yüksek? İşte geleceğin öne çıkan meslek isimleri...
Gençlerin almak zorunda olduğu en önemli kararlardan biri de kuşkusuz ki meslek seçimi. Bu önemli seçimi yaparken dünyada ve ülkemizde gelişecek sektörleri göz önünde bulundurmak ve bugün hiç tanınmayan ama yakın gelecekte büyük potansiyele sahip alanlara yönelmek gerekiyor. İşte gelecekte yıldızı parlayacak meslekler…
Bilişim, yapı-inşaat, gayrimenkul, eğitim, üretim-imalat, turizm-otelcilik, perakendecilik, enerji ve lojistik sektörleri gelecekte en fazla iş fırsatı sunacak sektörler arasında yer alacak. Özellikle bilişim, nitelikli eleman açığının hızla arttığı sektörlerin başında geliyor. Bilişim teknolojileri sektöründe özellikle mobil cihazlara yönelik uygulama geliştirme ve pazarlama pozisyonları revaçta olacak. E-ticaret kullanım oranının arttığını ve gelecekte yeşil mesleklerin de önem kazanacağını dile getiren Yenibiris.com Yönetim Kurulu Üyesi Kâmil Özörnek, “Ödeme sistemleri ve yazılım güvenliği bu sektörde öne çıkan alanlar arasında. Yazılımdan iş zekâsına, büyük veri teknolojisi alanında çalışacak uzmanlara ihtiyaç olacak. Küresel iklim değişikliğiyle birlikte yeşil mesleklere olan talebin de artıyor. Şirketler bu alanda daha çok mühendislik mezunlarını tercih ediyor” diye konuşuyor.

TEKNOLOJİ SEKTÖRÜNDE ÖNE ÇIKACAK MESLEKLER

İş Zekası Uzmanı: Stratejik planlama bölümlerinde görev yapıyor. Yeni ürünlerin nasıl oluşturulacağı, yeni müşterilere nasıl ulaşılacağı ya da mevcut müşterilerin nasıl elde tutulacağı gibi stratejilere ve yatırım kararlarına yön veriyor.
Proje Yöneticisi: Özellikle telekom, bilişim ve sigorta sektörlerinde, PMP sertifikasına sahip proje yöneticilerine talep artıyor.
Veri Madenciliği Uzmanı: Şirket veritabanında bulunan verilerin, şirketlerin yeni müşteri kazanımı, müşteri bağlılığı, kârlılık artırma gibi hedeflerini destekleyecek modelleme ve analizleri gerçekleştiriyor ve gerekli iş stratejilerinin oluşturulmasına yönelik çalışıyor.
Yazılım Uzmanı/Yazılım Geliştirme Mühendisi: Yazılım, nitelikli eleman ihtiyacının çok fazla yaşandığı bir alan.
Veritabanı Yöneticisi: Şirketlerin giderek büyüyen verilerinin tutulduğu sistemin 7/24, 365 gün kesintisiz ulaşılabilir olması, korunması ve yönetilmesine yönelik çalışıyor.
SAP/ERP Danışmanı: Şirketler, finanstan veri ambarına içinde birçok modül barındıran SAP programlarını kullanmayı bilen kişileri arıyor.
Dijital Pazarlama Uzmanı: Başta sosyal medya uzmanı olmak üzere dijital pazarlama uzmanı, online iletişim uzmanı, adwords hesap yöneticisi, sosyal ağlar iletişim uzmanı, SEO uzmanı, SEM uzmanı, şirketler tarafından en çok aranan pozisyonlar arasında.

YEŞİL YAKALILAR ÖNEM KAZANACAK

Yenilenebilir Enerji Uzmanlığı: Bu alanda kendini geliştirecek başarılı mühendisler, MBA veya pazarlama mastırı da yaparlarsa ilerleyen yıllarda çok iyi şartlarda iş bulabilirler.
Rüzgar Enerjisi Uzmanlığı: Rüzgar enerjisi, yenilenebilir enerji alanında en bilinen ve popüler olan enerji dalı. Ülkemizde şu anda çok sayıda şirket, rüzgar türbini yapmaya başladı.
Çevre Mühendisliği/Çevre Hukuku Uzmanlığı: Doğal kaynakların en iyi biçimde kullanılması, çevrenin korunması ve insan sağlığına uygun biçimde geliştirilmesi konusunda çalıştıkları için, bu alanda eğitim gören mühendislere/uzmanlara atıkların arıtılması, gerekli tesislerin kurulması, işletilmesi, yapılanların denetlenmesi, gürültü kaynaklarının belirlenmesi gibi birçok iş düşüyor.
Yeşil Pazarlama (Green Marketing) Danışmanlığı: Ürünün üretiminden tüketimine kadar çevre ve doğa dostu olmasını ve doğaya katkı yapmasını sağlamak gibi görevleri yürütecek, pazarlama, işletme, endüstri veya çevre mühendisliği v.s. bölümlerden mezun, kendini pazarlama odaklı yetiştirmiş kişiler Yeşil Pazarlama Danışmanı olabilirler. Şirketler çevre bilinci geliştikçe böyle danışmanlara çokça ihtiyaç duyacaklar.
Organik Tarım Mühendisliği/Uzmanlığı: Organik ürünlerin yarattığı talebe dayalı olarak organik ürün yetiştiriciliği çok popüler. Bu konuda özel eğitim merkezleri olmamakla birlikte ziraat mühendisleri dünyadaki yeni ve gelişen uygulamaları takip ederek bu iş kolunda ilerleyebiliyorlar.
Yeşil ( Ekolojik) Turizm/Tatil Uzmanlığı: Önümüzdeki yıllarda doğa ve Ekolojik turizm konusunda uzmanlaşmış, kendini yetiştirmiş rehberlere/uzmanlara ve tesislere ihtiyaç olacak.
Doğal Yaşam Koçluğu: Uzun süre doğadan uzak kalan insan doğaya ve doğala alışmakta da zorluk çekiyor. Bu noktada devreye yön gösterecek Doğal Yaşam Koçları girebilir.
Yeşil İnsan Kaynakları Yönetmenliği: Şirketin personelinde çevre duyarlılığı yaratmak, onların şirket kaynaklarını daha tasarruflu kullanmalarını sağlamak, personelin çevre ile ilgili projelere katılımı, ofis ve çevrenin doğaya uygun ve doğaya zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi işlerini yapacak, işletme, insan kaynakları, çevre konusunda bilgili insan kaynakları yönetmenlerine / uzmanlarına ilerleyen yıllarda daha çok ihtiyaç duyulacak.

ARZ TALEBİN ARTTIĞI MESLEKLER

Son yıllarda özellikle Sosyal Medya Uzmanlığı, İş Güvenliği Uzmanlığı ve Yazılım Geliştirme gibi pozisyonların arz talebin arttığı meslek dalları olarak karşımıza çıktığını dile getiren Elemanonline.net Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar,“Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde İnovasyon ve Gelişim Uzmanlığı, Fason Yöneticiliği, İnternet Gazeteciliği, Mobil Uygulama Geliştirme, Risk Yöneticiliği ve İş Zekası Uzmanlığı gibi mesleklerin yıldızının parlayacağını düşünüyoruz” diyor.
Sosyal Medya Uzmanlığı: Dijitalleşen dünyada oldukça popüler hale gelen sosyal medya kullanımını bütünsel bir strateji ile yönetmeye çalışan firmalar bu alanda kariyer yapmak isteyenlere kapılarını açıyor. Markaların konumlanması ve rakipleriyle rekabet edebilmesi için dinamik, aktif ve verimli bir şekilde sosyal medyayı kullanması gerekliliği ortaya çıktı. Ve bu ihtiyacın ortaya çıkmasıyla birlikte sosyal medya uzmanlığı pozisyonu şirketlerde yerini almaya başladı. Bir sosyal medya uzmanının yaratıcı, özgün, meraklı kişilik özelliklerinin yanında iletişimi çok iyi bilen, twitter, facebook, friendfeed, sözlükler, bloglar, forumlar gibi sosyal ağları etkin kullanabilen, içerikler oluşturabilen, kriz yönetimi konusunda deneyimli, strateji üretebilen, mobil pazarlama ve sosyal medya raporlama konularına hakim olması bekleniyor. Üniversitelerde Sosyal Medya Uzmanlığı bölümü henüz çok yaygın olmasa da birkaç üniversite Yeni Medya konusunda lisans ve lisansüstü programları açmaya başladı bile. Geleceğin facebook, twitter ve daha birçok sosyal medya mecrasının fikirlerini bulacak, markaların içeriklerini oluşturacak yaratıcı ve donanımlı gençler bu programları tercih edebilir. Ayrıca Halkla İlişkiler ve Reklamcılık, Pazarlama, İşletme gibi bölümlerden mezun olan gençler de dijital medya konusunda eğitimlere katılarak ve kendilerini bu konuda geliştirerek sosyal medya uzmanı olabiliyorlar. Fakat unutulmaması gereken en önemli nokta, bir sosyal medya uzmanının işinin hakkını verebilmesi için 7/24 çalışması gerekliliğidir.
Sosyal medya uzmanı ne yapar?
Sosyal medya ağlarında marka veya şahıs hakkında konuşmaları takip eder, yazılanlara göre bir iletişim stratejisi oluşturur.
Sosyal medya platformlarına özel kampanyalar, yarışmalar kurgular.
Rakiplerin paylaşımlarını takip ve analiz eder.
Düzenli olarak sosyal medya raporları hazırlar.
Raporların sonuçlarına göre daha etkili bir iletişim stratejisi oluşturur.
Dijital medya planlama yapar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı: İş sağlığı ve Güvenliği'nde büyük açık devam ediyor. Ülkemizdeki tüm işyerlerine kademeli olarak 'İş Güvenliği Uzmanı' görevlendirme zorunluluğu getirildi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olabilmek için; mühendis, mimar, teknik öğretmen olmak ya da üniversitelerin Fen veya Kimya bölümleri mezun olmak gerekiyor. Üniversitelerin ve Meslek Yüksekokulları’nın İş Sağlığı ve Güvenliği programlarından mezun olan gençler de bu mesleği yapabiliyorlar. Ancak öncelikle Bakanlıkça yetkilendirilen eğitim kurumlarında 180 saat teorik ve 40 saat uygulamalı eğitim almak şart. Teorik eğitimin ise; en fazla yarısı uzaktan eğitim ile verilebiliyor.
Uygulamalı eğitimler ise; en az bir iş güvenliği uzmanının çalıştığı bir iş yerinde yapılmalı.
İş sağlığı ve güvenliği uzmanı ne yapar?
İş yerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması ve geliştirilmesi amacı ile verilecek eğitimleri belirler ve uygular
Riskleri ortadan kaldırıcı uygulamaları geliştirir
İş yerindeki tehlike ve riskleri değerlendirir
İş güvenliği uygulamalarının verimli kullanılmasını sağlar
İş güvenliği raporlarını hazırlar
İSG mevzuat takibini yapar, kurum içinde uygular ve denetler
Günlük, aylık ve yıllık olarak iş kazalarını değerlendirir.
Taşeron-Fason Yöneticiliği: Kurumlar sabit, ücretli çalışanlar kadar, hatta daha fazla, kendi uzmanlık alanlarında bağımsız hizmet sağlayıcı kişi ve/veya küçük-butik kurumlarla çalışacaklar. Taşeron- Fason Yöneticiliği Değişik yapılardaki çok sayıda taşeron-fasoncu arasındaki rekabeti yönetmek ve uyumu sağlamaktan sorumlu olacaklar.
İnternet Gazeteciliği: İnsanlar artık haberler veya öğrenmek istedikleri diğer her şey için interneti kullanıyor. Dijital çağın sürekli gelişmesinden dolayı internet gazeteciliği geleceğin mesleklerinden biri olarak görülüyor.
Mobil Uygulama Geliştiricisi: Mobil cihazların yaygın kullanımı yazılım geliştiricisi olan binlerce kişiye yeni bir ekmek kapısı yarattı ve yaratmaya da devam ediyor.

HAREKETLİLİK YAŞANACAK SEKTÖRLER

Enerji, telekom, turizm, perakende, gıda-tarım ve finansal hizmetlerde olumlu gelişmeler olacağını belirten Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü,“Bu sektörlere yönelik projeksiyonlarımız, bu tür büyümelerin işe alımlarda da bir hayli hareketlilik getireceği yönünde” diyerek bu sektörlerin gelecekte önem kazanacağının altını çiziyor.
Tohum Üretim Teknisyeni: Büyük şirketler şimdiden, tohum üretimi, dağıtımı ve ülkenin ekonomisinde büyük yer tutan ürünlerin belirlenip ticaretin yapılması için uzmanlar arıyor ve yetiştiriyor.
Beslenme Uzmanı: Gelecekte daha da artacağı düşünülen obezite ve beslenmeye bağlı hastalıların çözümü için neredeyse herkesin bir beslenme uzmanı ya da diyetisyenden yardım alması gerekecek.
Perakende Sektöründe Yöneticilik: Uzmanlar yeni markaların oluşması ve alışveriş merkezi yatırımlarıyla birlikte sektörde kendini geliştirmiş yöneticilere gelecekte de ihtiyacın artacağını vurguluyor.
Gıda ve Beslenme Mühendisliği: Günümüzde tüketicilerin hijyen standartları yüksek ortamlarda üretilmiş sağlıklı ürünleri talep etmeleri gıda firmalarının gıda mühendis ihtiyacını sürekli kılacak.
Turizm İşletmeciliği: Turizm otel yöneticileri, işletme yöneticileri, yiyecek-içecek işletme yöneticileri, pazar ve ürün geliştirme yöneticilerine olan ihtiyaç giderek artacak.

29 Temmuz 2018 Pazar

Önümüzdeki 10 yılın gözde meslekleri

Moleküler biyoloji uzmanlığı, internet gazeteciliği, yenilenebilir enerji ya da organik tarım danışmanlığı. Bunlar 2023 yılına kadar yükselecek mesleklerden sadece birkaçı..





İK (insan kaynakları) uzmanları ve beyin avcılarına 2019 yılı tahminlerini sorduk. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının kutlanacağı 2023 için gözde meslekler ve İK trendleri hakkında öngörülerini aldık...

YÜKSEK LİSANS ŞARTI ARANIYOR

Nicholson International Türkiye Genel Müdürü Mutlu Eroğlu’na göre, şirketler bu yıl çalışanlarının eğitim düzeyi ve işle ilgili gelişimlerine daha fazla önem vermeye başlamış durumda. Hatta işe alımlarda üniversite eğitimi sonrasında lisansüstü programları tamamlayan çalışanlar tercih ediliyor. Diğer yandan mevcut çalışanlara da bütçeler dahilinde bu olanaklar sağlanmaya çalışılıyor.
Bunun dışında şirketlerin beklediği bir diğer özellikle de “mobility”. Yani çalışanların gerektiğinde proje bazlı veya belli bir dönem için değişik lokasyonlarda çalışmaya olumlu bakması isteniyor. Evden çalışmak çok gündemde olduğu için teknolojiyi etkin kullanan çalışanların verimli olduğunu belirten Mutlu Eroğlu, bu yolla ofis maliyetlerinden de tasarruf edildiğini vurguluyor.
Şirketler için önem taşıyan bir diğer konu da rotasyon. Eroğlu’na göre bugün finans ya da pazarlama alanında çalışan bir kişi yarın kurumsal iletişim ya da İK departmanında görev alabiliyor. Bu hem çalışanı geliştiriyor hem de şirketin verimliliğini artırıyor.

TASARIMCI OLAN KAZANACAK

2023’e kadar özellikle tasarımla ilgili konuların gündemde olacağını söyleyen Mutlu Eroğlu, endüstriyel, teknik, mühendislik, gayrimenkul ve otomotiv gibi alanlarda bu mesleğin önem kazanacağını belirtiyor. Güvenlik konularıyla ilgili uzmanlaşmaya da dikkat çeken Eroğlu’nun geleceğin mesleklerine yönelik diğer öngörüleri ise şöyle:
“İş alanları sanal iş ortamları ve internet tabanlı süreçlerle uyumlu olacak. Dolayısıyla internet, mobil, nano teknolojilerin alt uzmanlıkları gelişecek. Yaşam ve alanı ayrımı çok net olmayacak. Evden (home-office) çalışma sistemi bu geçişin sinyallerini bugünden veriyor. Yine 2023’e kadar genetik ve tıp da ilerleyecek, alt uzmanlıklar gelişecek.”
Önümüzdeki 10 yılda İK’nın daha teknolojik yöntemlerle çalışacağına değinen Mutlu Eroğlu, “Alt uzmanlıklar önem kazanmış ve teknoloji ilerlemiş olacağından İK uzmanları teknik altyapılarını geliştirmek durumunda olacaklar. Örneğin işe alım süreçlerinde işe alacakları kişileri, teknik bilgileri anlamında daha fazla ölçümlemeleri gerekecek” diyor. Dolayısıyla İK uzmanlarının hangi iş kolu olursa olsun teknik detayları o işi yapanlar kadar iyi algılamaları ve doğru sorularla işe alınacak kişileri değerlendirebilmeleri gerekiyor.

GEÇİŞLER VE TRANSFERLER HIZLANACAK

HRM Danışmanlık Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka’ya göre ise 2011’de inşaat, enerji, hızlı tüketim, bilişim, mağazacılık, tekstil ve sağlık sektörlerinde işe alımlar yoğun olacak. Sağlık ve finans sektörlerinde deneyimli yöneticilere olan ihtiyaç artacak. Enerji sektörünün kazandığı ivmeyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni “yeşil meslekler” etkili olmaya başlamış durumda. Şimdiden çevre mühendisliği mezunlarına ya da enerji sektöründe çalışan yeşil işler konusundaki danışmanlara olan ihtiyaç büyük. 2091 yılında diğer birçok pozisyonda olduğu gibi yönetici pozisyonlarında da enerji, bilişim ve telekomünikasyon sektörleri arasında geçişler ve transferler hızlanacak.

MÜHENDİSLİK YİNE GÖZDE MESLEK

Günümüzde enerji, inşaat, telekomünikasyon sektörlerine yapılan yatırımlara ve çevresel yaptırımlara dikkat çeken Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, bu durumun yeni istihdam alanları yarattığını belirtiyor. Önümüzdeki dönemde bu alandaki arayışların süreceğine değinen Nazlıaka şunları söylüyor:
“Çevre mühendisliği kökenli (yenilenebilir) enerji danışmanlığı, çevre hukuku uzmanlığı, organik tarım ve organik kozmetik konusundaki danışmanlıklar, şehir ve çevre planlama, atık su ve atık yönetimi konusundaki uzmanlıkların yükselmesi bekleniyor. Yine psikoloji disiplininden yetişen kişiler endüstriyel psikoloji, İK gibi alanlarda önemli rollere sahip olacak.  Genetik biliminin ve genetik uzmanlarının öneminin yanı sıra ileri teknoloji ürünleri nedeniyle biyoteknoloji uzmanları ile gıda mühendislerine olan ihtiyaç da artacak.”
Türkiye’nin 2023 yılı için toplam 500 milyar dolarlık ihracat hedefini hatırlatan Nazlıaka, otomotiv sektöründe Ar-Ge çalışmalarının hızlanmasıyla yetişmiş kıdemli mühendislere ve mavi yaka çalışanlara olan talebin de artacağını ifade ediyor.

HER YÖNETİCİ KOÇ OLACAK

İK uzmanları, 2019’de en önemli stratejik uygulamanın yeteneklerin yönetimi ve elde tutulması olduğunda hemfikir. Yetenekli çalışanları elde tutmak için kişilere özel uygulamaların önem kazanacağını belirten uzmanlar, şirketlerin parlak yetenekleri çekmek için kişilere özel imkanların ve fırsatların sunulduğu, bireysel motivasyon tekniklerinin geliştirildiği uygulamalara yer vereceğini belirtiyor.
Bunların yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi ve sosyal medyanın daha aktif kullanımında yeni ve yaratıcı uygulamalar da söz konusu olacak. Bu yıl şirketlerin özellikle sosyal medyadan faydalanarak yeni bir ağ (network) oluşturması ve bunu işe alım süreçlerinde aktif olarak kullanması yoğun şekilde gündemde olacak.
Birçok şirket, çalışanların kişisel gelişim çabalarına ve ilgi alanlarına göre yeni gelişim faaliyetleri de oluşturacak. İşe alımlarda, yönetici seçiminde dış kaynak kullanımı artacak. Her yöneticinin bir koç gibi hareket etmesi zorunluluk haline gelecek. Yönetim kademlerindeki herkes için koçluk uygulamaları vazgeçilmez olacak.
Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, uzun vadede İK departmanlarının üst yönetimlerin tamamen parçası haline geleceğine de vurgu yapıyor. Buna göre İK, şirketlerin kaderini etkileyen kararlarda doğrudan pay sahibi olacak ve üst yönetim kademelerinde İK kökenli yöneticiler daha çok rol alacak.

DAHA ÇOK KİŞİ EVDEN ÇALIŞACAK

KRM Yönetim Danışmanlık Operasyon Müdürü Dilek Yılmaz Tekirgöl’e göre, 2019’de yükselecek İK trendlerinden biri evden çalışma sistemi olacak. Şirketlerin operasyonel maliyetleri azaltma girişimlerinin bu uygulamaları desteklediğini belirten Tekirgöl, özellikle yabancı firmalarda evden iş yapan çalışanların sayısının artabileceğini belirtiyor. Buna bağlı olarak İK departmanları da evden çalışanların performans yönetimi ve motivasyonu gibi konulara yoğunlaşacak.
Dilek Yılmaz Tekirgöl, 2023 yılına kadar gözde olacak mesleklere yönelik ise şunları söylüyor: “IT uzmanları, finans uzmanları, biyomedikal uzmanları, satış yöneticileri, reklam ve pazarlama yöneticileri, danışmanlık ve eğitim uzmanları, biyokimyacılar, sosyal medya çalışanları, bilişim hukuku avukatları ve sağlık sektörü çalışanlarına yönelik talepte artış olması bekleniyor. Çok iyi seviyede yabancı dil bilgisi bu meslekler için olmazsa olmaz bir nitelik olarak öngörülmeli.”

İK’NIN ETKİNLİĞİ ARTACAK

Bu yıl yetenek ve performans yönetiminin İK’nın ajandasında daha fazla yer tutacağına değinen Tekirgöl’e göre, verimlilik ve performans sistematik olarak gözlemlenebilir ve ölçülebilir kavramlar olacak. Yine uzmanlıkların geliştirilmesi daha önemli hale gelecek ve organizasyonların tüm birimleri yeni uzmanlıklara göre kendini adapte edecek. Sosyal sorumluluk ise kurumsal düzeyde daha fazla önemsenecek. Eğitim niteliğinin iş dünyasının ihtiyaçlarına daha uygun hale getirilmesi de uzmanlaşmayı olumlu yönde destekleyecek.
Bu gelişmelere paralel olarak İK departmanlarının sayıca küçülebileceğine ancak etkinliklerinin yükseleceğine vurgu yapan Dilek Yılmaz Tekirgöl, “Verim odaklı çalışmalara iş ortağı konumuyla daha çok yönelebilecekler.  Hizmetlerin önemli bir kısmında dış kaynak kullanımının yaygınlaşması öngörülebilir” diyor.

ALTIN YAKALI ÇALIŞANLAR GELİYOR

Paradigma Consultancy Kurucusu ve Genel Müdürü Haluk Ünaldı, 2011’de şirketlerin, stratejik düşünce bilincine sahip, hızlı değişimi benimseyen, kendini işine adayan, sonuca odaklanan, katma değer üreten, moralini yüksek tutmaktan sorumlu, problem çözen çalışanlara ihtiyaç duyacağını belirtiyor.
2000 yıllar itibariyle hiçbir gelişmiş ülkede çalışanların 6’da ya da 8’de 1’inden fazlasının geleneksel ürün üretme ve dağıtma işinde çalışmadığına değinen Ünaldı, hali hazırda ABD’de çalışan nüfusun 3’te 2’sinin hizmet sektöründe görev yaptığını anlatıyor. Ve “Artık bilgi en önemli ürün haline geldi. Sanayi çağı yerini enformasyon çağına bırakıyor” diyor.
Dünyada son 30 yılda üretilen bilginin ondan önceki 5 bin yılda üretilenden daha fazla olduğuna dikkat çeken Haluk Ünaldı şunları söylüyor: “Bize sunulan bilgi stoku her 5 yılda bir ikiye katlanıyor. Bu kapsamda stratejik pazarlama ve pazar analistleri ile şirketlerde bilgiyi toplayan, analiz eden, yöneten, kısacası bilgiyi enformasyona dönüştürebilen ‘altın yakalı’ çalışanlar şirketlerin gözdesi olmaya aday.”
Prof. Dr. Yeşim TODUK / Amrop International Türkiye Yönetici Ortağı
“Kıdemliler İK’da çalışmak isteyecek”
Şirketler 2019’de yenilikçi, teknolojiyi kullanarak fark yaratabilen, işlerini tekrar tanımlayan, artı değer katan, girişimci ruhlu ve çok hızlı çalışanlara ihtiyaç duyacaklar. İşine aşkla bağlı çalışanlar öne çıkacak. Bunların yanı sıra şirket yönetimine yön verecek, genel müdürlük yapabilecek bir İK yöneticisine ve tepe yönetim ekibine ihtiyaç duyulacak.
2023’ün en gözde meslekleri ise, sağlık ile yeni teknolojileri kaynaştıran meslekler olacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde İK departmanlarının önemi kesinlikle çok daha fazla artacak, ancak çerçevesi değişecek. Şirketlerin en kıdemli ve kıymetli çalışanları İK departmanlarında görev almak isteyecek.
Ahu BADE NİLGÜN / NBS İK ve Yönetim  Danışmanlığı Kurucu Ortağı
“Beyin avcıları daha çok kullanılacak”
Bu yıl teknik ve spesifik alanlarda çalışan firmalar, konusunda yetişmiş iş gücüne talep gösterecekler. Bu bağlamda sıfırdan, kendi kurum kültürlerinde yetiştirmekten ziyade rakiplerinden transferler konusunda çok daha agresif bir tutum izleyecekler.
2019 itibariyle hızla gelişen ve geçmişi çok uzun olmayan yeni bilişim teknolojileri ve enerji sistemlerinde kullanılacak iş gücü için beyin avcıları çok daha yoğun şekilde kullanılacak.
Gelişen sistemler ve talepler çalışanların kurumsal bağlılıklarını zayıflattığı için İK departmanları işe alımı “outsource” edip doğru performans, ücret ve çalışan bağlılığı çalışmalarına odaklanmak durumunda kalacak. Kurumlar potansiyel yıldız ve kilit çalışanlarının inovatif ve fark yaratan taraflarını geliştirmek için koçluk ve mentorluk süreçlerini çok daha etkin kullanacaklar.
2023’ün meslekleri yenilenebilir enerji kaynakları alanındaki mühendislikler, her alanda tasarım mühendisliği ve telekom sektöründe ileri teknoloji alanında çalışan teknik pozisyonlar olacak. Pek çok ihtiyaç internet üzerinden karşılanacağı için İK’dan günlük perakende taleplere dek bu konuda görev alacak birçok kişiye ihtiyaç duyulacak.
Okan TÜTÜNCÜ / Secretcv.com Genel Müdürü
“Şirketler Y jenerasyonuna odaklanacak”
2011’de çağdaş İK uygulamalarının Y jenerasyonu için uyarlanması gerekiyor. Bazı şirketlerde Y jenerasyonunun (1980-1999 doğumlular) oranı yüzde 60’lara varmış durumda. Y jenerasyonunun beklentileri, ihtiyaçları, motivasyonu X jenerasyonundan (1965-1979) çok farklı. X jenerasyonu için bir şirkete girmek, bağlı olmak, uzun dönem çalışmak, sadakat, aidiyet, takdir edilmek, verileni en iyi şekilde yapmak çok kritik ve önemli. Y jenerasyonu ise daha esnek olmak, yaptığı işten keyif almak istiyor ve maddiyata daha çok önem veriyor. Bu yıl X jenerasyonuna göre oluşturulmuş tüm İK yaklaşımları değişime uğrayacak ve çalışan memnuniyeti, kurumsal fayda dengesi gözetilecek.
İK’nın önemi artacak
TÜİK tarafından düzenlenen 19. İstatistik Araştırma Sempozyumu’nda sunulan bildiriye göre nüfus, azalan bir artış hızıyla 2023’te 81-83 milyon arasında bir değere ulaşacak. Ülke nüfusunun yaklaşık 5’te 1’inin yaşadığı İstanbul, 2023’te 15 milyonu aşacak. Başkent Ankara’nın nüfusu 5,5 milyona, İzmir’in 4,5 milyona, Bursa’nın 3,4 milyona ulaşacak. Yani Batı’ya göç devam edecek ve buna paralel olarak Türkiye pazarı gelişecek. Dolayısıyla İK departmanlarının önemi ve misyonu artarak devam edecek. Yine TÜSİAD tarafından ele alınan bir raporda 2020 yılında 15-64 yaş arası grubun nüfusun yüzde 68’ini oluşturacağı öngörülüyor. İK uzmanlarına göre bu da 2020’den sonra yaklaşık 20 yıllık bir zaman diliminde çalışacak ve ekonomiye katkı sağlayacak nüfusun artacağını gösteriyor. Bu noktada İK yöneticilerinin bu nüfusu iyi anlaması, iyi değerlendirmesi ve iyi yönlendirmesi gerekiyor.
“Moleküler biyoloji” ilk sırada
İK portalı Secretcv.com, 13 bin 460 kişinin katılımıyla bir anket düzenledi. Ankete katılan kişilerin yüzde 32’si geleceğin en gözde mesleği olarak “moleküler biyoloji”yi gösterdi. Yüzde 20’si ise “pazarlama uzmanlığı”nı ikinci sıraya yerleştirirken “yazılım mühendisliği” yüzde 16 oranıyla üçüncü sırada yer aldı. Bu meslekleri sırasıyla, psikoloji (yüzde 14), İK uzmanlığı (yüzde 11) ve uzay mühendisliği (yüzde 7) izledi.
Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü’ye göre bu meslekler arasına, internet gazeteciliği ve enformatik uzmanlığını da eklemek gerekiyor. Yine 2023 yılı için Türkiye’de yaşlı nüfusun yüzde 10 civarında olacağı beklentisine işaret eden Tütüncü, “Bu da nüfusun yaşlanmaya başladığını gösteriyor. Yaşlı nüfus arttığı için yaşlılara yönelik sağlık, bakım ve turizm gibi sektörlerin gelişeceğini söylemek mümkün” diyor.
Yeni dönemin gözde meslekleri
* Çevre mühendisliği
* Yenilenebilir enerji danışmanlığı
* Çevre hukuku uzmanlığı
* Organik tarım danışmanlığı
* Organik kozmetik danışmanlığı
* Şehir ve çevre planlama uzmanlığı
* Atık su ve atık yönetimi uzmanlığı
* Endüstriyel tasarımcılık
* Endüstriyel psikolog
* Genetik mühendisliği
* Biyoteknoloji uzmanlığı
* Gıda mühendisliği
* Moleküler biyoloji uzmanlığı
* Pazarlama uzmanlığı
* Yazılım mühendisliği
* İK uzmanlığı
* Uzay mühendisliği
* İnternet gazeteciliği
* Enformatik uzmanlığı
* Sosyal medya uzmanlığı
* Bilişim hukuku uzmanlığı

2019’de en çok eleman alacak sektörler

* İnşaat
* Enerji
* Hızlı tüketim
* Bilişim
* Mağazacılık
* Tekstil
* Sağlık

14 Kasım 2017 Salı

KOLAY PARA KAZANMA YOLLARI

2018 yılı ile birlikte hem evden, hem dükkan açarak hemde internetten kolay para kazanma yolları var. Bu iş fikirleri sürekli değişiyor ancak bazıları uzun yıllardır kar marjını korumasıyla ön plana çıkmaya devam ediyor.
Temelde “kolay para kazanma” diye bir şey yoktur ancak aklınızı, bilginizi ve yeteneklerinizi kullanarak diğer işlerden daha kolay, basit ve hızlı para kazanabilirsiniz. Ancak bu tür kılavuzlara göz atarak bu kılavuzun yeni ve trend işleri kapsayıp kapsamadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Zira, bu tür kolay para kazanma yolları her ay hatta hafta bile değişiklik gösterebilir. Bu kılavuzumuz büyük ölçüde 2018 yılı için hazırlanmıştır ve yeni yıl ile birlikte daha fazla değerlenecektir.

SOSYAL MEDYA FENOMENLİĞİ

Sosyal medyada her geçen gün büyüyor, sektör sürekli yeni trendler ile yoluna devam ediyor. Örneğin şuanda en popüler olan platform Instagram ve burada 100 bin takipçiye bile ulaşmayı başaran fenomenler ciddi manada reklam ile para kazanabiliyor. Instagram gibi bir platformda fenomen olmak ise çok zor değil, bu tür bir takipçi kitlesine ulaşmak için güzel ve ilginç bir fikre sahip olmanız yeterli. Sosyal medya fenomenlerinin aldığı reklam pastası gün geçtikçe büyüyor, özellikle özgüveniniz yüksekse eğer bu yolla evinizden oturup fotoğraf çekerek kolay yoldan para kazanabilirsiniz.

ŞARKI ve ŞİİR YAZMAK

Edebi yönden kendinize güveniyorsanız eğer kolay yoldan para kazanmanızın en iyi yolu Şarkı ve Şiir yazmaktır. Temelde kaliteli ve dikkat çekici şiir veya şarkı yazmak kolay değildir ama ayın 30 saati masabaşında çalışmaktan daha kolay olduğu bir gerçek. Şarkı ve şiir yazarak para kazanmak istiyorsanız eğer her şeyden önce kendinizi kanıtlamanız gerekecektir. Bir sosyal medya hesabı açarak ilk etapta şarkı ve şiirlerinizi buradan paylaşabilirsiniz. Eğer dikkat çekici eserler ortaya çıkartabilirseniz eğer bu yolla harika paralar kazanabilirsiniz.

KAHVALTI EVİ AÇMAK

Son yılların en trend kolay yoldan para kazanma yöntemlerinden biri Kahvaltı Evi Açmaktır. Bu konuda çok ciddi bir bilgi ve deneyime de ihtiyacınız yok. Muhtemelen şehrinizde bu konuda bazı girişimciler bulunuyordur ve halihazırda kahvaltı evlerinden harika para kazananlar var. Bu konudaki müşteriler pek aynı mekana bağlı kalmazlar, kahvaltı gibi bir öğünü dışarıda yapan insanlar genellikle bu konuda farklı mekanlara açıktır. Eğer çok şık tasarımlı bir mekan ortaya koyabilirseniz, ortalama olarak 2 TL’e mal olan bir kahvaltıyı 50 TL’e satarak en kolay yoldan para kazanma şansına sahip olabilirsiniz.

ARABAYA REKLAM ALMAK

Reklam sektörü her geçen gün daha fazla hacme sahip olmaya başlıyor. Bu hacim nedeniyle farklı reklam fikirleri de bir bir ortaya çıkıyor. Son 2-3 yıldır Türkiye’de de artan bir fikir olan arabaya reklam trendinde de artış var. Arabaya reklam almak için şehrinizdeki büyük reklam ajanslarına uğramanız gerekiyor. Burada arabanıza giydirmeyi şirket yapıyor ve size aylık 300 ila bin lira arasında ödeme yapıyor.

OYUNCAK ÜRETİN

Oyuncak sektöründe seri üretim mallarının yanısıra el yapımı ahşap, plastik ve dokuma ürünlerine de büyük ilgi var. Özellikle çocuklar için daha sağlıklı olduğu sıklıkla belirtilen bu oyuncaklar ciddi manada YOK SATIYOR. Maliyeti 2-3 TL olan bu oyuncakları aksesuarcılarda, pazar tezgahlarında, oyuncakçılarda 20 – 30 TL’e satabilirsiniz. Bu tür oyuncakları üretebilmek için Youtube videolarına göz atabilirsiniz. El yapımı oyuncakları üretmek için basit bir tuhafiyeci ve marangozda bütün ürünleri bulabilirsiniz.

ODA KİRALAMA

Büyük bir eviniz var ve evinizin 2-3 odası boşsa eğer oda kiralayarak kolay yoldan hızlıca nakit para kazanabilirsiniz. Oda kiralama hizmetini genellikle şehrinizdeki okul veya üniversitelerde okuyan öğrencilere verebilirsiniz. Her odanın kapısına bir anahtar takarak hemen oda kiralama ile para kazanmanız mümkün. Oda kiralamak için kiracıları ise üniversitelerdeki Duyuru Panolarına yapıştıracağınız bir A4 kağıdı ile bulmanız mümkün.

DİL ÖĞRENMEK

Açık ve net bir şekilde belirtmek gerekiyor ki yeni bir dil öğrenmek size oturduğunuz yerden para kazandırır. Dil öğrenmek ise eskisi kadar uzun zaman ve zahmet gerektiren bir şey değil. Dil öğrenmek artık eskiye nazaran çok daha basit bir şekilde telefondan bile öğrenilebiliyor. Dil öğrenmenizi para kazanmak dışında da kendinizi geliştirmek için mutlaka öneriyoruz.

ORGANİZATÖR

Bir organizatör olmak için ciddi bir eğitim sürecine ihtiyaç duymuyorsunuz, eğer iyi bir deneyim sahibiyseniz eğer hemen küçük bir ofis açarak organizatör olabilirsiniz. Özellikle son yıllarda Türkiye’de düğün ve nişanlar kesinlikle bir organizatör tarafından destek alınarak yapılıyor. Parti, düğün, nişan, konferans ve konser gibi etkinliklerde para kazanabileceğiniz bu iş için sermaye ihtiyacınız da yok. Sadece iyi bir pazarlık yapmanız ve insanlarla iyi bir iletişim kurabilmeniz dışında herhangi bir şeye ihtiyacınız yok. Organizatörler kısa sürede ciddi gelirler elde etme fırsatına sahip oluyor, çünkü her iş size ciddi referanslar sağlıyor.

ORGANİK ÜRÜN YETİŞTİRMEK

Organik ürün yetiştirmek için sadece her yerde bulabileceğiniz fidanlara ve gübreye ihtiyacınız var. Bu malzemeleri bahçenize yada kiraladığınız küçük bir araziye ekerek organik ürün yetiştirebilirsiniz. Son yıllarda özellikle Ege ve Akdeniz’de milyonlarca kişi tarafından yapılan bu iş ile kolay yoldan para kazanmanız mümkün. Organik ürün yetiştiriciliği yapmak için ek bilgileri ise çok basit rehberlerde bulabiliyorsunuz. Özellikle bu konuda mantarları kesinlikle öneriyoruz.

FOTOĞRAFÇILIK

İnternette birbirinin ardına yeni Stock fotoğraf sitesi kurulmaya başlandı. Artık çektiğiniz fotoğrafları direkt olarak bu siteler aracılığıyla satışa sunabiliyorsunuz. Fotoğrafçı olmak için de ciddi bir beceriye ihtiyacınız olabilir ancak bu konuda kendinizi 1-2 yıl içerisinde ciddi anlamda geliştirebilirsiniz. Eğer dikkat çekici fotoğraflara sahipseniz bu stock sitelerinden aylık 2-3 bin dolar para kazanmanız bile mümkün.
Kolay yoldan para kazanmak istiyorsanız eğer >PARA KAZANANDIRAN HOBİLER adlı rehberimize de mutlaka göz atmalısınız…

YATIRIM YAPMAK

Kolay para kazanma yolları arasında aslında en zahmetsiz yollardan biri yatırım yapmaktır. Yatırım araçları için düzenli olarak ciddi bir çaba göstermeniz gerekmiyor. Özellikle birçok yatırım aracı belirlenen süre içerisinde ne kadar gelir elde edebileceğinizi bile göstermesi açısından dünyada ek iş arayanlar için sıklıkla kullanılan bir yöntem.
Karlı iş fikirleri platformu olarak yatırım yapmak isteyenlere 11 farklı yol önerimiz var. Bu fikirlere göz atmak için Yatırım Yapmak İstiyorum rehberine göz atabilirsiniz.

YOUTUBERLİK

Kendinize güveniyor ve insanların izleyebileceği videolar hazırlayabileceğinizi düşünüyorsanız eğer bundan çok yüksek miktarlarda bile para kazanabilirsiniz. Bugün Türkiye’de bile binlerce kişi tarafından yalnızca Youtube kullanılarak kolay yoldan para kazanılmaktadır.
Google’ye ait olan Youtube platformuna kayıt olduktan sonra çektiğiniz videoları yükleyerek bu videoların izlenmesinden para kazanabilirsiniz. Youtube’de videolar için reklam hizmet veriliyor bu reklamlar aracılığıyla aylık düzenli ödeme alırsınız. Ancak yüksek miktarlarda kazançlar için elbette farklı ve dikkat çekici videolar hazırlamanız gerekecek. Konu hakkında ek bilgiler için Youtube’den para kazanmak adlı bağlantıya tıklayabilirsiniz.

DANIŞMANLIK

Son yıllarda çok farklı dallarda danışmanlık hizmetleri verilmeye başlandı. Ancak henüz Türkiye’de danışmanlık hizmeti veren şirket sayısı çok düşük. Yönetim Danışmanlığı Derneği verilerine göre, ülkemizde 200’ü aşkın danışman şirketi tek bulunuyor. Bu şirketlerin birçoğu da yurt dışı kaynaklı şirketler.
Bu kadar yüksek bir pazar olmasına rağmen bu kadar az şirketin bulunduğu nadide sektörler arasında yer alıyor. Danışmanlık şirketi kurmak için de ciddi bir sermayeye ihtiyaç yok. Bugün birçok danışman şirketi yalnızca 3-4 personel ve bir ofis kurularak açılabiliyor.

KOMİSYONCULUK

Kolay para kazanma yolları arasında en çok önerdiğimiz işler arasında komisyonculuk faaliyetleri yer alıyor. Eğer özellikle insanlarla iletişiminiz yüksek ise, ticaretten hoşlanıyorsanız komisyonculuk tam size göre olabilir.
Komisyonculuk faaliyetleri çok kapsamlıdır, özellikle toptancılar, meyve ve sebze halindeki komisyoncular tarafından bu iş uzun süredir yapılıyor. Eğer bir malı ucuza alabilme kapasiteniz varsa mutlaka komisyonculuk faaliyetlerine yoğunlaşmanız faydalı olabilir. Komisyonculuk için ise ortalama bir sermayeye ihtiyacınız var.

BAYİLİK ALMAK

Ne iş kuracağınızı bilmiyorsanız bu konumda en çok önerdiğimiz konu bayilik fikirlerine göz atmaktır. Halihazırda Türkiye’de birçok iş yapan marka bulunuyor. Bu markalardan birçoğu da bayilik veren firmalar arasında yer alıyor. Mevcut şartlarda iş yapmayı başaran bir markanın, başka bölgelerde de iş yapma potansiyeli kağıt üzerinde mümkün. Bu potansiyeli kullanabilmek ve o markanın bulunduğunuz bölgede iş yapıp yapamayacağını da incelemek için girişimcilik özelliklerinizi kullanın.

Özellikle bulunduğunuz bölgede “o sektör” için rekabet şartları düşükse bu iş fikri mutlaka değerlendirilmelidir. Günümüzde her gün çok farklı dallarda firmalar bayilik vermektedir. Özellikle sektöre yeni giren firmalara mutlaka göz atın, bu tür firmalarda şartlar çok daha kolaydır.

TAVUK ÇİFTLİĞİ

Türkiye’nin iklim şartları tavuk çiftliğine mümkün olabilecek en iyi düzeyde uyum sağlamaktadır. Türkiye’de yaşıyorsanız tavuk çiftlikleri ile ciddi paralar kazanabilirsiniz. Halihazırda ülkemizde Doğu Anadolu bölgesi haricindeki hemen hemen her şehirde onlarca tavuk çiftlikleri bulunuyor ve sektör halen yeni oyunculara da kucak açmaya hazır.
Tavuk çiftliği kurmak artık birkaç şirket aracılığı ile anahtar teslim hizmeti olarak bile alınabiliyor. Eğer 100 bin lira civarında bir sermayeye sahipseniz, tavuk çiftliği işini mutlaka değerlendirmelisiniz. Tavuk çiftlikleri dışarıdan çok zahmetli bir iş olarak görülse bile ilk 2-3 ayın sonrasında işler tamamen düzene girmekte ve ek çaba gerektirmemektedir.

İÇ GİYİM SEKTÖRÜ

İç giyim sektörü Türkiye’de ve Avrupa’nın büyük kısmında en karlı giyim sektörleri arasında yer alıyor. Ortalama olarak yüzde 200’ü aşkın bir kar marjı bıraktıran iç giyim sektöründe ister üretici ister toptancı ister perakende satıcı konumunda bulunun, her türlü yüksek kar marjı elde etme şansınız var.
İç giyim sektöründe satışlar Türkiye’de son 7 yılda ise tam tamına 2,6 kat büyüme sağladı. Bu karlı sektöre giren birçok yatırımcı bugün onlarca farklı bölgede yer almaya başladı. Anadolu’da yalnızca birkaç ilçede faaliyet gösteren birkaç iç giyim markası bile bugün şehirlerinin en çok vergi veren şirketleri arasına girmeye başladı.

ÇİN’DEN İTHALAT YAPMAK

Türkiye’de birçok ticaret şirketi tarafından ithalat önemli bir para kazanma yolu. Özellikle Çin’den mal getiren şirketler ciddi kar marjları sağlıyor. Kolaylıkla para kazanılan yollardan biri olan Çin’den ithalat yapmak, bireysel olarak da yapılabilen bir iş yolu.
Çin’de birçok alışveriş sitesi bulunuyor, bu alışveriş sitelerinde her gün birçok ürün kampanyalı olarak piyasa fiyatının çok altında satışa sunuluyor. Bireysel olarak da bu ürünleri Türkiye’ye getirerek orta düzeyde bir gelir sağlayan birçok girişimci bulunuyor.

14 Temmuz 2017 Cuma

KURUMSAL ETKİNLİK YÖNETİMİ

Kurumsal Etkinlik Yönetimi 
Kurum kültürünün paylaşılması, kurum içi iletişimin geliştirilmesi, takım çalışmaları ve motivasyonun yükseltilmesi ya da sadece birlikte olmak amacıyla
düzenlemek istediğiniz toplantılardan en üst seviyede verim alabilmeniz için yanınızdayız.
Sizlere özel planlanan seçenekler sunuyor , proje aşamasından etkinlik bitimine kadar çözüm ortağınız olmayı hedefliyoruz.
»   Motivasyon Toplantıları ve Etkinlikleri 


Tüm şirketler için çok önemli olan şirket çalışanlarının memnuniyeti ile farklı bölümlerde ve farklı alanlarda çalışan ekiplerin bir hedefe doğru yönelmesini sağlayan motivasyon etkinlikleri, Türkiye’nin tüm bölgelerinde yer alan geniş otel portföyümüzle projelendirilir. 

»   Bayi ve Dönem Toplantıları 


Bayilerinizle sürekli iletişim halinde olmanız ve sistemin düzgün işlemesine yardımcı olabilmek için projeler üretip etkinlikler düzenlenir ve sorunsuz tamamlanması sağlanır.

»   Indoor - Outdoor Training ve Aktiviteler 


Kurumunuzun talep ve ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanmış açık hava ya da kapalı mekanlar da gerçekleştirilebilen aktiviteler planlanır ve organize edilir.

»   Eğitim Çalışmaları 


Kurumların ihtiyaçlarına göre farklı eğitim çalışmaları düzenlemekteyiz.

»   Ürün Lansman, Relansman ve Tanıtım Etkinlikleri 


Kurumsal kimlik doğrultusunda, talep ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak hizmet ya da ürünün hedeflenen tüketici gruplarına ulaşıp imaj güçlendirme, pazar payı arttırma v e rakiplerden farkları ön plana çıkarma faaliyetleri planlamak ve gerçekleştirmek.

»   Bireysel ve Grup Gezileri 


Gerek bireysel tatil ya da iş gezileri, gerekse grup gezi ve turları, tur departmanında görevli ekibimizle, taleplere göre dikkatle planlanıp uygun bütçelerle organize edilir.

»   Kurumsal Yemek Organizasyonları 


Özel yıldönümlerini kapsayan şirket ve bayi yemeklerine ek olarak fuar catering hizmetleri, piknik etkinliği ya da açılışlar gibi diğer organizasyonlara yönelik müzik, salon düzenleme vb... ihtiyaçlarının da karşılanmasında hizmet verilir.

»   Açılış, Ödül, Temel Atma Törenleri 


Çeşitli açılış, ödül törenleri ya da temel atma etkinlikleri için süsleme, catering, ulaşım, teknik ekipman ve gerekli destek eleman hizmeti verilir.

»   Fuar Destek Hizmetleri 


Deneyimli profesyoneller ile başarılı bir organizasyon için özel tasarım stant projeleri ve gerekli olan grafik tasarımlar hazırlanır. Catering ve teknik donanım hizmeti verilir.

»   Road Showlar 


Ürünün hedef kitleye yüz yüze tanıtılabilmesi için doğru rota belirlenir ve gerçekçi bütçe ile titizlikle planlanır ve organize edilir.

»   ORGANİZASYONLARDA VERDİĞİMİZ HİZMETLER


  • Organizasyonun gerçekleşeceği mekan rezervasyonları
  • Konsept yaratma
  • Bütçelendirme
  • Sahne, mekan ve stant dekorasyon tasarım ve üretim
  • Basılı ve görsel tüm malzemeler için kreatif çalışmalar ve üretimleri
  • Sosyal aktiviteler (In-out door oyunlar, atölye çalışmaları)
  • Sosyal program içeriğine uygun sahne ve gösteri organizasyonu
  • Sanatçı, konuşmacı ve sahne şovları
  • Catering hizmetleri
  • Kurumsal web sayfası hazırlama
  • Gerekli olduğunda toplu ya da bireysel otel rezervasyonları
  • Ulaşım koordinasyonu ve gerekli tüm biletleme işlemleri
  • Yardımcı personel temini
  • Teknik ekipman temini ve organizasyonu
  • Animasyon hizmetleri
  • Promosyonel hizmetler
  • Raporlama








17 Kasım 2017 Cuma

CEO'lar 2018 yılını değerlendirdi

Türkiye’nin önde gelen holding CEO’larının 2018 yılına yönelik bütçe ve yatırım planlarında neler var?
Türkiye ekonomisi büyüme dinamikleri açısından kritik bir eşikte. Büyüme modelinin üretkenlik artışlarının başı çektiği, daha dengeli bir talep kompozisyonun söz konusu olduğu, kırılganlıkların kontrol altına alındığı modele doğru gidilmesi kaçınılmaz. Pek çok iktisatçı ve analistin hem fikir olduğu konu, kapsamlı bir ekonomik program kurgulanmadan ve siyasi istikrara kavuşmadan orta vadeli program hedeflerinin gerçekleşmeyeceği yönünde. Önümüzdeki dönemde daha düşük bir büyüme ancak görece yüksek seyreden kırılganlıklar, hatta ekonomide sert yavaşlama riski, en önemli makro risk unsurları olarak dikkat çekiyor.
Haber çalışmamıza katılan CEO’ların verdikleri görüşlerden yola çıkarak baktığımızda birkaç konu öngörüler ve tahminler açısından dikkat çekiyor.
Ekonomiyi en çok terör etkiledi
CEO'lar 2017'de ekonomiyi en çok terör ortamının etkilediğine dikkat çekiyor. Ekonominin 27 çeyrek aradan sonra üçüncü çeyrekte tekrar küçülmesinde terörün önemli etkisi var. CEO'lara bakılırsa maalesef terör 2017 sonuna kadar ekonomiyi etkilemeye devam edecek.
Dolar kuru 3,40-3,65 bandında kalacak
CEO'lara göre 2018'de ekonomiyi en çok etkileyecek ikinci faktör ise döviz kurlarındaki yükselişin devam etmesi olacak. FED'in faiz artırımının devam etmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin daha da gerginleşmesi CEO'ların 2018’de ekonomiyi etkileyeceğini düşündüğü faktörler arasında. Dolar/TL’nin özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve politik gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini düşünüldüğünde, kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstereceğini öngörüyorlar. CEO'lar 2016'da dolar kurunun 3 TL'yi aşacağı öngörüsünde bulunmuş ve bunda da tam isabet kaydetmişlerdi.
Büyüme yüzde 4,5-5 arasında olacak
Hükümet 2017'de ekonominin yüzde 4,4 büyümesini hedefliyor. Dünya Bankası, 2017 yılsonu için Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5 olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı için 3,9 olarak açıklandı. Haberimize görüşleriyle katılan CEO’lara bakılırsa CEO'lar bu konuda daha iyimser. Yüzde 4.5-5 bandında büyüme öngörüler arasında.
İstihdamda beklentiler olumlu yönde
Türkiye'de işsizlik dört yıldır yükseliyor. 2012'de yüzde 8,4 olan işsizlik oranı 2015'te yüzde 10,3'e kadar çıkmıştı. 2016 ortalaması ise yüzde 10,8 civarında. CEO’ların büyük kısmı istihdamda kayda değer bir artış gerçekleştirmek istediklerini söylüyor.
Yatırımcı tipi değişebilir
Türkiye'deki şirketlerin yabancı ortakları 2017'de en çok ekonomideki durgunluğun derinleşmesinden endişe ediyor. AB ile son dönemde iyice gerilen ilişkilerin 2017'de daha da kötüleşmesi, yabancı ortakların çok fazla endişelendiği konulardan biri. CEO'ların verdikleri yanıtlara göre, Ortadoğu’daki savaş, OHAL, Güney Doğu’daki çatışma ortamı devam ettiği müddetçe Türkiye yabancı yatırımcı açısından risk altında. CEO’lar ekonomik düzenlemeler ve desteklerle birlikte Türkiye'nin yatırımcılar açısından cazibesini koruyacağını, yatırımların devam edeceğini ancak yatırımcı tipinin değişebileceğini düşünüyor. Dünyada devam eden dijitalleşme trendinin, Endüstri 4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere özellikle  inovasyon ve teknoloji odaklı stratejilerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekiliyor.
İhracatta AB umudu sürüyor
Bu yıl iç talep yanında ihracatta da işler iyi gitmedi. En önemli pazarımız olan AB'ye ihracatımız biraz kıpırdasa da toplam ihracatta gerileme yaşandı. CEO'lar 2016'da umutlarını AB pazarına bağlamıştı. Bu umut AB ile gerginlikler nedeniyle olumsuz etkilenmiş görünüyor. CEO'lar 2018'de de ihracatta büyük ölçüde AB'ye umut bağlasa da yeni pazarlar olarak 2018'de Orta Doğu, Kuzey Afrika ve ABD’ye dikkat çekiyorlar.
Teşvik paketi durgunluğa çare olacak
Ekonomide işlerin iyileştirilmesi için hükümetin hayata geçirdiği teşvik paketi umut vadeden gelişmelerden biri oldu. Bu paketin en önemli ayağını 250 milyar TL'lik krediye Hazine garantisi verilmesi oluşturdu. Teşvik paketinin ekonomideki durgunluğun aşılmasını sağlayıp sağlamayacağı merak ediliyor. CEO'lar ise bu konuda iyimser. 2018 yılının ise hem dünya hem Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine geçilerek yeni yatırımların gerçekleşeceği bir yıl olacağı öngörüsü hakim. Dünya Bankası, 2017 yılsonu için Türkiye’nin büyüme oranı beklentisini 3,5 olarak açıkladı. Bu oran 2018 yılı için 3,9 olarak açıklandı. Büyüme oranı tahminlerinin daha da artacağı görüşü hakim.
SABANCI HOLDİNG CEO’SU MEHMET GÖÇMEN:
“2018’DE TÜRKİYE EKONOMİSİ TAHMİNİ YÜZDE 4’ÜN ÜZERİNDE BÜYÜYECEK”
“Sabancı Topluluğu olarak, 90 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz ve içinde bulunduğumuz her sektörde Ar-Ge ve inovasyonda fark yaratmak, sektör liderliğimizi devam ettirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 2017 yılında yapmayı planladığımız yatırım miktarı 5 milyar TL’nin üzerinde. Bu da ülkemize duyduğumuz güvenin en önemli göstergesidir. Global pazarlarda yaşanan dalgalanmalara ve belirsizliklere rağmen, yatırım planlarımızda revizyona gitmedik. Topluluğumuzda, planlarımızı tüm koşulları göz önüne alarak yaptık ve en iyi şekilde uygulamaya devam ediyoruz. 2018, bizim için faaliyette bulunduğumuz sektörlerde hem ülkemize hem iş ortaklarımıza hem de bulunduğumuz coğrafyalardaki toplumsal refaha katkıda bulunmaya, değer yaratmaya devam edeceğimiz bir yıl olacaktır. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5,5 olmak üzere, önümüzdeki üç yıl ortalama yüzde 4’ün üzerinde büyümesini bekliyoruz. Büyümenin hızlanmasında, kredi garanti fonunun desteği oldukça önemli oldu. Ekonomi yönetimimizin büyümeyi desteklemeye yönelik etkin politikalarını sürdürmeye devam edeceklerine olan inancımızla, 2018 yılında yatırım ve ihracat destekli ekonomimizin yüzde 4 ve üstü civarında büyüyeceğini tahmin ediyorum.

Ekonomik düzenlemeler ve desteklerle birlikte Türkiye'nin yatırımcılar açısından cazibesini koruyacağını, yatırımların devam edeceğini ancak yatırımcı tipinin değişebileceğini düşünüyoruz. Sabancı Topluluğu olarak geniş bir portföye sahibiz. Farklı sektörlerde birçok şirketle yer alıyoruz. İyi bir portföy yönetimiyle, ülkemizi var olduğumuz her platformda en iyi şekilde temsil etmeye ve ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz. Dünyada devam eden dijitalleşme trendinin, Endüstri 4.0 devriminin getirdiği gelişmelerden kopmamak, hatta öncüsü olmak üzere tüm Topluluk şirketlerimizde inovasyon ve teknoloji odaklı stratejiler oluşturmaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Yatırım kararlarımızı da bu dönüşümün getirdiği fırsatları değerlendirerek veriyoruz.”
ANADOLU GRUBU İCRA BAŞKANI HURŞİT ZORLU:
“ORGANİK VE İNORGANİK YATIRIMLAR DEVAM EDECEK”
“Anadolu Grubu olarak 50 binin üzerinde çalışanımızla, dokuz farklı sektörde, 19 ülkede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Her sene organik olarak ortalama 500 milyon dolarlık yatırım gerçekleştiriyoruz. İnorganik yatırımlarımızla birlikte bu rakam daha da yukarılara çıkıyor. 2018 yılı için de beklentimiz, yine bu oranda bir yatırımı gerçekleştirmek. Bununla birlikte, bir süredir Grup olarak yürüttüğümüz “Odaklanma” stratejimizin geri dönüşlerini 2018 yılında fazlasıyla göreceğiz. Grubumuz, bira, meşrubat, perakende, tarım, otomotiv, kırtasiye, hızlı tüketim restoranı, gayrimenkul ve enerji olmak üzere dokuz sektörde faaliyetlerini sürdürüyor. Grubumuzun faaliyette olduğu sektörlerde özellikle yurt dışı operasyonlarımızın hacim ve ciro anlamında her geçen sene daha da katkı sağladığını görüyoruz. Grubumuz, makroekonomik anlamda zor geçen yıllarda bile yüzde 10 büyüme hedefi ile yılı tamamlıyor. Örneğin 2016, tüm sektörler için oldukça zorlayıcıydı. 2017 yılının da benzer şekilde geçtiğini görüyoruz. Buna rağmen, bu yılı da yüzde 10’un üzerinde bir büyüme ile tamamlayarak, 2018 yılını sağlam bir finansal yapıyla karşılayacağız. Grubun genel dinamiği, organik olarak mevcut işlerimizi büyütmek, bunun yanında da yeni fırsat alanlarına bakmak. Ana iş kollarımızda sürdürülebilir büyümemizi devam ettirirken, bir yandan da sürekli olarak yeni iş kollarındaki fırsatları gözlemliyoruz. Örneğin, günlük ve uzun dönem araç kiralama işinde büyüyoruz. Filomuzda 35 bin araca ulaştık. Araç kiralama işinde pazarın ikinci büyük oyuncusuyuz. Tarımda Anadolu Etap ile hızlı büyüyoruz. Önemli yatırımlar yaptık. Şu anda yaklaşık 25 bin dönüm arazide meyve bahçelerimiz var. Yaklaşık 3,5 milyon meyve ağacımız var. Kontratlı tarım da dahil, eko sistemimizdeki ağaç sayımızı her geçen yıl artırmayı hedefliyoruz. Migros ile her yıl ortalama 200 yeni mağaza açıyoruz. 2016 yılında mağaza portföyümüze eklediğimiz 232 yeni mağaza ile hedeflerimizi aştık. Değişen dinamiklerle uyumlanarak, ülkemiz ve tüm paydaşlarımızın menfaatine hizmet etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
BORUSAN HOLDİNG CEO’SU AGAH UĞUR:
“2018 İÇİN BÜYÜME HEDEFİMİZ YÜZDE 10”
“Borusan Grubu olarak altı farklı iş kolunda faaliyette bulunuyoruz. 2018’de de liderliğimizi korumak ve sektörleri geliştirmek adına yatırımlarımıza devam edeceğiz. Geçtiğimiz beş senede farklı sektörlere yaklaşık 1,5 milyar dolar yatırım yaptık. Toplam yatırım faaliyetlerimiz içinde 542 milyon dolar paya sahip olan enerji faaliyetlerimiz, maddi anlamda en yüksek yatırım ayağımız oldu. Borusan EnBW Enerji, haziran ayında gerçekleştirilen rüzgâr enerjisi ihalelerinde açılan 710 MW kapasite tahsis hakkının 180 megavatını kazandı ve en fazla kapasite tahsis hakkı kazanan şirketlerden biri oldu. 2018 devam edecek olan yatırımlarımızın yanı sıra, kazandığımız projelerin geliştirilmesi açısından kritik bir sene olacak. Yenilenebilir enerjinin her alanında gördüğümüz farklı fırsatlara odaklanacağız.
Grubumuz, inovasyon, dijitalleşme ve Ar-Ge inisiyatiflerini hayata geçirecek. Bu anlamda yaptığımız çalışmaları ve harcamaları da ileriye dönük grubumuza değer katan yatırım çalışmaları olarak değerlendiriyoruz. 2017 sonu itibariyle bu kapsamda yaptığımız yatırımların 40 milyon doları geçeceğini söyleyebiliriz. Bunun dışında dijitalleşme yol haritamızı 2017’de hayata geçirmeye başladık ve bu seneyi 10 milyon dolar seviyesinde bir yatırımla kapatmayı planlıyoruz. Sektörel öncülükleri korumak için inovasyon projelerimizin olmazsa olmaz olduğuna inanıyoruz, bu nedenle bu yola 2018’de de aynı kararlılık ve heyecanla devam edeceğiz. Bu kapsamda, son üç senede Borusan Holding ailesi olarak çalışan sayısı bazında yıllık ortalama yüzde 8 oranında büyüdük. 2018 senesinde de aynı büyüme hızıyla istihdam gücümüzü emin adımlarla güçlendirmeyi planlıyoruz. Borusan Grubu, farklı iş kollarında ülkemiz coğrafyası dışında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Avrupa ve ABD başta olmak üzere pek çok pazarda aktif olarak faaliyet gösteriyor. Bu anlamda bulunduğumuz pazarlardaki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin 2018 senesinde yüzde 4-5 civarında büyüme göstermesi bekleniyor. 2018’deki büyüme hedefimizi yüzde 10 seviyelerinde öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2018 yılında da yurtiçi pazardaki liderliğimizi korurken, yurtdışı pazarlardaki varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Yurtdışı pazarlarımızda, yerel boru üreticisi konumunda olduğumuz Amerika ve beş ülkede Caterpillar temsilciliğini yaptığımız Orta Asya coğrafyası temel lokomotiflerimiz olacak.”
AKFEN HOLDİNG CEO’SU SÜHA GÜÇSAV:
“2018’DE 5.5 MİLYAR TL’LİK YATIRIM PAKETİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
“2016 yılını 31 bin kişilik çalışan sayısı ile kapattık. Bu yıl istihdam paketimizin açılışını 300 kişi ile Mersin Limanı’nda yaptık. Mart ayında hizmete giren Isparta Şehir Hastanesi’nde 940 çalışanımız işbaşı yaptı. Enerji projelerimizde ise 100 kişilik istihdam planımız ile birlikte 2017 sonuna kadar 1340 kişilik yeni istihdam yaratmış olacağız. 2018’de ise sadece Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 1300 çalışana yeni iş vermiş olacağız. 2018 yılının ortasına kadar hayata geçireceğimizi duyurduğumuz 5.5 milyar liralık yatırım paketimize kararlılıkla devam ediyoruz. Bu yatırımın 3.9 milyar lirası sağlık, 800 milyon lirası enerji projelerinde gerçekleşiyor. Ayrıca öğrenci yurdu projelerine de 139 milyon lira yatıracağız. Türkiye şehir hastaneleri alanında önemli bir atağa kalktı, Kamu-Özel İş Birliği (PPP) ile son derece başarılı bir model uygulanıyor. Biz 755 yataklı Isparta Şehir Hastanesi’ni tamamladık. 1081 yataklık Eskişehir Hastanesi ile 480 yataklık Tekirdağ Hastanesi’nin yapımına devam ediyoruz. 5.5 milyar liralık yatırım paketinin 3.9 milyar liralık kısmı bu projelere gidecek. Denizli Şehir Hastanesi’ne teklif veriyoruz, belki birkaç hastane ile de ilgileneceğiz.
Dünyanın en büyük liman işletmecisi Singapurlu PSA ile özelleştirmeden Mersin Limanı’nın 36 yıllık işletme hakkını 755 milyon dolar ödeyerek aldık. Dünyada gemi boyutları çok hızlı şekilde değişiyor. Yükü elleçlemek için daha güçlü ve daha derin rıhtımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle limana büyük bir rıhtım projesini de içeren 650 milyon dolarlık yatırım yaptık. Daha önce Türkiye’ye çok nadir olarak gelen 14 bin TEU’luk gemiyi elleçler hale geldik. Yeni yatırımla birlikte yıllık rıhtım kapasitemiz 2.6 milyon TEU’ya çıktı. Bunu daha da büyüteceğiz. Bunun ikinci ve üçüncü fazları var. Önümüzdeki yıllarda limanı yılda 4.5 milyon TEU’luk kapasiteye çıkartacağız.
Akfen Yenilenebilir Enerji adıyla Türkiye’nin en önemli enerji platformlarından birisini oluşturduk. Nehir tipi santrallerimiz, güneş ve rüzgar lisanslarımız var.  Geçen yıl EBRD ve IFC bu şirkete 200 milyon dolar sermaye koydu ve ortağımız oldu. Önümüzdeki iki yılda şu andaki kapasitemizi ikiye katlayıp 500- 600 megavatlık çalışır santrale ulaşmayı hedefliyoruz. Öğrenci yurtları hayata geçirmeye başladık. Üniversite sayısı son derece artmış durumda. Kredi ve Yurtlar Kurumu ile yaptığımız anlaşmalarla üniversitelerdeki öğrencilere yönelik yurtlar yapıyoruz. Ankara Hacettepe’de daha önce yaptığımız ve iki bloklu yurdumuz faaliyette. Isparta ve Kütahya’ya da yeni yurtlar hayata geçiriyoruz. Bunların yatırım değerli 135 milyon lira. Fransız otel devi Accor Grubu ile birlikte hayata geçirdiğimiz otel yatırımlarımızın sayısı 20’ye ulaştı. Bunun yanında Akfen İnşaat olarak iki otel yatırımımıza devam ediyoruz. Uludağ’da bir otelimiz vardı, burasını 10 milyon dolara butik otel olarak yenileyeceğiz. Bodrum Cennet Koy’da ise uzun dönemli kiralanabilecek 36 üniteli ama bu istediğiniz takdirde 96 tane odaya dönüşebilen leisure tarzı çok güzel bir yatırıma başladık. O da 40 milyon dolar civarında bir yatırım olacak. Burasının işletmesi için çeşitli yabancı gruplarla görüşüyoruz. Bu yıl 20’nci yılını kutladığımız IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği şirketimiz var. Burada dünya sigorta piyasalarının kalbi Londra’da bir Llyod’s brokeri olan UIB (United Insurance Brokers) ile 2002 yılından bu yana ortaklığımız var. Sektörde 104 tane broker var, biz 3’ncü büyük şirketiz.  Dev uluslararası markalarla yarışıyoruz. Geçen yıl 100 milyon doların üzerinde ciro yaptı. Şu anda İstanbul, Ankara ve Adana olmak üzere üç bölgede faaliyet gösteriyoruz. 2018 yılı sonuna kadar Türki Cumhuriyetler, Rusya ve Dubai’de şubeler açıp yurtdışında yayılacağız.”
KİBAR HOLDİNG CEO’SU TAMER SAKA
“KÜRESEL ÇAPTA PARASAL SIKILAŞTIRMA POLİTİKALARI ÖNEM KAZANACAK”
“Kibar Holding olarak dünya genelinde karşılaştığımız kur riskini azaltmak, hızlı değişen politik ve ekonomik riskleri bertaraf etmek için oyun alanımızı genişletmek önceliklerimiz arasında. Organik, inorganik yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz. Ulaşımdan gıda ürünlerine kadar geniş bir yelpazede ürün geliştirdiğimiz Assan Alüminyum’da hem yeni hem de mevcut üretim içerisinde yaptığımız yatırımlarla pazardaki rekabet gücümüzü koruyoruz. Assan Alüminyum Türkiye ve Avrupa pazarlarında ürün yelpazesi içerisinde lider üreticiler arasında yer alıyor. Günümüz alüminyum yassı mamul ve folyo üretiminde rekabetçi olabilmenin en önemli kıstasları arasında ölçek ekonomisi ve Ar-Ge yer alıyor. Pazar liderliği konumu ile aldığı operasyonel ve finansal güç ve teknolojik birikimiyle Assan Alüminyum, alüminyum döküm ve folyo kapasitesini artırmak için sürekli çalışmaktadır. Hedeflenen yakın dönem yatırımları ile şirketimiz toplam kurulu yıllık kapasitesini 250 bin tondan 300 bin tonlara ulaştırmayı hedeflemiştir. 2017’de iki yeni döküm hattını devreye aldık. Ayrıca, yüksek hızlı ve ileri seviye otomasyon sistemli yeni folyo hadde yatırımı da devreye girdi. Bir sonraki aşamada ek folyo haddeleri ve düşük kalınlıklarda üretim yapabilen bir soğuk hadde, üzerinde çalışılmakta olan projeler arasında. Özellikle ambalaj sektörüne yönelik bu yatırımlar sayesinde Assan folyo kapasitesini yıllık 80 bin tondan 110 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz.  Assan Alüminyum için bir diğer stratejik yatırım ise sıcak hadde dökümhane yatırımıdır. Ulaşım ve savunma sanayilerine yüksek katma değerli alüminyum ürünler sağlayacağız.
Grubumuzun ulaşım tarafında en büyük iştiraki Hyundai Assan ile binek araç üretiminde yıllık 240 bin araç seviyesindeyiz. Mevcut portföyümüz olan i10 ve i20 araçlarının yanında lüks segment bir araç üretimi ile Türkiye otomotiv sanayisi için çok kritik bir açılım yaratacaktır. İç pazarda Hyundai Assan ile A segmentinde pazar lideri durumdayız ve yüzde 28 pazar payına sahibiz. Toplam pazardaki payımız yüzde 5,5-6 seviyesinde. Bir üst segmentte yapılacak araç üretimi Türkiye otomotiv yan sanayini daha rekabetçi konuma getirecek ve bu sanayide çalışanlarımızın ufkunu genişletecektir.  Grubumuz Hyundai Assan’da ortağımız Hyundai Grubu ile Türkiye’de yeni bir model üretimi için görüşmelere devam etmektedir. Assan Hanil fabrikalarımız ile ciddi bir operasyonel ve teknolojik birikime sahip durumdayız. Bu birikim ile Türkiye dışında üretim yapan global üreticilere hizmet verebilmek adına özellikle Avrupa’da yatırım fırsatlarını incelemeye devam etmekteyiz.
Grubumuzun Assan Lojistik ile İskenderun’da 2010 yılında faaliyete geçirdiği Assan Liman stratejik önemini koruyor. Assan ile yıllık 250 bin TEU kapasiteye sahip olup yapılacak ekipman ve saha yatırımları ile birlikte yıllık 550 bin TEU kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.  Ana faaliyet konusu konteyner tahmil ve tahliyesi olan iştirakimiz, genel kargo ve proje kargo tahmil ve tahliye hizmetlerinin yanı sıra müşterilerinin konteynerize yükleri için gümrüklü-gümrüksüz ve açık-kapalı alanlarda depolama hizmetleri de veriyor. Assan Liman için Akdeniz hattında oluşan talebi karşılayabilmek için hem iskele hem de depo tarafında ek yatırımları değerlendiriyoruz. Ortadoğu’ya denizyolu ile açılan kritik bir kapı olan limanımız daha büyük yük gemilerine ve genişleyen kargo ürün yelpazesine hizmet verebilmek için gerekli projeleri hazırlamaktadır.”
TOSYALI HOLDİNG CEO’SU FUAT TOSYALI
“2018 BÜYÜME ORANIMIZ TAHMİNİ YÜZDE 10 OLACAK”
“Siyasal ve toplumsal tarihimizde derin izler bırakan hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti.  Ülkemiz, geçen yıl yaşanan hain darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimizin kararlı duruşu ve halkımızın güçlü iradesi sayesinde bertaraf etti. Demokrasimize karşı yapılan bu saldırıda kararlı bir duruş sergileyerek şer odaklarına karşı nasıl kenetlendiğimizi ve tek vücut olduğumuzu tüm dünyaya da bir kez daha kanıtladık. Ne yazık ki bu alçak girişimin ülke ekonomisine etkisi ağır oldu. Ancak biz yılmadık.  Üretmeye devam ettik. Yatırımlarımıza hiç ara vermedik. Bütün bu süreçte ekonomi yönetimimiz iş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket ederek iyi bir sınav verdik. Şunu görüyoruz ki; ekonomimiz son bir yılda yaşanan kayıpları telafi etmeye başladı. Bu alçak girişimin ülkemiz üzerindeki yarattığı karabulutlar yavaş yavaş dağılıyor. Önümüzdeki yılda hızlı bir şekilde yatırım yapmaya devam edeceğiz. Cazip bir ülke olma konumumuzu devam ettireceğiz. Üretim ve ihracata hız verdik. 2018 yılı yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapmak için fırsatları değerlendireceği bir yıl olacak. Ekonomideki olumlu tablo devam etmesini ve büyümenin ikinci yarıda daha da güçleneceğini tahmin ediyorum. 2018'de Tosyalı Holding olarak bizim yüzde 10’nun üzerinde bir büyüme hedefimiz var. Bu hedefi gerçekleştireceğimize inanıyorum.”
AKKÖK HOLDİNG İCRA KURULU BAŞKANI AHMET C. DÖRDÜNCÜ
“AK-KİM’İ 750 MİLYON DOLAR CİROLU ŞİRKET HALİNE GETİRECEĞİZ”
“Türkiye 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüdü. 2018 yılının ise hem dünya hem Türkiye ekonomisi için toparlanmanın bir adım ötesine geçilerek yeni yatırımların gerçekleşeceği bir yıl olacağını öngörüyorum. Akkök Holding olarak, yeni yatırımlarımızla daha katma değerli üretim segmentlerine geçmeyi ve downstream ürünler üreterek kapasite kullanım oranlarımızı artırarak, ölçek ekonomisinin kaldıraç etkisinden yararlanmayı planlıyoruz. Buna ek olarak dijitalleşmenin sunduğu verimlilik fırsatlarını da yakalamayı amaçlıyoruz.
Grup olarak organik ve inorganik büyüme yollarına bakıyoruz. 2023 yılında Ak-Kim’i 750 milyon dolar cirosu olan bir şirket haline getirmek istiyoruz. Bu yüzden de 2017 yılında izlediğimiz yola devam edip yurtdışından yeni bir şirketi bünyemize katmayı hedefliyoruz. Dünyanın en büyük akrilik elyaf üreticisi olan Aksa Akrilik’te ise inovatif ürün çalışmalarına devam ediyoruz. Modakrilik  ve özel elyaflar konusunda çalışmalarımız bulunuyor. DowAksa tarafında ise; bu yıl dünyanın en büyük rüzgâr türbini üreticilerinden biri olan Vestas ile türbin kanatlarında kullanılan karbon elyaf pultruze profillerin tedariki için dört yıllık bir kontrata imza attık. Önümüzdeki yıl için de bu alanda çalışmalarımız devam edecek. Gayrimenkul sektöründe de iddiamız sürdürüyoruz. 2017 yılının başında Akiş GYO’nun Saf GYO ile birleşmesiyle Türkiye’nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklarından biri olduk. Akiş GYO tarafında 2018 yılında elde etmeyi beklediğimiz kira geliri yaklaşık 320 milyon TL. Aynı zamanda Beykoz’daki fırsatları da değerlendiriyoruz. 2018 yılı itibariyle yaklaşık 40 bin metrekarelik alanda konut+ticari nitelikte bir projeye başlayacağız. Enerji alanında ise sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konuları 2018 yılında önceliğimiz olacak. Şu an Akenerji’nin 1.224 MW olan mevcut kurulu gücünün 320 MW’ı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı. Bu yılın başında Bandırma’da kurulu  Ayyıldız Rüzgar Santrali’ndeki kapasite artırım sürecini tamamladık. Bu kapasite artırımı ile Ayyıldız Rüzgar Santrali’nde var olan beş ünitede (türbinde) 15 MW olan toplam kurulu güç, yeni eklenen 4 yeni üniteyle (türbinde) birlikte 28,2 MW’a yükselmiş oldu. 2018 yılında bu alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
AKSOY HOLDİNG CEO’SU BATU AKSOY:
YÜZDE 10 BÜYÜME HEDEFİ VE 1.500 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ”
“Türkiye’de portföy çeşitlendirmesinin önemi daha da arttı. Aksoy Holding olarak; Petrol & Enerji, Turizm & Gayrimenkul ve Uluslararası Ticaret olmak üzere üç iş kolunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Akaryakıt dağıtımı ve madeni yağlar sektöründe 2017 ile paralel yani GSMH büyümesinin biraz üstünde bir büyüme bekliyorum. Bu da 2018 yılında yüzde 5'in üstü manasına gelebilir. Shell & Turcas olarak dijitalizasyonu ve teknolojiyi müşteri ihtiyaçlarını dikkate alarak azami ölçüde kullanmanın yanı sıra serviste mükemmeliyeti ve global Shell know-how’ı ile geleceğin yakıtlarına hazır olmayı hedefliyoruz.  Ayrıca karlı ve sağlıklı büyümeye odaklanıp 1.050 civarında istasyonla faaliyet gösteren bayi ağımızın iç satış verimliliğini artırmak, sonra da yeni istasyonlar açmak ve benzin ile madeni yağlarda piyasa liderliği konumumuz ile dizel satışlarında ilk iki oyuncudan biri olma hedefimizi sürdüreceğiz. 
Enerji tarafında; 2017’de yıllık doğalgaz tüketimimizin 50 milyar metreküpe, elektrik üretim kapasitemizin de 80 bin MW'a yaklaşmasıyla Türkiye’nin muazzam potansiyeli ve jeostratejik konumu zaten ortada. Sanayi bazlı büyüme biz enerji yatırımcılarının önünü açacaktır. Yatırımcı dostu, liberal bir enerji piyasası oluşturmamız da elzem. Turcas olarak, RWE ile Denizli’deki santralimizde 10. yılına girdiğimiz ortaklığımızın yarattığı sinerjilerden çok memnunuz. Şimdi bu işbirliğini, RWE’nin yeni iştiraki INNOGY ile yenilenebilir enerji ve enerji teknolojileri alanlarına herhangi bir coğrafi sınırlamaya tabi olmadan aktarmayı hedefliyoruz. 
Conrad İstanbul'u baştan aşağı yenileyerek ve ortaklarımızın hisselerini satın alarak yaklaşık 200 milyon euro büyüklüğünde bir yatırıma imza attık. Şimdi de Bodrum'daki Epique Island Villa-Otel-Marina projemizle yeni bir 200 milyon euro büyüklüğünde yatırım gerçekleştiriyoruz. 2018'de çoğu tamamlanacak olan bu yatırımın bir kısmının (Otel-Marina) 2019'da devam edeceğini öngörüyoruz. Bu yatırımlarla bin 500 kişinin üstünde kişiye istihdam sağlanacak. Uluslararası ticaret alanında; Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu bölgesine odaklıyız. Shell ve Gazpromneft markalarının madeni yağ dağıtımı ile başladık, akü ve filtreyi ekledik. Şimdi lastik ve oto yedek parçaları satma ve hatta bazı ürünlerde üretime geçme hedeflerimiz var. Irak'ta 7'si kendi şubemiz olan 37 bayi ve yüzlerce sıcak satış noktasında faaliz. Hedefimiz bölgesel bir dağıtım şirketi olmak. İran da radarımızda. Döviz kurlarındaki hareketliliği dikkate alarak ihracat ve transit ticaret hacmimizi her sene en az yüzde 10 seviyesinde büyütme hedefimizi koruyacağız.”
LİMAK YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI EBRU ÖZDEMİR:
“YÜZDE 20 ORANINDA BÜYÜME HEDEFLİYORUZ”

“Limak Grubu olarak, stratejik planlarımız ve risk değerlendirmelerimiz çerçevesinde, faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde büyümeye, kapasite artırımlarına ve yeni yatırımlara devam edeceğiz. 2018 için yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da sektörel hedeflerimize uygun ve sinerji yaratabilecek kamu özel işbirliği projelerinde, özelleştirme ihalelerinde ve yurtdışı inşaat, altyapı ve enerji projelerinde güçlü bir potansiyel alıcı olarak bulunmaya devam edeceğiz. Ayrıca, ana iş kollarımız olan inşaat, çimento, enerji, altyapı yatırımları ve turizmin yanı sıra 2018 yılında savunma sanayi ve maden sektörlerinde de yeni yatırımlar yapmak için ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Yurtdışında Balkanlar, Afrika, Ortadoğu ve Rusya pazarlarında mevcut varlığımızı daha da artırmak için iş geliştirme faaliyetlerimizi 2018 yılında daha da hızlandıracağız. 2018 yılında 2017 yılında yakalanan olumlu ivmenin daha da yukarı taşınmasını, zaten güçlü bir kamu maliyesine, bankacılık sektörüne, dinamik ve girişimci özel sektöre, güçlü büyüme potansiyeline ve genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin yatırım potansiyelinin artmasını bekliyoruz. Bu kapsamda, 2018 yılında büyüme oranının yüzde 5 seviyelerine yükseleceğini düşünüyoruz. TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesiyle enflasyon oranlarının 2017 yılı sonunda tek hanelere inmesini, 2018 yılında ise TCMB politika hedefine yakınsayacağını düşünüyoruz. Bu gelişmeler paralelinde Türk Lirası’nın 2018 yılında 2017 yılının son dönemlerinde olduğu gibi istikrarlı seyrini korumasını bekliyoruz. Dolar/TL’nin özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarına ve politik gelişmelere bağlı olarak zaman zaman dalgalanma gösterebileceğini düşünsek de kurun 3,40-3,65 bandında bir seyir göstermesini bekliyoruz.”